BİR: Herkesin İstanbul seçimleri için gittiğimi sandığı İmralı'dan ayrılırken (1'inci gidiş), 4 adet Türkçe kitabımı bırakıp ayağa kalktık, Öcalan'a:
Kusura bakmazsanız, hadimi aşmayacaksam eğer, bu kitapların yazanı olarak ‘nereden' başlamanızı söyleyebilir miyim?
Tabi ki, buyurun.
Bu 4'ünden Öcalan'a Mektup (2012) adlı olanın 288'inci sayfasını açıp “Mustafa” ve “Abdullah” başlıklı makalemi göstererek: “Buradan başlar mısınız lütfen” dedim… “Elbette” dedi ve vedalaşıp ayrıldık.
3 gün sonraki gidişimizde; konuşmamızın ilk dakikalarında, birden (adeta haykırıp iki elini yukarıya açarak): “Seni buraya Allah gönderdi!” deyiverdi… Yazının omurga argümanı şudur: “İktidar eliti CHP'si Mustafa'yı Dolmabahçe'de öldürdü; Ova eliti PKK'si Abdullah'ı İmralı'da öldürecek: biri oldu/öldü, diğeri olmadı/ölmedi. Oldurtmayalım, öldürtmeyelim!” …
İKİ: Batman/Öztüzün tartışmalarının kamuya yansıdığı günlerde Diyarbakır'a, oradan Batman'a geçip Öztüzün ile uzun-uzun konuştum. Taksiciye sordum (sosyoloji camiasında taksici ve berber sohbetleri oldukça “sosyolojik” addedilir):
İşte “Batman-Türkiye-İmralı hattındaki DAVA” dediğim davamızın özeti… Daha doğrusu Özetinin Özeti. Kayyımı dün atadılar! “İnceleme” dediklerini soruşturma etmeden! Öcalan'ın da avukatı olan hukukçuaday, savunması alınmadan “ihraç” edildi. Devletin Öcalan'a tanıdığı hakkı, bunlar Öcalan'ın avukatına tanımadı !!!
Onun için geçen hafta aşağıdakileri dedim:
Futbol maçındaki bir “kare” üzerinden aynı “Merkez” [Ova eliti] Öztüzün'ü soruşturma konusu etmeye yelteniyor… Herkes “ayağını yorganına göre” uzatıp seçim çalışmalarına odaklanmaz ise; bu “soruşturma” bir ÖCALAN SORUŞTURMASI olacak… Takip edelim! Ve kimin ne kadar altında kalacağı belli olmaz! Zira Öcalan'ın tam 10 yıl önce [tam da Hüdapar alakalı] ne dediklerini sadece ben okumuyorum…
Şubat'ın 15'inde (Öcalan'ın İmralı'ya tesliminin 25'inci yılı), doğduğu Amara köyünde biten bir “Öcalan'a Özgürlük” yürüyüşü yaptı, “Ova eliti” dediğim örgütlenme… Devletin AA'sı olarak bilinen Mezopotamya Ajansı, yürüyüş ertesinde, avukatından “ilk kez anlattı” dediği bir röportaj yayınladı:
“DEM Partili Uysal, Abdullah Öcalan'ın isteğini anlattı” manşetiyle verilen metni, benden sonra görüşen 2 avukattan biri olunca, dikkatle ve merakla sonuna kadar okudum. yeniyasamgazetesi5.com/dem-partili-uysal-abdullah-ocalanin-istegini-anlatti
Bu Ova AA'sının “ilk kez anlattı” dediği ŞU çıktı: “Öcalan en çok köyündeki taşları ve otları özlemiş.” Öcalan BU mu? “Kürt Halk Önderi” dediklerinin BU'sunu anlatarak O'nu özgürleştirecekler !!! İşte “Ova Eliti” dediğim bu “derin” ve 34 yıllık “demirbaş” (Remzi-Zübeyyir, A.Türk-Sırrı) örgütlenmenin İmralı cenazesi kilitlenmişliğiBU'dur.
