Hiçbir toplum gelişmelere kapalı kalamaz,kaldığı takdirde geçicide olsa yönetilebilir olmaktan çıkar.FETÖ terör örgütü birçok alanda özellikle de bürokrasi,ekonomi ve siyasette yapılandı.Bu yapılanmasını inşa ederken mensuplarını önce yaşayan ölüler haline getirdi sonra yeme içmelerinden tutunda yatak odalarında kiminle yatacaklarına kadar herşeylerini belirledi sonra bu hainler güruhunu çelik korseyle bağladı.
15 Temmuz darbe girişimini bu aziz millet tarihe altın harflerle yazılacak şekilde bertaraf etmiştir.Bizim ülke olarak darbelerden ve darbe girişimlerinden çıkardığımız ders veya dersler var mı ? Türkiye'de yirmi yılda bir darbe olduğunu aralarda da darbe girişimleri yaşadığımızı görüyoruz bu açıdan baktığımızda demek ki bu darbe gelecekti sonucu çıkıyor.Konunun uzmanlarına bakıyorsunuz kimi diyor ''ben 2013 darbe olacağını söyledim kimi diyor 2011 kimi diyor 2010'' evet darbe olacağını bilmişler ancak Türkiye darbeler tarihine okuma yazma bilen biride baksa aynı şeyi söylerdi.Elbette bilmek önemli ama asıl olan engellemek için neler yapıldığıdır.Bir daha darbe veya darbe girişimi yaşamamak için hiçbir grubun,cemaatin,tarikatın devlet kademelerinde yuvalanmasına izin vermemeliyiz.
Atatürk'ün yaptığı devrimlerin önemi bu noktada tekrar ortaya çıkıyor.Laiklik devrimi hepimizin dört elle sarılması gereken bir devrimdir.Boşuna dememişler 'yarım hoca adamı dinden eder' diye.Dinini yaşamak isteyene tüm imkanları vereceksin ancak devlet işlerine karıştırmayacaksın.Aynı şekilde Atatürkçülüğü de bir din gibi görüp yaşayanlara da bu imkanı vermeyeceksin.İkisi de tehlikelidir.Atatürkçü olabilirsin ,dindar olabilirsin ancak herkesi kendin gibi düşünmeye yaşamaya zorlayamazsın.Atatürk inananında inanmayanında rahat yaşayabileceği yasalarla güvence altına alınmış bir sistem kurmuştur.Bugüne ve geçmiş örneklere baktığımızda şunu görüyoruz sözde dindarlarda ve Atatürkçülüğü din gibi yaşayanlarda aynı paranoya var devleti illegal yollarla ele geçirmek.Devlet bu iki kesim arasında güç denemesi yapılacak bir mekanizma değildir, işte bunun önüne geçmek lazım aksi takdirde siyaset bilimcisi olmaya gerek yok yeni bir darbe girişimi daha yaşamayacağımızın garantisi var mı ?
Bu noktada yeni bir anayasa şarttır.Herkesin kendisini güvende hissettiği bir anayasa olduğunda hiçkimse buna cesaret edemez böyle bir girişimin zeminini bulamaz.Geçmişin eski anayasasıyla bugünün yeni dünyasında kalıcı olmak söz sahibi olmak kolay değil.Kaldı ki kendi içimizde bile birçok sorun yaşıyoruz.Darbeye meşruiyet kazandıran anayasa olabilir mi ? Olmamalı.
Değişimler tabandan tavana doğru yükselir bugün için Türkiye siyasi haritasında böyle bir değişiklik beklentisi yok.Millet halinden memnun.Yeni bir siyasi hareket başlatan Sayın Meral Akşener'in sadece MHP tabanı üzerinden başarılı olması çok zor CHP ve AK Parti seçmenlerinden oy alabilir mi ? Yelin kayadan alacağı toz kadar oy alacağını düşünüyorum.
AK Parti kendisini yenileme sürecine girdi eğer ki bu yenilenme sürecinden başarıyla çıkarsa uzun bir süredir durağan seyreden siyaset yeniden hareketlenir.
Türkiye'nin ihtiyacı olan normalleşme sürecinin başlaması siyasi parti liderlerinin tutum ve davranışlarına bağlıdır.Toplum gerçekten yoruldu gerek siyasi çekişmeler,gerek ekonomik durgunluklar, terör örgütlerinin saldırıları,dış siyasal itişmeler en asgari düzeye indirilmelidir.Bunun yolu içerde birbirimizi yemek değil tam aksine kucaklaşmaktır.
Sayın Kılıçdaroğlu adalet yürüyüşü ile kabul edelim yada etmeyelim iyi kötü bir ivme kazandı ancak sonrasında yaptığı çıkışlarla yeniden en başa döndü.Hiçbir siyasi lider küfürle hakaretle bir yere varamaz.Toplumda yeniden güveni tesis etmek başta siyasi liderler olmak üzere hepimizin görevidir.
Sorumluluk makamlarında bulunan herkes bu ülke için gereğini yapmak zorundadır.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsı üzerinden yürütülen kirli ve kara propaganda tutmadı tutmuyor dolayısı ile artık muhalefet yeni bir dil geliştirmeli demokrasi,hak,hukuk,adaletle ilgili eksik gördüğü noktaları küfürle hakaretle değil siyasi nezaket ve siyasi ahlak kuralları dışına çıkmadan iktidara iletmelidir.Toplumu bölmenin ayrıştırmanın kimseye faydası olmaz.Türkiye adeta yeni bir kurtuluş mücadelesi verirken tüm enerjimizi birlik ve beraberliğimiz için harcamalıyız kavga için değil.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Adalet hakaretle bulunur mu?
