Son 10 yılda 10 seçim kaybeden CHP Genel Başkanı KemalKılıçdaroğlu, bugünlerdeadeta siyasi hayatının"nirvana"sında.Öyle bir havada kiyarın seçim olsa tekbaşına iktidar olacağınainanıyor. TabiiCHP olarak değil, "iç ve dışdostları"yla birlikte. Bundan dahiç rahatsızlık duymuyor. Ama aynı zamanda, siyasi tarihimizin en marjinal partilerinin bile başvurmadığı kadar açık ve seçik bir "yalan" siyaseti izliyor. Aslında bu siyasetin ipuçlarını ilk günden itibaren gömüştük. Kimi zaman Gandi oldu, kimi zaman Che Guevara numarası çekti, kimi zaman ülkücü pozu takındı, kimi zaman "CEHAPEZihniyeti" diyerek FETÖ'cülere göz kırptı, bırakın HDP'yi "YPGbize mi saldıracak?" diyerek o çevreye de açık destek verdi. Ama samimi "Atatürkçüleri" de partiden kovdu. Bu siyasi bir maharet mi yoksa derin bir devşirme operasyonu mu kimse bilmiyor. İşin garip tarafı, partiyi birlikte yönettiği kadroları da kendisine benzetti. Hepsi de siyaset üretmeden iktidar olunacağına inanıyor. Oysa bu tablo sadece görüntüden ibaret... Bugün CHP'nin içi, tarihinde hiç görülmediği kadar kaotik, hiç görülmediği kadar birbirine güvenmeyen, sevmeyen aktörlerden oluşuyor. Birbirine "bölücü" ve "çete" diyen kadrolar, sadece "Erdoğan düşmanlığı"yla bir arada tutuluyor. Anlayacağınız, içerideki kavga çok derin ve patladı patlayacak.
İSTANBUL'DA 5 İLÇE YÖNETİMİ İSTİFA ETTİRİLDİ Kavganın merkezinde de İstanbul var. Ama sadece İstanbul değil, Anadolu da kaynıyor. Düşünün iktidara yürüdüğünü söyleyen CHP'nin örgütlerinde önseçim yapılmıyor, Meclis'te grup başkanvekilleri atamayla geliyor, birçok il "kayyum"larla yönetiliyor ve birbiri ardına yönetimler istifa ediyor. İktidara yürüyen hiçbir partide böyle bir tablo görülmüş değil. Alın Türkiye'ye rol model olan İstanbul'u... Son birkaç ay içinde arka arkaya 4 ilçe yönetimi istifa etmek zorunda kaldı. Önce Maltepe, Sultanbeyli,Sancaktepe ilçe yönetimleri istifa etti. Birkaç gün önce de Şişli CHP ilçe yönetimi... Şunu da ekleyelim, Beyoğlu ilçe yönetimi de bir meclis üyesinin adı "yolsuzluk iddiaları"na karışınca istifa etmek zorunda kaldı. Şu anda iktidara yürüdüğünü söyleyen CHP'nin en büyük ilinde 5 ilçe yönetimi istifa etmiş durumda. Peki, CHP neden bu durumda ve işin arkasında ne var? Sorunun cevabı 2023 sonrasına uzanan iktidar savaşında saklı.
CHP'NİN 'KAYYUM' ATADIĞI İLLER CHP içindeki siyasi aktörler, gruplar şimdiden Kılıçdaroğlu sonrası için kılıçları çekmiş durumda. Bu iktidar kavgasının şimdilik görünen iki aktörü de Canan Kaftancıoğlu ile Ekrem İmamoğlu... Bu kavga genel merkez düzeyinde de sürüyor. Oğuz Kaan Salıcı-Kaftancıoğlu hattı karşısında, Özgür Özel'den Engin Altay'a uzanan bir dizi aktör yer alıyor ve gelecek hesabı yapıyor. Kavga İstanbul'da çok daha net sürdüğü için şimdilik, Kaftancıoğlu-İmamoğlu ikilisi ve onları adım adım izleyen Erdoğan Toprak arasında geçiyor. Gizli saklı olmadığı da Kılıçdaroğlu'nun müdahalesinden belli. Kulislerde Kılıçdaroğlu'nun bu kavga için özel bir ekip oluşturduğu ve şu talimatı verdiği söyleniyor: "İstanbul'la ilgili birçalışma yapın, orada neler oluyor öğrenin..." Şu tabloya bakar mısınız? Kılıçdaroğlu, bizzat kendisinin baskısıyla "tek aday" olan Kaftancıoğlu'nun ne yaptığını şimdi gizlice öğrenmeye çalışıyor. İstanbul'daki bu tablonun çok daha beteri Anadolu'da yaşanıyor. Oralarda durumun zaten kötü olduğunu, örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı sık sık dile getirmişti: "Doğu ve Güneydoğu'da24 ilde yüzde 2 civarında oyalıyoruz. Bunu değiştirmemizgerekiyor." İşte o illerdenAğrı, Van, Elazığ ve Gaziantepbaşta olmak üzere önemli birçokilde CHP'lilerin deyimiyle örgüt"kayyum"larla yönetiliyor. Yaniseçimle gelen yönetim yok. Şusıralarda kongre hazırlığındansöz ediliyor ama iş işten geçmiş.
