Birkaç gündür yazdığımız Türkiye'nin yakın tarihinin "karanlık" ismi Enver Altaylı, önceki gün mahkemeye çıkartıldı ve FETÖ ile ilişkisi nedeniyle tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sızan ifadelerinden FETÖ'ye yardım nedeniyle sorgulandığı ve tutuklandığı anlaşılıyor. FETÖ ile ilişkisi önemli ama onun kadar önemli olan derin geçmişi... Sağ-sol çatışmalarının yaşandığı 70'li yıllar, komando kampları, darbeler ve sol örgütlerle ilişkisi. Bu konularda ne kadar bilgi verir bilinmez ama bugün onun, 60 ve 71 darbesiyle ilgili Ruzi Nazar üzerinden yazdıklarına, o darbeyi yapan "sol cunta" ve diğer sol örgütlere yaklaşımına bakacağız. Şu çok net: Altaylı, CIA ajanı olan RuziNazar'ı anlatırken, ABD'nin 60 darbesiyle hattaneredeyse darbelerle ilişkisi olmadığını göstermekiçin inanılmaz bir çaba harcıyor. Ona göre "ABD istihbarat birimleri,TSK içindeki bu tür faaliyetlerden haberdardıama içerideki cuntalarla irtibatlıdeğildi."60 darbesine "sol cunta"nın ağırlık koyduğunu,CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün deteşvik ettiğini söylüyordu. Bu yaklaşımı, İstanbulÜniversitesi Hukuk Fakültesi'nden HüseyinNail Kubalı, Tarık Zafer Tunaya gibi profesörlerinde paylaştığını hatta askeri müdahale içinfetva verdiklerini söylüyordu. Altaylı, 60 darbesinden sonra darbeciler arasında sağ-sol ayrımının başladığını ve aralarında Türkeş'in de olduğu 14'ler grubunun "sağcı" olduğunu şu anekdotla anlatıyordu: "CHP kanadını temsil eden EkremAcuner, Sami Küçük ve Sezai Okan gibiaskerler, 'bifteğin ve ihtilalin kansız olmayacağını'DP'lilerin hesap vermek zorunda olduklarınısöylüyor ve Madanoğlu ile birlikteyönetimi CHP'ye teslim etmeye çalışıyorlardı."Burada adı geçen Tümgeneral CemalMadanoğlu daha sonra sol hareketlerin yükseldiği70'lere gelirken de karşımıza çıkıyor. Madanoğlu, 12 Mart askeri darbesinden birkaç ay önce CIA Ankara Büro Şefi Ruzi Nazar'ın kapısını çalar ve Altaylı'ya göre eli boş döner: Madanoğlu, Ruzi'ye yeni bir hükümetdarbesi yapacaklarını, ABD'lilerle birlikteçalışmak istediklerini söyler. Nazar'ın cevabıAltaylı'nın deyimiyle biraz kaba olur: "Paşam yanlış kapı çaldın. ABD'lilerböyle bir darbenin ne içinde ne kenarındarol oynar. Benim bildiğim kadarıyla ABDTürkiye'nin iç işlerine karışmaz."ABD'nin karışıp karışmadığını 12 Mart vesonraki darbelerde çok net gördük. O karışmayı,MİT'in ajan sokarak sol cuntayı engellemesinden,Amerikancı darbecilere ise ses çıkarmamasındananlıyoruz. Altaylı anlatıyor: "Bu arada MİT Müsteşarı Fuat Doğu,sol cunta içine yerleştirdiği ajanlar vasıtasıyla9 Mart 1971'de bir hükümet darbesiyapılacağını öğrenmişti."Bunu da askerlere söylüyor ama sivil hükümetesöylemiyordu. İşte 12 Mart 1971 muhtırasıböyle gerçekleşti ve aralarında Tümg. CelilGürkan ve Madanoğlu'nun da olduğu sol cuntacıgeneraller, subaylar, yüzlerce gazeteci- yazartutuklandı. Madanoğlu, Nazar'ın yalan söylediğinianlatsa da işe yaramadı. Şimdi gelelim, ABD ajanı Nazar, MİT Müsteşarı Doğu ve eski MİT mensubu Altaylı'nın sol örgütlere bakışına. Onlara göre, neredeyse tüm sol örgütler "Moskova'nınbeşinci kolu"ydu. Bir de bakanlık dahil uzun yıllar devlet görevi yapan Mehmet Ağar'ı dinleyelim: "Ben şube müdürlüğündeyken solörgütlerin ardında Rusya var sanırdım. Meğerse sadece TKP'yi desteklermişSSCB. Bu örgütlerin ardında Batı varmış."Hangisi doğru? Darbelerden medet umanbir "sol", Batı'yla ilişkisini ve rolünü gizleyen bir"sağ" bakış ne kadar "milli" olabilir? Bununülkeye bedeli ne oldu dersiniz?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
Batı’yı gizleyen Altaylı
Birkaç gündür yazdığımız Türkiye'nin yakın tarihinin "karanlık" ismi Enver Altaylı, önceki gün mahkemeye çıkartıldı ve FETÖ ile ilişkisi nedeniyle tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Sızan ifadelerinden FETÖ'ye yardım nedeniyle sorgulandığı ve tutuklandığı anlaşılıyor.