Peki Ötüzün nasıl anlatıyor? Sorgusuz-sualsiz, savunması alınmadan, yani tam bir yargısız infaz ile, deyim yerindeyse rötuşsuz -zımparasız bir “ihraç” infazı ile tasfiyesi medyadan duyurulan Av. Mehdi Ötüzün:
“Biz bir seçim partisi değiliz, biz çözüm partisiyiz… Bizim bir derdimiz var… ‘Kürt sorunu' demiyorum, ‘Kürt-Türk ilişkileri' diyorum. Türk-Kürt ilişkileri yara aldı… Kürdü Türkü birbirine düşmanlaştırma üzerine oynanan oyunları boşa çıkarmaya çalışan çok değerli bir şahsiyet var. Büyük bir güçtür: halk üzerinde gücü var, silahlı güçler üzerinde gücü var. Ve bu şahsiyet ağırlaştırılmış tecrit altında...” VE “en-son görüşmesinde ‘Beni değil görüşlerimi buradan çıkarın, bu da kitaplarımı basmakla olmaz!' diyor” diye anlatıyor…
Onun için, o yazıda tekrar ettim:
Evet; bu bir ÖCALAN SORUŞTURMASIdır! Bunun altında kimin ne kadar kalacağını tam bilmiyorum: Fakat, en üsttekilerin en-altta kalacağını biliyorum… Çünkü: “Hiçbir sahtelik kendisini sonuna kadar gizleyemez!” der, bu örtülü vakanın ANA DAVASI olan Öcalan…
“İnsanlar yalan rakam söyler, rakamlar yalan söylemez.” denir, yine sosyoloji camiasında: Şimdi “X” olan Twitter rakamları “yalan rakam” değildir: Öztünün'ün yukarıdaki konuşması bugün 600 bini geçti… Bu rakam DEM partinin Genel Merkez ve tüm İl örgütlerinin “rekorlarını kırdı” demiyorum; ortalama 10 katıdır !
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Kemal Özcan
Batman/Öztüzün- İmralı/Tecrit İlişiği
İki “yakın-tarih” anekdotu
BİR: Herkesin İstanbul seçimleri için gittiğimi sandığı İmralı'dan ayrılırken (1'inci gidiş), 4 adet Türkçe kitabımı bırakıp ayağa kalktık, Öcalan'a:
Bu 4'ünden Öcalan'a Mektup (2012) adlı olanın 288'inci sayfasını açıp “Mustafa” ve “Abdullah” başlıklı makalemi göstererek: “Buradan başlar mısınız lütfen” dedim… “Elbette” dedi ve vedalaşıp ayrıldık.
3 gün sonraki gidişimizde; konuşmamızın ilk dakikalarında, birden (adeta haykırıp iki elini yukarıya açarak): “Seni buraya Allah gönderdi!” deyiverdi… Yazının omurga argümanı şudur: “İktidar eliti CHP'si Mustafa'yı Dolmabahçe'de öldürdü; Ova eliti PKK'si Abdullah'ı İmralı'da öldürecek: biri oldu/öldü, diğeri olmadı/ölmedi. Oldurtmayalım, öldürtmeyelim!” …
İKİ: Batman/Öztüzün tartışmalarının kamuya yansıdığı günlerde Diyarbakır'a, oradan Batman'a geçip Öztüzün ile uzun-uzun konuştum. Taksiciye sordum (sosyoloji camiasında taksici ve berber sohbetleri oldukça “sosyolojik” addedilir):
İşte “Batman-Türkiye-İmralı hattındaki DAVA” dediğim davamızın özeti… Daha doğrusu Özetinin Özeti. Kayyımı dün atadılar! “İnceleme” dediklerini soruşturma etmeden! Öcalan'ın da avukatı olan hukukçu aday, savunması alınmadan “ihraç” edildi. Devletin Öcalan'a tanıdığı hakkı, bunlar Öcalan'ın avukatına tanımadı !!!