Hiçbir toplum gelişmelere kapalı kalamaz,kaldığı takdirde geçicide olsa yönetilebilir olmaktan çıkar.FETÖ terör örgütü birçok alanda özellikle de bürokrasi,ekonomi ve siyasette yapılandı.Bu yapılanmasını inşa ederken mensuplarını önce yaşayan ölüler haline getirdi sonra yeme içmelerinden tutunda yatak odalarında kiminle yatacaklarına kadar herşeylerini belirledi sonra bu hainler güruhunu çelik korseyle bağladı.
15 Temmuz darbe girişimini bu aziz millet tarihe altın harflerle yazılacak şekilde bertaraf etmiştir.Bizim ülke olarak darbelerden ve darbe girişimlerinden çıkardığımız ders veya dersler var mı ? Türkiye'de yirmi yılda bir darbe olduğunu aralarda da darbe girişimleri yaşadığımızı görüyoruz bu açıdan baktığımızda demek ki bu darbe gelecekti sonucu çıkıyor.Konunun uzmanlarına bakıyorsunuz kimi diyor ''ben 2013 darbe olacağını söyledim kimi diyor 2011 kimi diyor 2010'' evet darbe olacağını bilmişler ancak Türkiye darbeler tarihine okuma yazma bilen biride baksa aynı şeyi söylerdi.Elbette bilmek önemli ama asıl olan engellemek için neler yapıldığıdır.Bir daha darbe veya darbe girişimi yaşamamak için hiçbir grubun,cemaatin,tarikatın devlet kademelerinde yuvalanmasına izin vermemeliyiz.
Atatürk'ün yaptığı devrimlerin önemi bu noktada tekrar ortaya çıkıyor.Laiklik devrimi hepimizin dört elle sarılması gereken bir devrimdir.Boşuna dememişler 'yarım hoca adamı dinden eder' diye.Dinini yaşamak isteyene tüm imkanları vereceksin ancak devlet işlerine karıştırmayacaksın.Aynı şekilde Atatürkçülüğü de bir din gibi görüp yaşayanlara da bu imkanı vermeyeceksin.İkisi de tehlikelidir.Atatürkçü olabilirsin ,dindar olabilirsin ancak herkesi kendin gibi düşünmeye yaşamaya zorlayamazsın.Atatürk inananında inanmayanında rahat yaşayabileceği yasalarla güvence altına alınmış bir sistem kurmuştur.Bugüne ve geçmiş örneklere baktığımızda şunu görüyoruz sözde dindarlarda ve Atatürkçülüğü din gibi yaşayanlarda aynı paranoya var devleti illegal yollarla ele geçirmek.Devlet bu iki kesim arasında güç denemesi yapılacak bir mekanizma değildir, işte bunun önüne geçmek lazım aksi takdirde siyaset bilimcisi olmaya gerek yok yeni bir darbe girişimi daha yaşamayacağımızın garantisi var mı ?
Bu noktada yeni bir anayasa şarttır.Herkesin kendisini güvende hissettiği bir anayasa olduğunda hiçkimse buna cesaret edemez böyle bir girişimin zeminini bulamaz.Geçmişin eski anayasasıyla bugünün yeni dünyasında kalıcı olmak söz sahibi olmak kolay değil.Kaldı ki kendi içimizde bile birçok sorun yaşıyoruz.Darbeye meşruiyet kazandıran anayasa olabilir mi ? Olmamalı.
Değişimler tabandan tavana doğru yükselir bugün için Türkiye siyasi haritasında böyle bir değişiklik beklentisi yok.Millet halinden memnun.Yeni bir siyasi hareket başlatan Sayın Meral Akşener'in sadece MHP tabanı üzerinden başarılı olması çok zor CHP ve AK Parti seçmenlerinden oy alabilir mi ? Yelin kayadan alacağı toz kadar oy alacağını düşünüyorum.
AK Parti kendisini yenileme sürecine girdi eğer ki bu yenilenme sürecinden başarıyla çıkarsa uzun bir süredir durağan seyreden siyaset yeniden hareketlenir.
Türkiye'nin ihtiyacı olan normalleşme sürecinin başlaması siyasi parti liderlerinin tutum ve davranışlarına bağlıdır.Toplum gerçekten yoruldu gerek siyasi çekişmeler,gerek ekonomik durgunluklar, terör örgütlerinin saldırıları,dış siyasal itişmeler en asgari düzeye indirilmelidir.Bunun yolu içerde birbirimizi yemek değil tam aksine kucaklaşmaktır.
Sayın Kılıçdaroğlu adalet yürüyüşü ile kabul edelim yada etmeyelim iyi kötü bir ivme kazandı ancak sonrasında yaptığı çıkışlarla yeniden en başa döndü.Hiçbir siyasi lider küfürle hakaretle bir yere varamaz.Toplumda yeniden güveni tesis etmek başta siyasi liderler olmak üzere hepimizin görevidir.
Sorumluluk makamlarında bulunan herkes bu ülke için gereğini yapmak zorundadır.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şahsı üzerinden yürütülen kirli ve kara propaganda tutmadı tutmuyor dolayısı ile artık muhalefet yeni bir dil geliştirmeli demokrasi,hak,hukuk,adaletle ilgili eksik gördüğü noktaları küfürle hakaretle değil siyasi nezaket ve siyasi ahlak kuralları dışına çıkmadan iktidara iletmelidir.Toplumu bölmenin ayrıştırmanın kimseye faydası olmaz.Türkiye adeta yeni bir kurtuluş mücadelesi verirken tüm enerjimizi birlik ve beraberliğimiz için harcamalıyız kavga için değil.