Bilim Kurulu üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, koronavirüs salgınına karşı yürütülen aşı çalışmalarını değerlendirdi.
Kayıpmaz, "Aşı uygulamalarındaki zorunluluk ile ilgili kişisel kanaatim aşı ülkemize geldikten sonra risk gruplarına göre kademe kademe aşılamanın yapılması. Risk grubundaki kişiler için bu aşı zorunlu olmalıdır" dedi.
Kayıpmaz, şunları ekledi:
"Aynı zamanda 5011 ağır hastamız oldu. Hasta sayımız 6 binin üzerinde görülüyor. Salgının geldiği bu noktada insan hareketliliğini azaltmak önceliğimiz olmalıdır. Aşı çalışmaları tüm dünyada hızlı bir biçimde devam ediyor. Burada üç ana sınıfta aşı ile ilgili çalışmalar yürütülüyor.
Birincisi viral vektör aşılardır. Bunlar, gen teknolojisiyle virüsün genetik materyalinin bir kısmını başka virüs içine yerleştirilmesi ve insan vücuduna enjekte edilmesi prensibine dayanır.
İkinci grup inaktive aşılardır. İnaktive aşılarda virüs hastalık yapıcı etkisini kimyasal veya fiziksel bir yöntem kullanarak etkisiz hale getirilir. Sonrasında insan vücudunda buna bir bağışıklık yanıtı geliştirmesi denir. Burada inaktive aşılar eskiden kullanılan klasik yöntemdir. Yeni metotlara göre daha fazla tecrübe sahibi olduğumuz türlerdir. Güvenlidir. Yeterince güçlü bağışıklık yanıtı için ikinci doz yapılması da gerekir.
Üçüncü grupta mRNA aşıları vardır. Burada virüsün genetik kodunu taşıyan RNA kişiye enjekte edilir. Enjekte edilen kişinin hücreleri bu genetik kodu kullanarak protein üretir ve bağışıklık sistemi bu proteine karşı harekete geçer. Burada aşıların hepsinin şu ana kadar çalışmalarda etkinliği beklenen düzeyde çıkmıştır. Yan etki açısından baktığımızda aşıların önemli yan etkisinin olmadığı gözlenmiştir.
Koronavirüs aşıları vücutta bağışıklık kazanmaya yönelik aşılardır. Bu aşıların etkinliği en iyi ihtimalle altı ayla bir yıl kadar sürecektir. Bu aşılar yapıldığı sırada aşı yapılan bölgede, aşı yapılan bölgede ağrı, baş ağrısı gibi hafif etkiler görülebilir. Şu ana kadar yapılan çalışmalarda ciddi yan etkiler görülmedi."