***
'YETER ULAN, BU PARTİBABANIZDAN MİRAS MI KALDI?' Gelinen noktaya Gaziantepli bir CHP'li adeta isyan ediyor: "İlimizde durum çokkötü... 'Aman yazmayayım,konuşmayayım' diyorumama artık gırtlağımızakadar geldi. Yeter be kardeşim!Rüzgârın muhalefetlehine, fırtınaya dönüştüğübu dönemde GaziantepCHP İl Başkanlığı'nı toplamda7 kişilik geçici yönetimidare ediyor. Erken seçime hazırlıkböyle mi olur? İl yok, ilçeleryok! Bu saçmalığa artıkbir son verilmelidir! Yeterartık! İktidara talip olduğunusöyleyen bir parti,Türkiye'nin 6. büyük şehrindeböyle hatalar yapmamalı! Genel başkan da dahil,kimsenin böyle hatalar yapmayahakkı da, lüksü deyoktur! Yeter ulan!!! Buparti halkın partisi, babanızdansize miras mı kaldı?Koskoca Cumhuriyet HalkPartisi'ni Gaziantep'tetopal ördek yaptınız!"
***
GEL DE İNAN CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hem önseçimleri kaldırarak CHP'yi atamalarla "tek adam" olarak yönetiyor hem de "tek adam rejimi" diyerek "demokrasi havarisi" kesiliyor. Bakın, geçtiğimiz günlerde Van'da aynen şöyle diyebiliyor: "Siz sanıyorsunuz ki bizgidiyoruz sandığa milletvekiliseçiyoruz. Siz sadece genelbaşkanların seçtiği listeninaltına mühür basıyorsunuz. Adı milletvekili ama milletvekilideğil, en baştakininvekili oluyor. Öyle olunca neoluyor? Milletvekilleri, genelbaşkanların vesayeti altındakalıyor. Milletin vekilini milletinseçmesi lazım." Peki vesayetçi genel başkan kim? Kendisi... Ama onun umurunda değil, hem parti içi demokrasiyi işletmiyor hem de şikâyet ediyor. Tipik Kılıçdaroğlu tavrı...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
CHP’de büyük kavga
Son 10 yılda 10 seçim kaybeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugünlerde adeta siyasi hayatının "nirvana"sında. Öyle bir havada ki yarın seçim olsa tek başına iktidar olacağına inanıyor. Tabii CHP olarak değil, "iç ve dış dostları"yla birlikte. Bundan da hiç rahatsızlık duymuyor.
Ama aynı zamanda, siyasi tarihimizin en marjinal partilerinin bile başvurmadığı kadar açık ve seçik bir "yalan" siyaseti izliyor.
Aslında bu siyasetin ipuçlarını ilk günden itibaren gömüştük.
Kimi zaman Gandi oldu, kimi zaman Che Guevara numarası çekti, kimi zaman ülkücü pozu takındı, kimi zaman "CEHAPE Zihniyeti" diyerek FETÖ'cülere göz kırptı, bırakın HDP'yi "YPG bize mi saldıracak?" diyerek o çevreye de açık destek verdi.
Ama samimi "Atatürkçüleri" de partiden kovdu.
Bu siyasi bir maharet mi yoksa derin bir devşirme operasyonu mu kimse bilmiyor. İşin garip tarafı, partiyi birlikte yönettiği kadroları da kendisine benzetti. Hepsi de siyaset üretmeden iktidar olunacağına inanıyor.
Oysa bu tablo sadece görüntüden ibaret... Bugün CHP'nin içi, tarihinde hiç görülmediği kadar kaotik, hiç görülmediği kadar birbirine güvenmeyen, sevmeyen aktörlerden oluşuyor. Birbirine "bölücü" ve "çete" diyen kadrolar, sadece "Erdoğan düşmanlığı"yla bir arada tutuluyor.
Anlayacağınız, içerideki kavga çok derin ve patladı patlayacak.
İSTANBUL'DA 5 İLÇE YÖNETİMİ İSTİFA ETTİRİLDİ
Kavganın merkezinde de İstanbul var. Ama sadece İstanbul değil, Anadolu da kaynıyor. Düşünün iktidara yürüdüğünü söyleyen CHP'nin örgütlerinde önseçim yapılmıyor, Meclis'te grup başkanvekilleri atamayla geliyor, birçok il "kayyum"larla yönetiliyor ve birbiri ardına yönetimler istifa ediyor. İktidara yürüyen hiçbir partide böyle bir tablo görülmüş değil.
