Türkiye'nin kötürümde olsa bir “Anayasası var” ama sorun şu ki, “Babayasası” yok. Omuzu kalabalıkların hazırladıkları
anayasa miadını doldurmuş durumda. Önüne gelen hükümet, anayasayla oynadı, maddeler elden ele geçti. Beğenmediğimiz
taraflarını daha da dişil hale getirdik.
Özgürlüğü kısıtladığına inandığımız Ana yasanın maddelerini daha Dişi hale getirmek için elimizden geleni yaptık. Şuanda
karşımızda dişil ve sokağa düşmüş bir Ana yasa var. Bu ülke bu yasalarla artık yönetilemiyor, bu yüzden de sistem
değişikliğine ihtiyaç var.
İdam kaldırıldı ama zaten uygulanmıyordu, ağırlaştırılmış müebbet diye bir fantezi var. Güya adama 10 defa ağırlaştırılmış
müebbet hapis veriyorlar. Ne oluyor sonra, beslemelerle dolu bir cezaevi karşımıza çıkıyor.
Devlet memurunun yerini değiştiriyorsun, sonra birden adam falan mahkemeyle, falan yargı kararıyla, Yargıtay'la,
Danıştay'la, geri dönüyor ve sana nanik yapıyor. Baba yasalar olsa bu komedya olur mu?
Adamlar devlete ihanet ediyor, alenen ajanlık yapıyor ama ne oluyor, bulunuyor bir mahkeme, bulunuyor bir delikli yasa,
adam ak-pak geri dönüyor. Olmuyor Güneydoğu'ya gönderiliyor.
Güneydoğu bir ceza merkezi olarak düşünüldükçe ve tayin-atamalar bu nüanslarla ele alındıkça memleket sorunlardan
kurtulamaz. Adamları ameliyat yapabilecekleri yerlere gönderiyorsunuz, bu akıl karı mı? Olsa olsa akıl tutulması olur.
Bölge için, “silah deposu” oldu demiştim. Benim bildiğimi bölgedeki istihbarat, Emniyet, asker bilmez mi? Bilmiyorsa, bu
ülkenin vay haline. Adamlar Molotof yapıyor tamam, küçük çapta silahlar buluyor tamam ama eğer roket atar buluyorsa,
Kanas buluyorsa ve her sokaktan mühimmat çıkıyorsa, burada önemli bir sorun var demektir.
Bu durumda üç şey akla gelir:
1- Korkulacak bir şey yok her şey kontrol altında.
2- Büyük bir zaafiyet var, devletin üstünde ölü tozları var.
3- İçerden birileri kasıtlı bir şekilde olan-bitene göz yumuyor.
Üçüncü madde insanın aklına hayaline getirmek istemediği bir durumdur ve bunun adı sadece ihanettir. Bu kabul edilemez.
Şimdi bir düşünün. Ne olmuştu? Zaman Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı Diyarbakır'a gelmiş ve
Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'la görüşmüştü. Görüşme kameraların ve objektiflerin önünde. Her şey kitabına
uygun ama görüşmenin zamanı oldukça manidar…
Dumanlı'nın Diyarbakır'dan ayrıldığı bir hafta sonrası Türkiye PKK ile kendini çatışır vaziyette buldu mu? Bu da manidar…
KCK'lıları cezaevine tıkayan Paralel Yapı mensuplarıyla PKK bölgede hiçbir zaman karşı karşıya gelmedi. Bölgede en rahat
çalışan hep bu gurup oldu.
Var mı bir anormallik. Var. Güneydoğu'da bugün en büyük tehdit, Paralel Yapılanmadır. Olaylara göz yumuyorlar mı?
Yummuyorlarsa, bölgede kopan bu kıyametin, bu anormalliklerin nedeni nedir? Bu silahlar, bu mühimmatlar bir gün içinde
mi, bu bölgenin şehirlerine ve sokaklarına dağıldı.
Gelelim Ana Yasa ile Baba Yasa'ya! Ana Yasa iş görmez raporu olan ama aktif görev üstlenen dişil yasalardan oluşuyor. Net
değil, kararlı değil ve sistemin bulaşıklarının kiri her yerinden akıyor.
Eğer polisin-memurun biri ülkesine ihanet ediyorsa ve bir terör örgütüne mensup veya o örgüte yardım yataklık yapıyorsa
derhal iş akdi fesih edilmeli. Bir daha devletin kapısından içeri girememeli, bir mahkemenin aldığı kararla dönüp bu ülkeye
meydan okuyamamalı.
Paralel Yapı'nın “Öz ama bir o kadar gözü Kara çocuğu” bu Ana Yasa bir an önce değişmeli, yoksa bu ülkenin bu dişil
yasadan daha çok çekeceği var.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Osmanoğlu
Bu ülkenin ‘Babayasası’ yok!
