Suriye’nin yeni yönetim kadrosunda Türkiye’den mezun isimler dikkat çekiyor. Yeni Dışişleri Bakanı olarak atanan Esaad Hasan Eş-Şiybani ve Halep Valisi olarak görevlendirilen Azzam Garib, eğitimlerini Türkiye’de tamamladı. Bu durum, Suriye-Türkiye ilişkileri açısından yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendiriliyor.
Suriye’nin yeni Dışişleri Bakanı Esaad Hasan Eş-Şiybani, 1987 yılında Haseke vilayetinde doğdu. Şam Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra yükseköğrenim için Türkiye’ye geldi. İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nde siyaset bilimi ve dış ilişkiler alanında yüksek lisans ve doktora derecesi alan Şiybani, akademik kariyerinde uluslararası ilişkiler ve diplomasi üzerine yoğunlaştı.
SİYASİ VE AKADEMİK OLARAK DONANIMLI
Kariyerine Suriye Kurtuluş Hükümeti’nde başlayan Şiybani, 2017’de siyasi işler departmanının kurulmasında rol aldı ve bu birimin başkanlığını üstlendi. Aynı zamanda MBA programını tamamlamak üzere olan Şiybani, hem akademik hem de siyasi alanda donanımlı bir isim olarak öne çıkıyor.
HALEP VALİSİ TÜRKİYE’DE İLAHİYAT EĞİTİMİ ALDI
Suriye’nin yeni Halep Valisi olarak atanan Azzam Garib, askeri ve siyasi kimliğiyle dikkat çekiyor. Suriye Milli Ordusu’na bağlı Cephe Şamiye’nin Genel Komutanı olan Garib, Bingöl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde yüksek lisans eğitimi aldı.
Garib’in dini ve akademik eğitiminin yanı sıra sahadaki liderlik deneyimi, Halep gibi stratejik bir bölgeye atanmasında etkili oldu. Garib’in yeni görevinde, bölgenin güvenliği ve istikrarını sağlama yönünde kritik adımlar atması bekleniyor.
TÜRKİYE MEZUNLARININ YÖNETİMDEKİ ETKİSİ
Yeni yönetim kadrosundaki bu isimler, Türkiye’de aldıkları eğitimle hem diplomasi hem de idari alanda donanımlı bir profile sahip. Suriye’deki reform sürecinin bu isimler aracılığıyla daha yapıcı ve uluslararası normlara uygun ilerlemesi hedefleniyor.
Özellikle Türkiye’nin bölgesel etkinliği ve Suriye ile ilişkilerinin geleceği açısından, bu isimlerin varlığı dikkatle takip ediliyor. Eğitimlerini Türkiye’de tamamlamış olmaları, iki ülke arasındaki diyalog ve işbirliği fırsatlarının artırılabileceği yorumlarına yol açtı.