Bir FETÖ artığı mı yoksa iflah olmaz bir darbeci mi anlayamadım ama biri X'te şöyle bir şey yazdı: "Darbe dediğin böyleolur, Türkiye'deki gibi kontrollüolmaz..." Önceki gün Bolivya'da yapılan askeri darbe girişiminden söz ediyor. Herhalde 15 Temmuz'daki FETÖ'cü darbe girişimine karşı verilen destansı direniş onun hayallerini öyle yıkmış ki bulduğu her fırsatı o günü itibarsızlaştırmak için kullanıyor. Acele etmeyip biraz beklese, 15 Temmuz'daki o destansı direnişin 12 bin kilometre ötedeki Bolivya halkını ve siyasetçilerini nasıl harekete geçirdiğini görecekti. Çünkü 15 Temmuz direnişi, birileri burun kıvırsa da, Kemal Kılıçdaroğlu gibi "kontrollü darbe" dese de arkasında ABD emperyalizminin olduğu darbeler tarihini değiştiren bir ilk adımdı ve milattı. Bu yanıyla da dünyayı etkileyen ve halklara ilham kaynağı olan destansı bir direnişti. Tarihe de bu yanıyla geçti. Tankların harekete geçtiği, F-16'ların bombalar yağdırdığı o gecede, tarih Başkan Erdoğan'ın Facetime'dan yükselen şu çağrısıyla değişti: "Şu anda bu milletin imkânlarıylaortaya konmuş olan tankı,topu, uçağı, helikopteri kullanarakmilletin üzerine gelmenin bedelinibunlar çok ağır ödeyeceklerdir. Milletimizi meydanlara davet ediyorum..." Bolivya'da da süreç benzer işledi. Darbeci General Juan Jose Zunigaliderliğindeki askerler, Bolivya'nın başkentiLa Paz'da hükümet binalarınınbulunduğu Murillo Meydanı'nı kapatıpBaşkanlık Sarayı'nı kuşatınca ilk tepkisesleri gelmeye başladı. Bolivya DevletBaşkanı Luis Arce, halka sakin olmalarıçağrısında bulunarak şöyle diyordu: "Halkı demokrasiye sahip çıkmayadavet ediyorum. Askerler,derhal çekilmeli ve görevlerininbaşına dönmelidir. Demokrasiyeve anayasaya saygı duymalarınıistiyorum." Aynı ses, mevcut başkana muhalefeteden eski devlet başkanı Morales'tende geldi: "Kent ve kırsal kesimdeki tümhalkımıza demokrasiyi savunmalarıiçin ulusal seferberlik çağrısındabulunuyoruz. Silahlı kuvvetlerin,demokrasiyi ihlal etmesine vehalkı sindirmesine izin vermeyeceğiz." Çağrılardan sonra tam da 15Temmuz'daki gibi binlerce Bolivyalı,başkentteki Murillo Meydanı'na aktı vedarbecilere meydan okudu. İşin belki de en ilginç yanı, eski devlet başkanı solcu Morales'in yeniden aday olmaması için girişilen darbeye bütün siyasilerin karşı çıkmasıydı. Bu ortak tepki sonucu darbeci GeneralZuniga tutuklanıyor ve cezaevine yollanıyordu. Bu karşı çıkış da Bolivya tarihinde bir ilkti. İnanılmaz ama son 200 yılda tam 191 darbenin yapıldığı bir ülkeden söz ediyoruz. Neredeyse yılda bir darbe gören bir ülke Bolivya... Bu kara talihin değişmesinde, 15 Temmuz'daki destansı direnişin motive edici ve güven verici bir katkısı olduğu çok açık. Çünkü Latin Amerika ülkeleri hem Türkiye'yi hem de Başkan Erdoğan'ın siyasi çıkışlarını yakından izliyor. Hatta Brezilya ve Venezuela'nın solcu başkanları Lula ve Maduro açık açık bu siyasi duruşa destek veriyor. Ne yazık ki, dünya halkları ve siyasi liderleri 15 Temmuz'u ilham verici bulurken, Türkiye'nin ana muhalefet partisi lideri o geceyi sadece televizyondan izlemekle yetinmiş, sonra da "kontrollüdarbe" diyerek itibarsızlaştırmaya çalışmıştı. Bu kendi siyasi kitlesinde de etkili oldu ki, bugün CHP'lilerinhafızasında 15 Temmuz gibi destansıbir direniş günü yok. Tarihe böyle geçmek gerçekten çok "acı" bir şey...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
Bolivya’da 15 Temmuz ruhu
Bir FETÖ artığı mı yoksa iflah olmaz bir darbeci mi anlayamadım ama biri X'te şöyle bir şey yazdı: "Darbe dediğin böyle olur, Türkiye'deki gibi kontrollü olmaz..."
