FETÖ, ABD'de 5 Kasım'da yapılan seçimlerde, Demokrat Parti'nin adayı Kamala Harris'in zaferine kesin gözüyle bakıyordu. Ancak, beklenenin aksine, Donald Trump büyük bir zafer elde etti ve Cumhuriyetçiler yalnızca Senato'da değil, Temsilciler Meclisi'nde de çoğunluğu kazandı. Bu çifte hezimet, sadece Demokratlar için değil, FETÖ için de büyük bir şok oldu.
FETÖ, uzun yıllardır ABD makamları ile ilişkilerini hep güçlü tutmuş, ancak genellikle Demokrat Parti'ye yakın bir tavır sergilemiştir. FETÖ üyeleri, ABD seçimlerinde önemli miktarda bağış yaparak, Kamala Harris'i desteklemişti. Ancak örgütün üst kademe üyeleri, ABD'de de "takiye" yöntemini uygulamaktan geri durmadı. Hem Cumhuriyetçilerle hem de Demokratlarla taktiksel ilişkiler kurarak, kamuoyunda her iki partiye de eşit mesafede durduklarını iddia ettiler. Örgüt içindeki medya figürleri, Cumhuriyetçilerle temasa geçerken, Enes Kanter gibi isimler ise Cumhuriyetçi politikacılarla poz verdi. Fakat Kanter, Demokratlardan aldığı destekle Türkiye'yi Biden'a şikayet etti ve ABD vatandaşlığı aldı.
FETÖ'nün Pensilvanya'daki çiftliklerinde, örgüt üyeleri Demokrat Parti'ye destek verse de, eyaletin genelinde Cumhuriyetçiler zafer kazandı. FETÖ'nün güçlü olduğu Teksas ve diğer birçok eyalette de Cumhuriyetçiler önde geldi. FETÖ'nün ağırlıklı olduğu New Jersey ve Virginia gibi eyaletlerde ise Demokratlar kazansa da bu, genel sonuç üzerinde belirleyici olmadı.
Trump'ın yeniden başkan seçilmesi, FETÖ üyeleri üzerinde büyük bir şok etkisi yarattı. Örgüt mensuplarının en büyük korkusu, Trump yönetiminin Türkiye'ye iade talebinde bulunmasıydı. Kamala Harris'in kaybetmesiyle birlikte, örgüt üyeleri "hesap verme" korkusu yaşamaya başladı. Emre Uslu gibi firari isimler, seçim sonuçları açıklandıktan sonra daha önce yaptıkları Kamala Harris destekli paylaşımlarını hızla sildi. Örgüt üyeleri, Trump'ın yönetiminin getireceği değişikliklerden tedirgin oldu.
Trump'ın kabine üyeleri arasında FETÖ'cüleri korkutan isimler bulunuyor. Matt Gaetz ve Tulsi Gabbard gibi isimler, FETÖ'nün endişe duyduğu figürlerden biri olarak öne çıkıyor. Ayrıca, Trump'ın sert göçmen karşıtı politikaları ve FETÖ'nün ABD'deki faaliyetlerini sıkı denetim altına alma planları, örgüt içinde tedirginliğe yol açtı.
FETÖ'nün ABD'deki hukukî ve mali durumunun yanı sıra, örgütün ana faaliyet alanı olan Charter School'ların durumu ve ABD'deki mülklerine el konulması gibi konular, örgüt üyelerinde büyük bir korkuya neden oldu. Trump yönetiminin FETÖ üzerindeki baskılarını artırması, örgütün ABD'deki faaliyetlerini tehlikeye atabilir.