AK Parti'de beklenen istifalarda süreç yönetilebildi mi?
Yazının Giriş Tarihi: 22.10.2017 14:15
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.10.2017 14:15
AK Parti'de istifası istenen 3 büyükşehir belediye başkanından Ankara Melih Gökçek,Bursa Recep Altepe,Balıkesir Edip Uğur şuana kadar bu belediye başkanlarından istifa eden olmadı.Siyasi partilerimizdeki geleneklere bakıldığında istifa için verilen makul süre çoktan aşıldı.AK Parti açısından ilk defa bu düzeyde parti içerisinde alınan karara düşük çaplı bir direnç söz konusu....İktidar partisinin liderlik makamından gelen yüksek sesli istifa davetine icabet etmemenin liderlik makamını sorgulamaya açacağını 3 belediye başkanın da bilmemesi imkansız,çünkü 3 belediye başkanı da siyaseti çok iyi biliyor ve yılların tecrübesine sahipler.Böyle bir durumda kendilerine ciddi bir yaptırım uygulanacağını, daha ileri gidilmesi halinde bedeli ağır sonuçlarla karşılaşacaklarını herkesten iyi biliyorlar.Böylesi bir tabloyla karşı karşıyayken insanın aklına şu soru geliyor ''Nereye güvenip istifa etmiyorlar ? ''. 'Milli irade' derseniz bu çok sağlıklı bir cevap olmaz nedeni çok açık Türkiye'de iki tane milli irade var birincisi 'Millet' ikincisi seçimlere girme yeterliliği olan siyasi partilerdeki 'lider'.Türkiye'de meşru tüm siyasi partilerdeki lider pozisyonunda olanlar partilerinin milli iradeleridir seçimlere girecek her adayı belirleme hakkına sahiptirler,belirleyicidirler dolayısı ile kimse geliş şeklini aday oluşunu yüzde yüz kendi gücüne vehmedemez.Lider nasıl ki seçiyorsa aday gösteriyorsa dilediği zaman görevden alma hakkına sahiptir.Buradan şu sonuç çıkmamalıdır 'Arkadaş sen böyle söylüyorsun ama örneğin Antalya belediye başkanını millet seçti oy verdi neden istifa etsin ?' diyebilirsiniz.Evet soru doğru olabilir ancak altı boş bir sorudur.Çünkü lider o gün A şahsı yerine B şahsı aday gösterdiğinde sonuç hakkındaki kanaat değişmiyorsa isim hakkındaki kanaatin hiçbir hükmü yoktur.O halde lider 'bırak' dediğinde anında makamı terk etmek gerekiyor bizde ki siyasi yapı maalesef böyle kabul etmek lazım. Ancak 3 belediye başkanı da bu konuda son derece iştahsız gözüyor.Bu süreci yönetebilmeleri veya sonuca ulaştırabilme imkanları var mı ? Asla böyle bir imkanları yok tek bir çıkar yolları var o da istifa etmek.Neden mi ? Böylesi güçlü bir lider profili karşısında bugünün Türkiye'sinde direnç göstermek herşeyi baştan kabullenmek manasına gelir.Türkiye'nin bugünkü şartlarında görevden alınması gereken her belediye başkanı kulağından tutulduğu gibi belediye dışına konur.Dış politikada yaşanan gerginlikler, Amerika'yla yaşanan sorunlar,Irak'taki sıkıntılı gelişmeler ve iç siyasette yaşanan gerilimler istifa etmemekte ısrarcı olan 3 belediye başkanı içi geçici bir zaman uzatma vesilesi olabilir ancak sürdürülebilirlik olarak rasyonelliği yoktur. Bu noktada önemli bir haber kaynağımdan aldığım bilgiyi paylaşmak istiyorum.Meselenin ciddiyeti açısından belki farklı bir bakış açısı olabilir.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in istifa etmemesine gerekçe olarak gösterdiği konulardan biriside abisi FETÖ'den tutuklu olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başdanışmanlardan Sakarya milletvekili Şaban Dişli'nin görevde olmasıdır.Konuyu duyan Şaban Dişli 'eğer sebep bensem başdanışmanlıktan hemen istifa ediyorum' der ve istifa eder.Yani bir anlamda kendisinin bahane edilmesinin önünü keser Melih Gökçek'in önünü açar.