Önceki gün Bolivya'da yapılan askeri darbe girişiminden söz ediyor. Herhalde 15 Temmuz'daki FETÖ'cü darbe girişimine karşı verilen destansı direniş onun hayallerini öyle yıkmış ki bulduğu her fırsatı o günü itibarsızlaştırmak için kullanıyor. Acele etmeyip biraz beklese, 15 Temmuz'daki o destansı direnişin 12 bin kilometre ötedeki Bolivya halkını ve siyasetçilerini nasıl harekete geçirdiğini görecekti.
Çünkü 15 Temmuz direnişi, birileri burun kıvırsa da, Kemal Kılıçdaroğlu gibi "kontrollü darbe" dese de arkasında ABD emperyalizminin olduğu darbeler tarihini değiştiren bir ilk adımdı ve milattı. Bu yanıyla da dünyayı etkileyen ve halklara ilham kaynağı olan destansı bir direnişti.
Tarihe de bu yanıyla geçti. Tankların harekete geçtiği, F-16'ların bombalar yağdırdığı o gecede, tarih Başkan Erdoğan'ın Facetime'dan yükselen şu çağrısıyla değişti:
"Şu anda bu milletin imkânlarıyla ortaya konmuş olan tankı, topu, uçağı, helikopteri kullanarak milletin üzerine gelmenin bedelini bunlar çok ağır ödeyeceklerdir. Milletimizi meydanlara davet ediyorum..."
Bolivya'da da süreç benzer işledi. Darbeci General Juan Jose Zuniga liderliğindeki askerler, Bolivya'nın başkenti La Paz'da hükümet binalarının bulunduğu Murillo Meydanı'nı kapatıp Başkanlık Sarayı'nı kuşatınca ilk tepki sesleri gelmeye başladı. Bolivya Devlet Başkanı Luis Arce, halka sakin olmaları çağrısında bulunarak şöyle diyordu:
"Halkı demokrasiye sahip çıkmaya davet ediyorum. Askerler, derhal çekilmeli ve görevlerinin başına dönmelidir. Demokrasiye ve anayasaya saygı duymalarını istiyorum."
Aynı ses, mevcut başkana muhalefet eden eski devlet başkanı Morales'ten de geldi:
"Kent ve kırsal kesimdeki tüm halkımıza demokrasiyi savunmaları için ulusal seferberlik çağrısında bulunuyoruz. Silahlı kuvvetlerin, demokrasiyi ihlal etmesine ve halkı sindirmesine izin vermeyeceğiz."
Çağrılardan sonra tam da 15 Temmuz'daki gibi binlerce Bolivyalı, başkentteki Murillo Meydanı'na aktı ve darbecilere meydan okudu.
İşin belki de en ilginç yanı, eski devlet başkanı solcu Morales'in yeniden aday olmaması için girişilen darbeye bütün siyasilerin karşı çıkmasıydı. Bu ortak tepki sonucu darbeci General Zuniga tutuklanıyor ve cezaevine yollanıyordu.
Bu karşı çıkış da Bolivya tarihinde bir ilkti. İnanılmaz ama son 200 yılda tam 191 darbenin yapıldığı bir ülkeden söz ediyoruz. Neredeyse yılda bir darbe gören bir ülke Bolivya... Bu kara talihin değişmesinde, 15 Temmuz'daki destansı direnişin motive edici ve güven verici bir katkısı olduğu çok açık. Çünkü Latin Amerika ülkeleri hem Türkiye'yi hem de Başkan Erdoğan'ın siyasi çıkışlarını yakından izliyor. Hatta Brezilya ve Venezuela'nın solcu başkanları Lula ve Maduro açık açık bu siyasi duruşa destek veriyor.
Ne yazık ki, dünya halkları ve siyasi liderleri 15 Temmuz'u ilham verici bulurken, Türkiye'nin ana muhalefet partisi lideri o geceyi sadece televizyondan izlemekle yetinmiş, sonra da "kontrollü darbe" diyerek itibarsızlaştırmaya çalışmıştı. Bu kendi siyasi kitlesinde de etkili oldu ki, bugün CHP'lilerin hafızasında 15 Temmuz gibi destansı bir direniş günü yok.
Tarihe böyle geçmek gerçekten çok "acı" bir şey...