Onun için geçen hafta aşağıdakileri dedim:
Futbol maçındaki bir “kare” üzerinden aynı “Merkez” [Ova eliti] Öztüzün'ü soruşturma konusu etmeye yelteniyor… Herkes “ayağını yorganına göre” uzatıp seçim çalışmalarına odaklanmaz ise; bu “soruşturma” bir ÖCALAN SORUŞTURMASI olacak… Takip edelim! Ve kimin ne kadar altında kalacağı belli olmaz! Zira Öcalan'ın tam 10 yıl önce [tam da Hüdapar alakalı] ne dediklerini sadece ben okumuyorum…
Şubat'ın 15'inde (Öcalan'ın İmralı'ya tesliminin 25'inci yılı), doğduğu Amara köyünde biten bir “Öcalan'a Özgürlük” yürüyüşü yaptı, “Ova eliti” dediğim örgütlenme… Devletin AA'sı olarak bilinen Mezopotamya Ajansı, yürüyüş ertesinde, avukatından “ilk kez anlattı” dediği bir röportaj yayınladı:
“DEM Partili Uysal, Abdullah Öcalan'ın isteğini anlattı” manşetiyle verilen metni, benden sonra görüşen 2 avukattan biri olunca, dikkatle ve merakla sonuna kadar okudum. yeniyasamgazetesi5.com/dem-partili-uysal-abdullah-ocalanin-istegini-anlatti
Bu Ova AA'sının “ilk kez anlattı” dediği ŞU çıktı: “Öcalan en çok köyündeki taşları ve otları özlemiş.” Öcalan BU mu? “Kürt Halk Önderi” dediklerinin BU'sunu anlatarak O'nu özgürleştirecekler !!! İşte “Ova Eliti” dediğim bu “derin” ve 34 yıllık “demirbaş” (Remzi-Zübeyyir, A.Türk-Sırrı) örgütlenmenin İmralı cenazesi kilitlenmişliği BU'dur.
Peki Ötüzün nasıl anlatıyor? Sorgusuz-sualsiz, savunması alınmadan, yani tam bir yargısız infaz ile, deyim yerindeyse rötuşsuz -zımparasız bir “ihraç” infazı ile tasfiyesi medyadan duyurulan Av. Mehdi Ötüzün:
“Biz bir seçim partisi değiliz, biz çözüm partisiyiz… Bizim bir derdimiz var… ‘Kürt sorunu' demiyorum, ‘Kürt-Türk ilişkileri' diyorum. Türk-Kürt ilişkileri yara aldı… Kürdü Türkü birbirine düşmanlaştırma üzerine oynanan oyunları boşa çıkarmaya çalışan çok değerli bir şahsiyet var. Büyük bir güçtür: halk üzerinde gücü var, silahlı güçler üzerinde gücü var. Ve bu şahsiyet ağırlaştırılmış tecrit altında...” VE “en-son görüşmesinde ‘Beni değil görüşlerimi buradan çıkarın, bu da kitaplarımı basmakla olmaz!' diyor” diye anlatıyor…
Onun için, o yazıda tekrar ettim:
Evet; bu bir ÖCALAN SORUŞTURMASIdır! Bunun altında kimin ne kadar kalacağını tam bilmiyorum: Fakat, en üsttekilerin en-altta kalacağını biliyorum… Çünkü: “Hiçbir sahtelik kendisini sonuna kadar gizleyemez!” der, bu örtülü vakanın ANA DAVASI olan Öcalan…
“İnsanlar yalan rakam söyler, rakamlar yalan söylemez.” denir, yine sosyoloji camiasında: Şimdi “X” olan Twitter rakamları “yalan rakam” değildir: Öztünün'ün yukarıdaki konuşması bugün 600 bini geçti… Bu rakam DEM partinin Genel Merkez ve tüm İl örgütlerinin “rekorlarını kırdı” demiyorum; ortalama 10 katıdır !
Gün Ola Harman Ola…