AK Parti gücü itibariyle liderlik makamını sorgulatmaz.AK Parti'de belde ilçe başkanından Başbakana kadar herkes Genelbaşkanın direktiflerine uyar uymak zorundadır uymayan çeker gider yada gönderilir.Aslında belediye başkanlarına yapılan bu istifa davetleri sürecinde gözden kaçmaması gereken bir diğer husus istifa sürecinin yönetilememesidir.Türkiye'nin kalbi İstanbul'un belediye başkanı Sayın Kadir Topbaş sessiz sedasız istifa ederken süreç son derece başarılı yönetilmiştir. Ancak bu üç ilimizde bu durum yönetilemediği gibi neredeyse Cumhurbaşkanı Erdoğan'la her fırsatta Erdoğan'a bağlılıklarını ifade eden belediye başkanlarını karşı karşıya getirmiştir.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özellikle bu üç belediye başkanıyla ilgili muhatap olduğu her soruda AK Parti üst yönetimi kendi tavırlarını ve bu
konuda ki başarısızlıklarını gözden geçirmelidirler.Böylesi süreçlerin teamülleri vardır bunun dışına çıktığınızda sağlıklı sonuç alamazsınız.''Aman biz bu sürece dahil olmayalım' deyip kenarda kaldığınızda, nasılsa Cumhurbaşkanı Erdoğan 'istifa edin' dediğinde edecekleri için 'yan gelip yatalım biz hiç karışmayalım ' dediğinizde sorumluluk almadığınızda, Liderimiz dediğiniz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı 3 belediye başkanıyla karşı karşıya getirirsiniz ki bu durum başta size sonra AK Parti'ye zarar verir ve veriyor.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçmişte söylediği 'FETÖ'ye karşı tavır almaya başladığımda yanımda milletimden başka kimseyi bulamadım' sözünü bugüne uyarlarsak 'Milletin değişim talebi karşısında yanımda milletimden başka kimseyi bulamadım' olabilir mi ?...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
AK Parti'de beklenen istifalarda süreç yönetilebildi mi?
AK Parti'de istifası istenen 3 büyükşehir belediye başkanından Ankara Melih Gökçek,Bursa Recep Altepe,Balıkesir Edip Uğur şuana kadar bu belediye başkanlarından istifa eden olmadı.Siyasi partilerimizdeki geleneklere bakıldığında istifa için verilen makul süre çoktan aşıldı.AK Parti açısından ilk defa bu düzeyde parti içerisinde alınan karara düşük çaplı bir direnç söz konusu....İktidar partisinin liderlik makamından gelen yüksek sesli istifa davetine icabet etmemenin liderlik makamını sorgulamaya açacağını 3 belediye başkanın da bilmemesi imkansız,çünkü 3 belediye başkanı da siyaseti çok iyi biliyor ve yılların tecrübesine sahipler.Böyle bir durumda kendilerine ciddi bir yaptırım uygulanacağını, daha ileri gidilmesi halinde bedeli ağır sonuçlarla karşılaşacaklarını herkesten iyi biliyorlar.Böylesi bir tabloyla karşı karşıyayken insanın aklına şu soru geliyor ''Nereye güvenip istifa etmiyorlar ? ''. 'Milli irade' derseniz bu çok sağlıklı bir cevap olmaz nedeni çok açık Türkiye'de iki tane milli irade var birincisi 'Millet' ikincisi seçimlere girme yeterliliği olan siyasi partilerdeki 'lider'.Türkiye'de meşru tüm siyasi partilerdeki lider pozisyonunda olanlar partilerinin milli iradeleridir seçimlere girecek her adayı belirleme hakkına sahiptirler,belirleyicidirler dolayısı ile kimse geliş şeklini aday oluşunu yüzde yüz kendi gücüne vehmedemez.Lider nasıl ki seçiyorsa aday gösteriyorsa dilediği zaman görevden alma hakkına sahiptir.Buradan şu sonuç çıkmamalıdır 'Arkadaş sen böyle söylüyorsun ama örneğin Antalya belediye başkanını millet seçti oy verdi neden istifa etsin ?' diyebilirsiniz.Evet soru doğru olabilir ancak altı boş bir sorudur.