Türkiye'nin kötürümde olsa bir “Anayasası var” ama sorun şu ki, “Babayasası” yok. Omuzu kalabalıkların hazırladıkları
anayasa miadını doldurmuş durumda. Önüne gelen hükümet, anayasayla oynadı, maddeler elden ele geçti. Beğenmediğimiz
taraflarını daha da dişil hale getirdik.
Özgürlüğü kısıtladığına inandığımız Ana yasanın maddelerini daha Dişi hale getirmek için elimizden geleni yaptık. Şuanda
karşımızda dişil ve sokağa düşmüş bir Ana yasa var. Bu ülke bu yasalarla artık yönetilemiyor, bu yüzden de sistem
değişikliğine ihtiyaç var.
İdam kaldırıldı ama zaten uygulanmıyordu, ağırlaştırılmış müebbet diye bir fantezi var. Güya adama 10 defa ağırlaştırılmış
müebbet hapis veriyorlar. Ne oluyor sonra, beslemelerle dolu bir cezaevi karşımıza çıkıyor.
Devlet memurunun yerini değiştiriyorsun, sonra birden adam falan mahkemeyle, falan yargı kararıyla, Yargıtay'la,
Danıştay'la, geri dönüyor ve sana nanik yapıyor. Baba yasalar olsa bu komedya olur mu?
Adamlar devlete ihanet ediyor, alenen ajanlık yapıyor ama ne oluyor, bulunuyor bir mahkeme, bulunuyor bir delikli yasa,
adam ak-pak geri dönüyor. Olmuyor Güneydoğu'ya gönderiliyor.
Güneydoğu bir ceza merkezi olarak düşünüldükçe ve tayin-atamalar bu nüanslarla ele alındıkça memleket sorunlardan
kurtulamaz. Adamları ameliyat yapabilecekleri yerlere gönderiyorsunuz, bu akıl karı mı? Olsa olsa akıl tutulması olur.
Bölge için, “silah deposu” oldu demiştim. Benim bildiğimi bölgedeki istihbarat, Emniyet, asker bilmez mi? Bilmiyorsa, bu
ülkenin vay haline. Adamlar Molotof yapıyor tamam, küçük çapta silahlar buluyor tamam ama eğer roket atar buluyorsa,
Kanas buluyorsa ve her sokaktan mühimmat çıkıyorsa, burada önemli bir sorun var demektir.
Bu durumda üç şey akla gelir:
1- Korkulacak bir şey yok her şey kontrol altında.
2- Büyük bir zaafiyet var, devletin üstünde ölü tozları var.
3- İçerden birileri kasıtlı bir şekilde olan-bitene göz yumuyor.
Üçüncü madde insanın aklına hayaline getirmek istemediği bir durumdur ve bunun adı sadece ihanettir. Bu kabul edilemez.
Şimdi bir düşünün. Ne olmuştu? Zaman Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı Diyarbakır'a gelmiş ve
Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'la görüşmüştü. Görüşme kameraların ve objektiflerin önünde. Her şey kitabına
uygun ama görüşmenin zamanı oldukça manidar…
Dumanlı'nın Diyarbakır'dan ayrıldığı bir hafta sonrası Türkiye PKK ile kendini çatışır vaziyette buldu mu? Bu da manidar…
KCK'lıları cezaevine tıkayan Paralel Yapı mensuplarıyla PKK bölgede hiçbir zaman karşı karşıya gelmedi. Bölgede en rahat
çalışan hep bu gurup oldu.
Var mı bir anormallik. Var. Güneydoğu'da bugün en büyük tehdit, Paralel Yapılanmadır. Olaylara göz yumuyorlar mı?
Yummuyorlarsa, bölgede kopan bu kıyametin, bu anormalliklerin nedeni nedir? Bu silahlar, bu mühimmatlar bir gün içinde
mi, bu bölgenin şehirlerine ve sokaklarına dağıldı.
Gelelim Ana Yasa ile Baba Yasa'ya! Ana Yasa iş görmez raporu olan ama aktif görev üstlenen dişil yasalardan oluşuyor. Net
değil, kararlı değil ve sistemin bulaşıklarının kiri her yerinden akıyor.
Eğer polisin-memurun biri ülkesine ihanet ediyorsa ve bir terör örgütüne mensup veya o örgüte yardım yataklık yapıyorsa
derhal iş akdi fesih edilmeli. Bir daha devletin kapısından içeri girememeli, bir mahkemenin aldığı kararla dönüp bu ülkeye
meydan okuyamamalı.
Paralel Yapı'nın “Öz ama bir o kadar gözü Kara çocuğu” bu Ana Yasa bir an önce değişmeli, yoksa bu ülkenin bu dişil
yasadan daha çok çekeceği var.