Ankara'da AK Parti'nin Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili tanıtım toplantısı için Arena Stadyumu'na giderken ilk fark ettiğim şey farklı bir kalabalığın olmasıydı. Siyasi aktörler arasındaki havanın aksine sokağın uzantısı olan alanda farklı bir referandum rüzgârı esiyordu.
Çok sayıda kongre izledim, onları aratmayacak özellikle dışarıda coşkulu bir kalabalık vardı. Salona girmeyip dönenlerin sayısı bir hayli fazlaydı.
İçeride gençlerin ağırlığı ise hemen fark ediliyordu.
Bir de AK Parti'nin toplumla buluşmasının simgesel ismi olan ve 15 Temmuz darbe girişimine karşı direnirken 15 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip Olçok'la şehit düşen Erol Olçok'un fotoğrafları dikkat çekiyordu.
Erol Olçok, o sıcak bakışıyla tüm salona "yoladevam" diyordu.
Onun sıcaklığını küçük kız çocuğu Ecem Su'nun tanıtım filminden yükselen sesi tamamladı:
"Aydınlık bir gelecek için evet" Salonu ayağa kaldıran bu ses, çocuklar ve gençlerle sistemi değiştiren referandum arasındaki sıcak bağın ilk işaretiydi.
Başbakan Binali Yıldırım da salonu selamladıktan sonra söze çocuklar ve gençlerle kurulan bu bağla başladı. Necip Fazıl ve Nazım Hikmet'in çocuklarla ilgili şiirlerini okudu ve onlara seslendi:
"Siz hayatsınız, siz umutsunuz. Sizlerbeklediğimiz baharın müjdesisiniz. Bubaharın muştusunu siz taşıyorsunuzçocuklar. Ey çocuklar... Ne güzel söylemişüstat Necip Fazıl, 'Annesi gül koklasa ağzıgül kokacak çocuk'Ne güzel demiş Nazım Hikmet...
'Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse birgünlüğüne...' Sevgili Ecemsu Gümüş... İşteşu muhteşem kadro yarınları inşa edecek." Salonda çocuklarla birlikte bir isim daha ayakta alkışladı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı...
Başbakan Yıldırım, kürsüden şöyle sesleniyordu: "Üzerimde bir emanet var. Kurucu genel başkanımız Recep TayyipErdoğan'ın size selamlarını getirdim. Buradan öyle bir 'evet' deyin ki milyonlarsesimizi duysun..."
Ankara'da AK Parti'nin tanıtım toplantısında medyada ve siyaset kulislerinde görünendenfarklı bir rüzgâr esiyordu.
Şimdiden söyleyelim, bu rüzgâr birilerinin ezberini bozacak...
Çağın vebasına umut merkezi
Türkiye son yıllarda birçok alanda önemli işler başardı ama eğer enerjisini değerler üzerinden yürütülen siyasi tartışmalara harcamasaydı eminim çok daha iyi bir noktada olurdu.
Bu gerçeği en çarpıcı biçimde sağlık alanında görüyoruz. Bütün tartışmalara, gerilimlere rağmen sağlıkta önemli atılımlar yapıldı, yapılıyor.
Devlet, bir yandan sağlığı ucuzlatıyor, öte yandan sadece Türkiye'nin değil bölgenin en modern şehir hastanelerini devreye sokuyor. Özel sektör de boş durmuyor, sağlıkta Türkiye'yi "merkez" yapan özel alanlarda önemli adımlar atıyor.
Birkaç gün önce İstinye Üniversitesi bünyesinde DAS ( Damar Sağlığı ) Yaşam Merkezi açıldı. Merkezin başında da sevgili dostum Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko var. Sevgili Yusuf, Türkiye'nin yüz akı diyeceğimiz doktorlarımızdan... 20 yıl sonra kavuştuğu merkez için bakın ne diyor:
"Hayalim ülkemizde örnek olacak birdamar sağlığı merkezi kurmaktı. DASYaşam Merkezi ile bu hayalim gerçek oluyor." Damar sağlığı önemli çünkü tıp dünyasında damar hastalıkları çağımızın vebası olarak niteleniyor. Türkiye'de her yıl 150 bin kişi çeşitli seviyelerde felç geçiriyor. Umut verici olan ise Prof. Dr. Kalko'nun kendi geliştirdiği "İnme CerahisiTekniği"ne sahip olmamız. Bu teknikle sadece 4 yılda yaklaşık 500 felçli hasta yeniden yaşama bağlandı. Türkiye'de ilk defa kurulan bu birimle, felçli hastalara felç geçirdikten sonra kısa bir sürede ameliyat olma imkanı geliyor.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
Bu rüzgâr birilerinin ezberini bozacak
Ankara'da AK Parti'nin Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ilgili tanıtım toplantısı için Arena Stadyumu'na giderken ilk fark ettiğim şey farklı bir kalabalığın olmasıydı. Siyasi aktörler arasındaki havanın aksine sokağın uzantısı olan alanda farklı bir referandum rüzgârı esiyordu.
