ABD'nin atmosferin iyonosfer tabakasını kullanarak askeri ve sivil araçlar elde etme çalışmalarını uzun süre sürdürmüştür. Bu çalışmaların bir dizi halkası halinde gelen, en son noktasıda HAARP projesiydi. Bunu geçmiş yazılarımda size belirtmiştim. İyonosfere gönderilen yüksek frekanslı radyo dalgaları ile lensler oluşturulduğu ve buradan sağlanan yansıtma ile insanların akıl sağlığını bozduğunu, yer altındaki her şeyin gözlenebildiğini bazı bölgelerde istenildiği takdirde haberleşmenin durdurularak sadece ABD'nin haberleşmesine olanak verdiğini tüm bilişim sisteminin çökertilmesine ramak kala sistemin işlerliğini bozduğunu bazı yazılarımda size yazmıştım. Bunlar size yabancı konu gelmiyor değil mi? Hatırlayınız geçtiğimiz haftalarda neler konuşulmuştu? Siber saldırılar ve haberleşme ağında yavaşlamalar. Şimdi hayalî gelecek ama biz ABD'nin tüm planlarını bu konuda bozduk. NSA haberleşme ağı bu konuda üstün donanımlara sahip olmasına rağmen bizi bazı konularda hiç mi hiç zorlamadı. Ee bu da bizim istihbarı kaynaklarımızın ve devletimizin ne kadar güçlü olduğunu belli etmiyor mu? Vakti geldiğinde herkes görecek ve öğrenecek... Devam... ABD'nin Körfez savaşında art arda yaptığı denemeleri biliyoruz. Yer istasyonları ve uydu istasyonları ile ve roket teknolojisi ile yapılan çalışmalar 1991'de askeri maksatlar için kullanılmak istendi. Fakat sistem bu hale gelmiş miydi? ABD yüksek ve düşük frekans yaymak suretiyle kullanılan bu sistemi Irak'a karşı kullandı mı? Bu soruların cevapları kısmen yetkili çevreler tarafından verilmiş olmakla beraber, olayın içeri hakkında net bir bilgi hala yok ve sır gibi saklandı.
Savunma konularında yayın yapan Defence News Dergisi 13-19 Nisan 1992 tarihli sayısında elektron ışın jeneratörü Hermes II 'nin Çöl Fırtınası harekâtında kullanıldığını yazmıştı. Dergiye göre; Hermes II gönderilen X ve gamma ışınları ile nükleer bomba patladığında ortaya çıkan ışık etkisi taklit edildi. ABD savunma bakanlığı ve çevreleri, bu cihazın atom bombasını taklit ederek Irak tarafını korkutmak için; psikolojik üstünlük sağlamak amacıyla kullanıldığını açıklamakta beis görmediler.
İyonosferle alakalı projelerle ulaşılan pek çok imkân doğuracağı korkunç sonuçlar sebebiyle kolayca kamuoyuna açıklanabilir özellik taşımıyor. Bu sebeple kamuoyunda infial uyandırmayacağı tahmin edilen, “atom bombasının ışık etkisini taklit” gibi masum sayılabilecek bir hususun kamuoyuna açıklanması diğer güçlerin kullanılmadığı anlamına gelmemektedir. Tam tersine belki benzeri bir kısım olayları perdelemek için dikkatleri başka yöne çekmeye de yarayabilir.