Çünkü lider o gün A şahsı yerine B şahsı aday gösterdiğinde sonuç hakkındaki kanaat değişmiyorsa isim hakkındaki kanaatin hiçbir hükmü yoktur.O halde lider 'bırak' dediğinde anında makamı terk etmek gerekiyor bizde ki siyasi yapı maalesef böyle kabul etmek lazım. Ancak 3 belediye başkanı da bu konuda son derece iştahsız gözüyor.Bu süreci yönetebilmeleri veya sonuca ulaştırabilme imkanları var mı ? Asla böyle bir imkanları yok tek bir çıkar yolları var o da istifa etmek.Neden mi ? Böylesi güçlü bir lider profili karşısında bugünün Türkiye'sinde direnç göstermek herşeyi baştan kabullenmek manasına gelir.Türkiye'nin bugünkü şartlarında görevden alınması gereken her belediye başkanı kulağından tutulduğu gibi belediye dışına konur.Dış politikada yaşanan gerginlikler, Amerika'yla yaşanan sorunlar,Irak'taki sıkıntılı gelişmeler ve iç siyasette yaşanan gerilimler istifa etmemekte ısrarcı olan 3 belediye başkanı içi geçici bir zaman uzatma vesilesi olabilir ancak sürdürülebilirlik olarak rasyonelliği yoktur. Bu noktada önemli bir haber kaynağımdan aldığım bilgiyi paylaşmak istiyorum.Meselenin ciddiyeti açısından belki farklı bir bakış açısı olabilir.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in istifa etmemesine gerekçe olarak gösterdiği konulardan biriside abisi FETÖ'den tutuklu olan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başdanışmanlardan Sakarya milletvekili Şaban Dişli'nin görevde olmasıdır.Konuyu duyan Şaban Dişli 'eğer sebep bensem başdanışmanlıktan hemen istifa ediyorum' der ve istifa eder.Yani bir anlamda kendisinin bahane edilmesinin önünü keser Melih Gökçek'in önünü açar.
AK Parti gücü itibariyle liderlik makamını sorgulatmaz.AK Parti'de belde ilçe başkanından Başbakana kadar herkes Genelbaşkanın direktiflerine uyar uymak zorundadır uymayan çeker gider yada gönderilir.Aslında belediye başkanlarına yapılan bu istifa davetleri sürecinde gözden kaçmaması gereken bir diğer husus istifa sürecinin yönetilememesidir.Türkiye'nin kalbi İstanbul'un belediye başkanı Sayın Kadir Topbaş sessiz sedasız istifa ederken süreç son derece başarılı yönetilmiştir. Ancak bu üç ilimizde bu durum yönetilemediği gibi neredeyse Cumhurbaşkanı Erdoğan'la her fırsatta Erdoğan'a bağlılıklarını ifade eden belediye başkanlarını karşı karşıya getirmiştir.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın özellikle bu üç belediye başkanıyla ilgili muhatap olduğu her soruda AK Parti üst yönetimi kendi tavırlarını ve bu
konuda ki başarısızlıklarını gözden geçirmelidirler.Böylesi süreçlerin teamülleri vardır bunun dışına çıktığınızda sağlıklı sonuç alamazsınız.''Aman biz bu sürece dahil olmayalım' deyip kenarda kaldığınızda, nasılsa Cumhurbaşkanı Erdoğan 'istifa edin' dediğinde edecekleri için 'yan gelip yatalım biz hiç karışmayalım ' dediğinizde sorumluluk almadığınızda, Liderimiz dediğiniz Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı 3 belediye başkanıyla karşı karşıya getirirsiniz ki bu durum başta size sonra AK Parti'ye zarar verir ve veriyor.Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçmişte söylediği 'FETÖ'ye karşı tavır almaya başladığımda yanımda milletimden başka kimseyi bulamadım' sözünü bugüne uyarlarsak 'Milletin değişim talebi karşısında yanımda milletimden başka kimseyi bulamadım' olabilir mi ?...