Savunmasını yapan sanık Cenk Eren, üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi.
"Olay, dosya sanıklarından birinin benim evimde kaldığı, beraber Tarlabaşı'na giderek uyuşturucu aldığımız ve bunu kullandığımız iddiasına dayanıyor. Konumundan dolayı Tarlabaşı'na gidip uyuşturucu madde almam mümkün değil. Ben suç tarihi öncesinde Cihangir'de oturuyor, evimde yalnız kalıyordum. Ben bu iddiada bulunan kişiyle aynı evde bulunmadım." dedi.
Seneler önce yurt dışında olduğu sırada birkaç kez uyuşturucu kullanmayı denediğini itiraf eden Eren, şunları söyledi:
"Türkiye'ye döndüm pişman oldum utandım. Türkiye'de kullanmak için uyuşturucu madde temin etmeye çalıştım. Satıcı şahıslar bana uyuşturucu madde getirdi fakat pişman oldum, ellerinde maddeyi almadım. Sonra da tedavi olmak için doktora gittim, tedavi oldum. Bana verilen ceza korkunç çok üzüldüm. Benim annem ve ablam mahkemelerin sonucunu göremeden öldüler. Sosyal medyada torbacı gibi linçlere maruz kaldım." dedi. Diğer sanıklar da suçu işlemediklerini savundu.
Uyuşturucu ticareti yapma hükmü kalktı
Dava karar bağlandı ve, Ayşe Selin Borontay, Çağatay Ulusoy, Gizem Karaca Ekmekci, Niyazi Cambaz, Nuri Kösem, Ergun Taş, Mehmet Çakır, Hüseyin Orçun Benli, Özgür Sanlav, Tolga Disanlı, Yusuf Hasan Akgün, Yüksel Venedik ve Kaan Turgut için uyuşturucu ticareti yapma suçundan hükmün kaldırılmasına karar çıktı.
Ayrıca, bu 13 sanığın kullanmak adına uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, bulundurmak veya kullanmak suçlarından tam onar ay hapisle cezalandırılmalarına hükmedildi. Diğer bir yandan ceza dairesi, bu sanıklar için hükmün açıklanmasını 5 yıl süreyle geri bırakılmasına da karar verdi.