Hermes II NASA Uzay Laboratuvarı ve yüksek frekanslı diğer sistemlerin aynı anda belli bir noktaya yönlendirilmesi ile nükleer bomba etkisinin sağlanacağını da iddia edilmekteydi. Bu iddia doğruysa ABD'nin bu sistemleri kullanarak atom bombasının sadece ışık etkisini değil tahribat etkisini de kullanmış olması ihtimal dâhiline girecektir
Körfez savaşı başta CNN olmak üzere Batılı haber kaynakları tarafından tek yanlı olarak dünya kamuoyuna sunulmuş ve toplum sanki bir bilgisayar oyunu izliyormuş gibi hissettirilmişti. Tek taraflı bir propaganda perdesi arkasında neler olup bittiği tam olarak hiçbir zaman kamuoyuna yansıtılmadı. Evet, ABD'nin Yıldız Savaşları Projesini 1991 ‘de Körfez'de denedikten sonra 1993'te HAARP projesini kullandığını biliyoruz. İyonosferin kullanımı ile ilgili böyle bir yatırım daha önce olmamıştı. Körfez savaşının hemen akabinde 1993'te Hermes II ile sınırlı kalmadığı sonucuna varıyoruz. Çünkü İnsanların akılları ile oynadılar. İnsanların aptallaştırıldığını gördük. Zihinleri çökertilmiş, köleleştirilmiş askerleri gördüğümüzde ulaşılan sonucun ürkütücü olması ve kamuoyunda büyük tepkilere sebep olması ihtimali karşısında delilleri dozerlerle gömerek yok ettiler. Irak askerlerinin bir paket bisküvi, gofret vs. alabilmek için ABD askerlerinin ayaklarına kapandıklarını çizmelerine sarıldıklarını TV haberlerinde herkes görmüştür. Irak üzerinde iyonosfer üzerinden ilk deneme de haberleşme kesildi. Haarp projesi ile birlikte SPS (Güneş Enerjili Uydu Projesini) kullanarak NASA'nın son teknolojisini Körfez'de kullandılar.
ABD insan sağlığı ve düşünme yeteneği üzerinde etkili olan silahlarını körfez savaşında devreye sokmuştur. Teknoloji geliştikçe geliştirilen kitle imha silahları ve yöntemleri giderek daha çok ahlaki boyuttan uzaklaşmakta ve insan soyunu tahribe yönelmektedir… Yakın zamanda gördüğümüz çok örnekleri var. ABD, İngiltere, İsrail ve Küresel Güçlerin oyunlarına elbette bizim de cevabımız var.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Erkan Macit
ABD Körfez Savaşında uzay silahları kullandı mı?
ABD'nin atmosferin iyonosfer tabakasını kullanarak askeri ve sivil araçlar elde etme çalışmalarını uzun süre sürdürmüştür. Bu çalışmaların bir dizi halkası halinde gelen, en son noktasıda HAARP projesiydi. Bunu geçmiş yazılarımda size belirtmiştim. İyonosfere gönderilen yüksek frekanslı radyo dalgaları ile lensler oluşturulduğu ve buradan sağlanan yansıtma ile insanların akıl sağlığını bozduğunu, yer altındaki her şeyin gözlenebildiğini bazı bölgelerde istenildiği takdirde haberleşmenin durdurularak sadece ABD'nin haberleşmesine olanak verdiğini tüm bilişim sisteminin çökertilmesine ramak kala sistemin işlerliğini bozduğunu bazı yazılarımda size yazmıştım. Bunlar size yabancı konu gelmiyor değil mi? Hatırlayınız geçtiğimiz haftalarda neler konuşulmuştu? Siber saldırılar ve haberleşme ağında yavaşlamalar. Şimdi hayalî gelecek ama biz ABD'nin tüm planlarını bu konuda bozduk. NSA haberleşme ağı bu konuda üstün donanımlara sahip olmasına rağmen bizi bazı konularda hiç mi hiç zorlamadı. Ee bu da bizim istihbarı kaynaklarımızın ve devletimizin ne kadar güçlü olduğunu belli etmiyor mu? Vakti geldiğinde herkes görecek ve öğrenecek... Devam... ABD'nin Körfez savaşında art arda yaptığı denemeleri biliyoruz. Yer istasyonları ve uydu istasyonları ile ve roket teknolojisi ile yapılan çalışmalar 1991'de askeri maksatlar için kullanılmak istendi. Fakat sistem bu hale gelmiş miydi? ABD yüksek ve düşük frekans yaymak suretiyle kullanılan bu sistemi Irak'a karşı kullandı mı? Bu soruların cevapları kısmen yetkili çevreler tarafından verilmiş olmakla beraber, olayın içeri hakkında net bir bilgi hala yok ve sır gibi saklandı.