FETÖ ile ilişkisi önemli ama onun kadar önemli olan derin geçmişi... Sağ-sol çatışmalarının yaşandığı 70'li yıllar, komando kampları, darbeler ve sol örgütlerle ilişkisi.
Bu konularda ne kadar bilgi verir bilinmez ama bugün onun, 60 ve 71 darbesiyle ilgili Ruzi Nazar üzerinden yazdıklarına, o darbeyi yapan "sol cunta" ve diğer sol örgütlere yaklaşımına bakacağız.
Şu çok net: Altaylı, CIA ajanı olan Ruzi Nazar'ı anlatırken, ABD'nin 60 darbesiyle hatta neredeyse darbelerle ilişkisi olmadığını göstermek için inanılmaz bir çaba harcıyor.
Ona göre "ABD istihbarat birimleri, TSK içindeki bu tür faaliyetlerden haberdardı ama içerideki cuntalarla irtibatlı değildi." 60 darbesine "sol cunta"nın ağırlık koyduğunu, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü'nün de teşvik ettiğini söylüyordu. Bu yaklaşımı, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden Hüseyin Nail Kubalı, Tarık Zafer Tunaya gibi profesörlerin de paylaştığını hatta askeri müdahale için fetva verdiklerini söylüyordu.
Altaylı, 60 darbesinden sonra darbeciler arasında sağ-sol ayrımının başladığını ve aralarında Türkeş'in de olduğu 14'ler grubunun "sağcı" olduğunu şu anekdotla anlatıyordu:
"CHP kanadını temsil eden Ekrem Acuner, Sami Küçük ve Sezai Okan gibiaskerler, 'bifteğin ve ihtilalin kansız olmayacağını' DP'lilerin hesap vermek zorunda olduklarını söylüyor ve Madanoğlu ile birlikte yönetimi CHP'ye teslim etmeye çalışıyorlardı." Burada adı geçen Tümgeneral CemalMadanoğlu daha sonra sol hareketlerin yükseldiği 70'lere gelirken de karşımıza çıkıyor.
Madanoğlu, 12 Mart askeri darbesinden birkaç ay önce CIA Ankara Büro Şefi Ruzi Nazar'ın kapısını çalar ve Altaylı'ya göre eli boş döner:
Madanoğlu, Ruzi'ye yeni bir hükümet darbesi yapacaklarını, ABD'lilerle birlikte çalışmak istediklerini söyler. Nazar'ın cevabı Altaylı'nın deyimiyle biraz kaba olur:
"Paşam yanlış kapı çaldın. ABD'liler böyle bir darbenin ne içinde ne kenarında rol oynar. Benim bildiğim kadarıyla ABD Türkiye'nin iç işlerine karışmaz." ABD'nin karışıp karışmadığını 12 Mart ve sonraki darbelerde çok net gördük. O karışmayı, MİT'in ajan sokarak sol cuntayı engellemesinden,Amerikancı darbecilere ise ses çıkarmamasından anlıyoruz. Altaylı anlatıyor:
"Bu arada MİT Müsteşarı Fuat Doğu, sol cunta içine yerleştirdiği ajanlar vasıtasıyla 9 Mart 1971'de bir hükümet darbesi yapılacağını öğrenmişti."Bunu da askerlere söylüyor ama sivil hükümete söylemiyordu. İşte 12 Mart 1971 muhtırası böyle gerçekleşti ve aralarında Tümg. Celil Gürkan ve Madanoğlu'nun da olduğu sol cuntacı generaller, subaylar, yüzlerce gazeteci- yazar tutuklandı. Madanoğlu, Nazar'ın yalan söylediğini anlatsa da işe yaramadı.
Şimdi gelelim, ABD ajanı Nazar, MİT Müsteşarı Doğu ve eski MİT mensubu Altaylı'nın sol örgütlere bakışına. Onlara göre, neredeyse tüm sol örgütler "Moskova'nın beşinci kolu"ydu. Bir de bakanlık dahil uzun yıllar devlet görevi yapan Mehmet Ağar'ı dinleyelim:
"Ben şube müdürlüğündeyken sol örgütlerin ardında Rusya var sanırdım.
Meğerse sadece TKP'yi desteklermiş SSCB. Bu örgütlerin ardında Batı varmış." Hangisi doğru? Darbelerden medet uman bir "sol", Batı'yla ilişkisini ve rolünü gizleyen bir "sağ" bakış ne kadar "milli" olabilir? Bunun ülkeye bedeli ne oldu dersiniz?