Çok sayıda kongre izledim, onları aratmayacak özellikle dışarıda coşkulu bir kalabalık vardı. Salona girmeyip dönenlerin sayısı bir hayli fazlaydı.
İçeride gençlerin ağırlığı ise hemen fark ediliyordu.
Bir de AK Parti'nin toplumla buluşmasının simgesel ismi olan ve 15 Temmuz darbe girişimine karşı direnirken 15 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip Olçok'la şehit düşen Erol Olçok'un fotoğrafları dikkat çekiyordu.
Erol Olçok, o sıcak bakışıyla tüm salona "yola devam" diyordu.
Onun sıcaklığını küçük kız çocuğu Ecem Su'nun tanıtım filminden yükselen sesi tamamladı:
"Aydınlık bir gelecek için evet" Salonu ayağa kaldıran bu ses, çocuklar ve gençlerle sistemi değiştiren referandum arasındaki sıcak bağın ilk işaretiydi.
Başbakan Binali Yıldırım da salonu selamladıktan sonra söze çocuklar ve gençlerle kurulan bu bağla başladı. Necip Fazıl ve Nazım Hikmet'in çocuklarla ilgili şiirlerini okudu ve onlara seslendi:
"Siz hayatsınız, siz umutsunuz. Sizler beklediğimiz baharın müjdesisiniz. Bu baharın muştusunu siz taşıyorsunuz çocuklar. Ey çocuklar... Ne güzel söylemiş üstat Necip Fazıl, 'Annesi gül koklasa ağzı gül kokacak çocuk' Ne güzel demiş Nazım Hikmet...
'Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne...' Sevgili Ecemsu Gümüş... İşte şu muhteşem kadro yarınları inşa edecek." Salonda çocuklarla birlikte bir isim daha ayakta alkışladı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı...
Başbakan Yıldırım, kürsüden şöyle sesleniyordu: "Üzerimde bir emanet var. Kurucu genel başkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın size selamlarını getirdim. Buradan öyle bir 'evet' deyin ki milyonlar sesimizi duysun..."
Ankara'da AK Parti'nin tanıtım toplantısında medyada ve siyaset kulislerinde görünendenfarklı bir rüzgâr esiyordu.
Şimdiden söyleyelim, bu rüzgâr birilerinin ezberini bozacak...
Çağın vebasına umut merkezi
Türkiye son yıllarda birçok alanda önemli işler başardı ama eğer enerjisini değerler üzerinden yürütülen siyasi tartışmalara harcamasaydı eminim çok daha iyi bir noktada olurdu.
Bu gerçeği en çarpıcı biçimde sağlık alanında görüyoruz. Bütün tartışmalara, gerilimlere rağmen sağlıkta önemli atılımlar yapıldı, yapılıyor.
Devlet, bir yandan sağlığı ucuzlatıyor, öte yandan sadece Türkiye'nin değil bölgenin en modern şehir hastanelerini devreye sokuyor. Özel sektör de boş durmuyor, sağlıkta Türkiye'yi "merkez" yapan özel alanlarda önemli adımlar atıyor.
Birkaç gün önce İstinye Üniversitesi bünyesinde DAS ( Damar Sağlığı ) Yaşam Merkezi açıldı. Merkezin başında da sevgili dostum Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko var. Sevgili Yusuf, Türkiye'nin yüz akı diyeceğimiz doktorlarımızdan... 20 yıl sonra kavuştuğu merkez için bakın ne diyor:
"Hayalim ülkemizde örnek olacak bir damar sağlığı merkezi kurmaktı. DAS Yaşam Merkezi ile bu hayalim gerçek oluyor."
Damar sağlığı önemli çünkü tıp dünyasında damar hastalıkları çağımızın vebası olarak niteleniyor. Türkiye'de her yıl 150 bin kişi çeşitli seviyelerde felç geçiriyor. Umut verici olan ise Prof. Dr. Kalko'nun kendi geliştirdiği "İnme Cerahisi Tekniği"ne sahip olmamız. Bu teknikle sadece 4 yılda yaklaşık 500 felçli hasta yeniden yaşama bağlandı. Türkiye'de ilk defa kurulan bu birimle, felçli hastalara felç geçirdikten sonra kısa bir sürede ameliyat olma imkanı geliyor.