Alın Türkiye'ye rol model olan İstanbul'u... Son birkaç ay içinde arka arkaya 4 ilçe yönetimi istifa etmek zorunda kaldı. Önce Maltepe, Sultanbeyli, Sancaktepe ilçe yönetimleri istifa etti. Birkaç gün önce de Şişli CHP ilçe yönetimi... Şunu da ekleyelim, Beyoğlu ilçe yönetimi de bir meclis üyesinin adı "yolsuzluk iddiaları"na karışınca istifa etmek zorunda kaldı.
Şu anda iktidara yürüdüğünü söyleyen CHP'nin en büyük ilinde 5 ilçe yönetimi istifa etmiş durumda.
Peki, CHP neden bu durumda ve işin arkasında ne var?
Sorunun cevabı 2023 sonrasına uzanan iktidar savaşında saklı.
CHP'NİN 'KAYYUM' ATADIĞI İLLER
CHP içindeki siyasi aktörler, gruplar şimdiden Kılıçdaroğlu sonrası için kılıçları çekmiş durumda. Bu iktidar kavgasının şimdilik görünen iki aktörü de Canan Kaftancıoğlu ile Ekrem İmamoğlu... Bu kavga genel merkez düzeyinde de sürüyor. Oğuz Kaan Salıcı- Kaftancıoğlu hattı karşısında, Özgür Özel'den Engin Altay'a uzanan bir dizi aktör yer alıyor ve gelecek hesabı yapıyor.
Kavga İstanbul'da çok daha net sürdüğü için şimdilik, Kaftancıoğlu-İmamoğlu ikilisi ve onları adım adım izleyen Erdoğan Toprak arasında geçiyor.
Gizli saklı olmadığı da Kılıçdaroğlu'nun müdahalesinden belli. Kulislerde Kılıçdaroğlu'nun bu kavga için özel bir ekip oluşturduğu ve şu talimatı verdiği söyleniyor:
"İstanbul'la ilgili bir çalışma yapın, orada neler oluyor öğrenin..."
Şu tabloya bakar mısınız? Kılıçdaroğlu, bizzat kendisinin baskısıyla "tek aday" olan Kaftancıoğlu'nun ne yaptığını şimdi gizlice öğrenmeye çalışıyor.
İstanbul'daki bu tablonun çok daha beteri Anadolu'da yaşanıyor. Oralarda durumun zaten kötü olduğunu, örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı sık sık dile getirmişti:
"Doğu ve Güneydoğu'da 24 ilde yüzde 2 civarında oy alıyoruz. Bunu değiştirmemiz gerekiyor." İşte o illerden Ağrı, Van, Elazığ ve Gaziantep başta olmak üzere önemli birçok ilde CHP'lilerin deyimiyle örgüt "kayyum"larla yönetiliyor. Yani seçimle gelen yönetim yok. Şu sıralarda kongre hazırlığından söz ediliyor ama iş işten geçmiş.
***
'YETER ULAN, BU PARTİ BABANIZDAN MİRAS MI KALDI?'
Gelinen noktaya Gaziantepli bir CHP'li adeta isyan ediyor:
"İlimizde durum çok kötü... 'Aman yazmayayım, konuşmayayım' diyorum ama artık gırtlağımıza kadar geldi. Yeter be kardeşim! Rüzgârın muhalefet lehine, fırtınaya dönüştüğü bu dönemde Gaziantep CHP İl Başkanlığı'nı toplamda 7 kişilik geçici yönetim idare ediyor.
Erken seçime hazırlık böyle mi olur? İl yok, ilçeler yok! Bu saçmalığa artık bir son verilmelidir! Yeter artık! İktidara talip olduğunu söyleyen bir parti, Türkiye'nin 6. büyük şehrinde böyle hatalar yapmamalı!
Genel başkan da dahil, kimsenin böyle hatalar yapmaya hakkı da, lüksü de yoktur! Yeter ulan!!! Bu parti halkın partisi, babanızdan size miras mı kaldı? Koskoca Cumhuriyet Halk Partisi'ni Gaziantep'te topal ördek yaptınız!"
***
GEL DE İNAN
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hem önseçimleri kaldırarak CHP'yi atamalarla "tek adam" olarak yönetiyor hem de "tek adam rejimi" diyerek "demokrasi havarisi" kesiliyor.
Bakın, geçtiğimiz günlerde Van'da aynen şöyle diyebiliyor:
"Siz sanıyorsunuz ki biz gidiyoruz sandığa milletvekili seçiyoruz. Siz sadece genel başkanların seçtiği listenin altına mühür basıyorsunuz.
Adı milletvekili ama milletvekili değil, en baştakinin vekili oluyor. Öyle olunca ne oluyor? Milletvekilleri, genel başkanların vesayeti altında kalıyor. Milletin vekilini milletin seçmesi lazım."
Peki vesayetçi genel başkan kim? Kendisi... Ama onun umurunda değil, hem parti içi demokrasiyi işletmiyor hem de şikâyet ediyor. Tipik Kılıçdaroğlu tavrı...