Ak Parti seçimlerden birinci parti olarak çıksa da yaşanan oy kaybı Muhalefet, Cemaat ve Doğan medyasının da algısıyla birlikte bir mağlubiyet psikolojisine girdi. Algıya karşı Genel Başkan Davutoğlu balkon konuşmasında tabana açık ara birinciliği işaret ederek 'Mahzun olmayın' dedi. Bu telkinin ardından da partide bir iç muhasebe süreci başladı.
Burada öncelikle Ak Parti'nin hakkını teslim ederek başlamamız gerekiyor;
Muhalefet 13 yıldır sayısız seçim kaybetti ve her seferinde "Başarılıyız" dedi. Ak Parti ise 13 yıl sonunda yine büyük farkla seçim kazanıyor. Buna rağmen kendi içinde "Neden oylarım düştü?" sorgusunu yapıyor..
Bu siyaset farkı ve olgunluğu daha şimdiden AK Parti'nin hanesine artı olarak geçti.
Peki AK Parti bu muhasebe sürecini doğru bir biçimde mi gerçekleştiriyor? Yani gerçekten oy kaybının nedeni bu sorgulama sonunda bulunabilecek mi? Kimlerden özür dilenecek? Ya da hangi konularda özeleştiri yapılacak? Bunlar sağlıklı bir şekilde sağlanacak mı?
Bugüne kadar 'Neden düşüşe geçtik?' sorusu kimlere sorulmuş bir bakalım;
Bakanlar; 3 dönem kuralına takılanlar hariç hepsi aday olmuş ve seçilmiş..
İl Başkanları; Partinizin temsilcisi olarak koltuk verdiğiniz fakat kendini o ilin mülki amiri gibi gören, yeri geldiğinde Milli Eğitim Müdürü, yeri geldiğinde Kültür müdürü, sık sık emlakçı, bazen galerici haline gelmiş bir sürü insan. Bulunduğu yeri sizlerle halkın arasında köprü yapacağına, sizi kendi hedefleri için basamak yapmış ölümlüler...
Ajanslar; Partinin reklam ve sosyal medya çalışmalarını yürüten fakat seçim çalışması için hazırladığı ve muhtemelen ödemesini peşin aldığı sistemi seçime 5 gün kalana kadar aktif hale getiremeyen profesyoneller(!)
*Bu konuya daha sonra da eğileceğiz. Şayet parti yönetiminden bununla ilgili bilgi almak isteyen olursa bunu da Yeni Türkiye hedefleriniz hatrına seve seve aktarırız.
İlk 3 gün böyle geçti...
Ve bugüne kadar 'Neden bu durumdayız?' sorusunu sorduklarınız zaten sizi bu noktaya getirenler..
"Özeleştiriye, özüre hazır bir partiyiz" mesajı vererek "Neden?" i araştırmaya başlayarak zor olanı yapmışsınız ama bu doğrunuzu çok daha kolay olan ikinci bir doğruyla devam ettiremiyorsunuz. Nedir bu ikinci doğru?
Mağduriyetleri bilen, eşinden dostundan, iş arkadaşından, berberden, manavdan.. yani elinizden kaçırdığınız oyların asıl sahiplerinden giderken bıraktıkları şikayetleri duyan TABANINIZ. Bu soruyu yöneltmeniz gereken merci orasıdır. Aday belirlerken yalandan yapılan ve listelere hiçbir etkisi olmayan temayül yoklamaları nasıl doğru sonuç vermediyse, Size haklarında şikayetler gelecek olan ve oy kaybının direkt biçimde müsebbibi olan isimlere bu soruyu 4 yıl da sorsanız doğru sonuca ulaşamazsınız.
Gidilmesi gereken adres belli; Tabanınız ve size oy vermeyenler.. Yani MİLLET
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
M. Fatih Gediman
Ak Parti doğru soruyu yanlış kişiye soruyor
Ak Parti seçimlerden birinci parti olarak çıksa da yaşanan oy kaybı Muhalefet, Cemaat ve Doğan medyasının da algısıyla birlikte bir mağlubiyet psikolojisine girdi. Algıya karşı Genel Başkan Davutoğlu balkon konuşmasında tabana açık ara birinciliği işaret ederek 'Mahzun olmayın' dedi. Bu telkinin ardından da partide bir iç muhasebe süreci başladı.
Burada öncelikle Ak Parti'nin hakkını teslim ederek başlamamız gerekiyor;
Muhalefet 13 yıldır sayısız seçim kaybetti ve her seferinde "Başarılıyız" dedi.
Ak Parti ise 13 yıl sonunda yine büyük farkla seçim kazanıyor. Buna rağmen kendi içinde "Neden oylarım düştü?" sorgusunu yapıyor..
Bu siyaset farkı ve olgunluğu daha şimdiden AK Parti'nin hanesine artı olarak geçti.
Peki AK Parti bu muhasebe sürecini doğru bir biçimde mi gerçekleştiriyor? Yani gerçekten oy kaybının nedeni bu sorgulama sonunda bulunabilecek mi? Kimlerden özür dilenecek? Ya da hangi konularda özeleştiri yapılacak? Bunlar sağlıklı bir şekilde sağlanacak mı?
Bugüne kadar 'Neden düşüşe geçtik?' sorusu kimlere sorulmuş bir bakalım;
Bakanlar; 3 dönem kuralına takılanlar hariç hepsi aday olmuş ve seçilmiş..
İl Başkanları; Partinizin temsilcisi olarak koltuk verdiğiniz fakat kendini o ilin mülki amiri gibi gören, yeri geldiğinde Milli Eğitim Müdürü, yeri geldiğinde Kültür müdürü, sık sık emlakçı, bazen galerici haline gelmiş bir sürü insan. Bulunduğu yeri sizlerle halkın arasında köprü yapacağına, sizi kendi hedefleri için basamak yapmış ölümlüler...
Ajanslar; Partinin reklam ve sosyal medya çalışmalarını yürüten fakat seçim çalışması için hazırladığı ve muhtemelen ödemesini peşin aldığı sistemi seçime 5 gün kalana kadar aktif hale getiremeyen profesyoneller(!)
*Bu konuya daha sonra da eğileceğiz. Şayet parti yönetiminden bununla ilgili bilgi almak isteyen olursa bunu da Yeni Türkiye hedefleriniz hatrına seve seve aktarırız.
İlk 3 gün böyle geçti...
Ve bugüne kadar 'Neden bu durumdayız?' sorusunu sorduklarınız zaten sizi bu noktaya getirenler..
"Özeleştiriye, özüre hazır bir partiyiz" mesajı vererek "Neden?" i araştırmaya başlayarak zor olanı yapmışsınız ama bu doğrunuzu çok daha kolay olan ikinci bir doğruyla devam ettiremiyorsunuz. Nedir bu ikinci doğru?
Mağduriyetleri bilen, eşinden dostundan, iş arkadaşından, berberden, manavdan.. yani elinizden kaçırdığınız oyların asıl sahiplerinden giderken bıraktıkları şikayetleri duyan TABANINIZ. Bu soruyu yöneltmeniz gereken merci orasıdır. Aday belirlerken yalandan yapılan ve listelere hiçbir etkisi olmayan temayül yoklamaları nasıl doğru sonuç vermediyse, Size haklarında şikayetler gelecek olan ve oy kaybının direkt biçimde müsebbibi olan isimlere bu soruyu 4 yıl da sorsanız doğru sonuca ulaşamazsınız.
Gidilmesi gereken adres belli; Tabanınız ve size oy vermeyenler.. Yani MİLLET