SON DAKİKA
Hava Durumu

Altaylı’nın FETÖ mektubu -2

Yazının Giriş Tarihi: 24.11.2017 08:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 24.11.2017 08:05

FETÖ'nün devletin kılcal damarlarına akıllı ve sessiz sedasız girişiyle son dönemde devleti çökertmek için yürüttüğü kirli savaş arasında şaşırtıcı bir çelişki var. Aynı çelişkiyi üstlendiği "eğitim ve hizmet" rolüyle binlerce insanı mahveden "kumpas ve şiddeti" hiç çekinmeden kullanmasıyla da görüyoruz.
Yani "altın nesil"i bir anda "katile" dönüştürebilen bir kirli yapı bu...
Bu yapıyla ilişkili kişiler de farklı değil.
Bunlara göre, siyasi veya ideolojik rakip yok "düşman" vardır. Enver Altaylı, belki de özel aile geçmişi nedeniyle bu tavrı çok yansıtan bir kişi.
FETÖ elebaşına kendini anlatırken, Fuat Doğu ve Nur Risalelerine övgüler dizdikten sonra hemen söze giriyor:
"Paşa (Fuat Doğu) MAH döneminde ve MİT döneminde devlet içindeki Rusyanlısı yapılanmanın tasfiyesi konusunda ciddi işler yapmıştır. 12 Mart 1971darbe teşebbüsü, ordudaki Moskova yanlısı sosyalist subayların, bazı TKP'liler ve sosyalist aydınlarla birlikte hazırladığı bir darbe girişimi idi. Cemal Madanoğlu bunların en etkililerindendi." 
O döneme ilişkin FETÖ elebaşı Gülen de farklı düşünen biri değil ama Altaylı onunla ortak geçmişini ısrarla hatırlatıyor: "Hedef Türkiye'yi Doğu Avrupa Sosyalist Halk Cumhuriyetleri benzeri bir Sovyet peyki haline getirmekti. Teşebbüs, Fuat Doğu ve Org. Memduh Tağmaç tarafından akameteuğratıldı." 
Altaylı, Fuat Doğu'yu görevden aldığını söylediği dönemin başbakanı Sadi Koçaşiçin de şunları yazıyor: "Bugün biz Koçaş'ın Moskova ile özel irtibatları olduğunu biliyoruz." Altaylı, bugün Gülen'in koruyucu meleği olan ve 12 Mart muhtırasının arkasında olduğu bilinen ABD'den hiç söz etmiyor. FETÖ'cülerinözellikle Ergenekon döneminde bilinçli kullandığı itibarsızlaştırma, yani herkesi Ergenekoncu veya İrancı yapma yöntemi gibi önüne geleni Rusçu olmakla suçluyor.
Altaylı, Rusya'nın bir istihbarat devleti olduğunu, batılı istihbarat örgütlerine sızdığını uzun uzun anlatırken sözü MİT'e getiriyor ve şöyle diyor: "1965'ten bu yana bizde yakalanan Rus servis ajanı yoktur. Gerçekten yok mudur?
Yoksa sızma öyle güçlüdür ki yakalamak mümkün mü değildir? Ben ikinci kanaatteyim.
Mesela Moskova Büyükelçimiz Tansu Çiller'in danışmanı Volkan Vural ki, şuanda Doğan Medya Grubu'nda önemli bir pozisyondadır. Moskova'nın adamıdır.
MİT'in en kısa zamanda revize edilmesi, yeniden yapılandırılması gerekir." Aynı şeyi eski MİT müsteşarı Şenkal Atasagun için de yapıyor: "Özbekistan'daokulların kapatılmasına sebep olan sabık müsteşar Atasagun devlet içindekiRusçu yapılanmanın en önemli simalarından birisidir."
Bu suçlamalar burada bitmiyor. Altaylı çok sayıda insanı böyle suçluyor. Onları da anlatmayı sürdüreceğiz.

RTÜK'e açık soru

Bir süre önce yazdığım "FETÖ'cüye tazminat" iddiasını Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) dolaylı da olsa cevapladı.
Kurul, tazminat iddiasını "mahkeme kararını uygulamak zorundaydık" gibi yuvarlak bir cevapla geçiştirdi. Ama şu soru cevapsız kaldı:
Neden o ruhsat, FETÖ'cü kanallar 6 ay izinsiz yayın yaptıktan sonra Ekim 2015'te yenilendi?
RTÜK Başkanı İlhan Yerlikaya dahil tüm heyetin imza attığı bir izinden söz ediyorum.
17-25 Aralık darbesinden sonra Gülen'e bağlı bütün kurumlar devletçe "Paralel Yapı" ve FETÖ'cü ilan edilmesine rağmen RTÜK gibi önemli bir kurum bunu nasıl ve neden yaptı?
Üstelik o günlerde Samanyolu yetkilileri bile "ruhsat alamayız" düşüncesiyle başvurmadığı halde.
Yani ruhsatı yenilemek için başvurmayan, suçlu duruma düşen kuruma ruhsat verildi.
Neden ve kim devreye girdi? Bugün RTÜK'te seçim var. Acaba yeni yönetim bu sorulara cevap verecek mi?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.