Savunma konularında yayın yapan Defence News Dergisi 13-19 Nisan 1992 tarihli sayısında elektron ışın jeneratörü Hermes II 'nin Çöl Fırtınası harekâtında kullanıldığını yazmıştı. Dergiye göre; Hermes II gönderilen X ve gamma ışınları ile nükleer bomba patladığında ortaya çıkan ışık etkisi taklit edildi. ABD savunma bakanlığı ve çevreleri, bu cihazın atom bombasını taklit ederek Irak tarafını korkutmak için; psikolojik üstünlük sağlamak amacıyla kullanıldığını açıklamakta beis görmediler.
İyonosferle alakalı projelerle ulaşılan pek çok imkân doğuracağı korkunç sonuçlar sebebiyle kolayca kamuoyuna açıklanabilir özellik taşımıyor. Bu sebeple kamuoyunda infial uyandırmayacağı tahmin edilen, “atom bombasının ışık etkisini taklit” gibi masum sayılabilecek bir hususun kamuoyuna açıklanması diğer güçlerin kullanılmadığı anlamına gelmemektedir. Tam tersine belki benzeri bir kısım olayları perdelemek için dikkatleri başka yöne çekmeye de yarayabilir.
Hermes II NASA Uzay Laboratuvarı ve yüksek frekanslı diğer sistemlerin aynı anda belli bir noktaya yönlendirilmesi ile nükleer bomba etkisinin sağlanacağını da iddia edilmekteydi. Bu iddia doğruysa ABD'nin bu sistemleri kullanarak atom bombasının sadece ışık etkisini değil tahribat etkisini de kullanmış olması ihtimal dâhiline girecektir
Körfez savaşı başta CNN olmak üzere Batılı haber kaynakları tarafından tek yanlı olarak dünya kamuoyuna sunulmuş ve toplum sanki bir bilgisayar oyunu izliyormuş gibi hissettirilmişti. Tek taraflı bir propaganda perdesi arkasında neler olup bittiği tam olarak hiçbir zaman kamuoyuna yansıtılmadı. Evet, ABD'nin Yıldız Savaşları Projesini 1991 ‘de Körfez'de denedikten sonra 1993'te HAARP projesini kullandığını biliyoruz. İyonosferin kullanımı ile ilgili böyle bir yatırım daha önce olmamıştı. Körfez savaşının hemen akabinde 1993'te Hermes II ile sınırlı kalmadığı sonucuna varıyoruz. Çünkü İnsanların akılları ile oynadılar. İnsanların aptallaştırıldığını gördük. Zihinleri çökertilmiş, köleleştirilmiş askerleri gördüğümüzde ulaşılan sonucun ürkütücü olması ve kamuoyunda büyük tepkilere sebep olması ihtimali karşısında delilleri dozerlerle gömerek yok ettiler. Irak askerlerinin bir paket bisküvi, gofret vs. alabilmek için ABD askerlerinin ayaklarına kapandıklarını çizmelerine sarıldıklarını TV haberlerinde herkes görmüştür. Irak üzerinde iyonosfer üzerinden ilk deneme de haberleşme kesildi. Haarp projesi ile birlikte SPS (Güneş Enerjili Uydu Projesini) kullanarak NASA'nın son teknolojisini Körfez'de kullandılar.
ABD insan sağlığı ve düşünme yeteneği üzerinde etkili olan silahlarını körfez savaşında devreye sokmuştur. Teknoloji geliştikçe geliştirilen kitle imha silahları ve yöntemleri giderek daha çok ahlaki boyuttan uzaklaşmakta ve insan soyunu tahribe yönelmektedir… Yakın zamanda gördüğümüz çok örnekleri var. ABD, İngiltere, İsrail ve Küresel Güçlerin oyunlarına elbette bizim de cevabımız var.