Şu sıralarda siyaset kulislerinde en çok Meral Akşener'in İyi Parti'si yani İP konuşuluyor. Tutar mı tutmaz mı? Mevcut 100'ü aşkın tabela partisinden biri mi olacak yoksa iktidar alternatifi bir parti mi? Kurulmadan önce çok iddialı şeyler söylendi ama partinin programı, kurucuları açıklanınca işin rengi değişmeye başladı.
Önümüzde artık daha gerçek bir fotoğraf var ve partinin yürüyüşünden hangi menzile varacağı az çok öngörülüyor. Şimdi elimde daha yeni bitmiş, İP'in kuruluşundan sonra yapılan bir anket var. 16 Nisan Referandum sonuçlarını doğruya en yakın tahmin eden şirketlerden biri olan Optimar Araştırma'nın 26 ilde 1547 kişiyle yaptığı bir anket...
Parti kurulmadan önce bazı anketçilerin çıtayı yüksek göstermesi ne yazık ki işe yaramamış. Önce bugün seçim olsa kime oy verirseniz sorusunun cevabını verelim: AK Parti yüzde 50.6, CHP yüzde 23.3, MHP yüzde 9.9, HDP yüzde 7.8, İP yüzde 6.4.
Gördüğünüz gibi siyasi tablo ana eksende değişmemiş. Bütün o gerilim tartışmalarına rağmen toplum, siyasi rotanın değişmesini istemiyor. Ülkeyi yöneten siyasi iradeye güveniyor. Değişim daha çok muhalefet cephesinde. Bu koşullarda İP'in yüzde 6.4 oy alması Türkiye'nin bir muhalefet sorununa işaret ediyor.
"Sizce yeni bir partiye ihtiyaç var mı?" sorusu da bu sonucu doğruluyor. Toplum yüzde 57.8 oranında yeni partiye ihtiyaç olmadığını söylüyor. İşin belki de en anlamlı yanı toplumun siyasi değişimleri ve olup bitenleri yakından izlemesi. Örneğin Akşener'in yeni bir parti kurduğunu toplumun yüzde 70.7'si biliyor. Daha ilginci yüzde 85.5'i partinin adını biliyor ama oy vermiyor.
Bir ilginç nokta da ankete katılanların, "Akşener'in kurduğu partiye neden oy vermiyorsunuz?" sorusuna verdikleri cevapta saklı. Toplumun yüzde 11.8'i "FETÖ'cü olduğunu düşünüyorum" diyor. Bu bir parti için ciddi bir oran. Anketin önemli bir sonucu da son günlerde yine çok tartışılan "siyasi gerilim"le ilgili. Toplumun yüzde 70.1'i siyasi gerilimin varlığına dikkat çekiyor. "Peki, kim çözer?" sorusuna da siyasetçiye güvendiğini gösteren bir cevap veriyor. İlk sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan var; yüzde 35.9... İkinci sırada ise Kemal Kılıçdaroğlu; yüzde 15.2.
Optimar Araştırmanın sahibi Hilmi Daşdemir sonucu şöyle yorumluyor: "Busonuçlar, Akşener ve arkadaşlarının tam da söylendiği gibi siyaset mühendisliğiyle yola çıktıklarını gösteriyor. Tablodan bir iktidar çıkmıyor tam aksine muhalefetin daha çok parçalanacağı çıkıyor."

Barzani ve bitmeyen oyun

Önceki gün Habertürk gazetesinden Nalan Koçak'ın, Erbil Konsolosluğu yapan Fransız Diplomat Frederic Tissot ile yaptığı çarpıcı bir röportajı yayınlandı. Aylardır Irak Kürdistanı'nda yapılan ve felaketle sonuçlanan referandumu tartışıyoruz. Referandumun Kürtlere yarardan çok zarar getireceğini hem Cumhurbaşkanı Erdoğan seslendirdi hem de çok sayıda aydın yazdı. Ama ne yazık ki Barzani de Kürt aydınlar da bu gerçeği görmedi, göremedi. Tahminlerimiz vardı ama arka planda neler döndüğü tam olarak bilinmiyordu. Nihayet Fransız Diplomat Tissot, ilk adımı attı: "Erbil'i yanlış yönlendirdik. Sonuçlara bakılırsa önerim yanlıştı." Peki Barzani ne yaptı? Sadece istifa mektubunda ABD'ye "sitem etmekle" yetindi.
Peki, o karar neden alındı, kimler söz ve destek verdi? Barzani, bölgeye kurulan tuzakları anlamak için, kendisini ve Kürtleri tarihi bir yanlışa sürükleyen bu süreci bütün ayrıntılarıyla anlatmak zorunda... Bu konuya devam edeceğiz.