Birçok açıdan önemli ve zor bir seçimi geride bıraktık. İstanbul dışında yaşanan tartışmalar da öyle derin kırılmalara yol açacak gibi görünmüyor. Ama seçim sonrası yapılan vahim bir açıklama Türkiye'nin geleceği açısından tehlike sinyali veriyor. Veriyor çünkü o vahim sözün sahibi sıradan biri değil, ülkeyi yönetmeye aday ana muhalefet partisi CHP'nin belediye başkanı... Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'dan söz ediyorum. Özcan, işe ilk icraat olarak insanın kanını donduran ırkçı bir açıklamayla başladı. "Bolu'daki Suriyeli yoksullaraverilen yardımı keseceğim veSuriyelilerin şehirde iş yeri açmalarınaizin vermeyeceğim."Gerekçe olarak da şunu söyledi: "Bizim insanlarımız yoksulken..."Vatandaşın yoksulluğunu ırkçı söyleminekılıf yapan Özcan'a AK Parti'den,bazı sol siyasi aktörlerden, sivil toplumve medyadan ciddi tepki geldi ancak işingarip tarafı CHP yönetiminden, CHP içindekisosyal demokrat siyasi aktörlerdentek ses çıkmadı. Sadece sonradan CHP'liolan Mehmet Bekaroğlu şunu söylemekleyetindi: "Benim tanıdığım TanjuÖzcan Köroğlu'dur. Belediye Başkanıseçildi diye Bolu Beyi olmaz."Oysa onun yaklaşımı Bolu Beyi'ninyaptıklarının yanında hiç kalırdı. ÜstelikÖzcan, açıklamasının arkasında duruyor veırkçılık suçlamasından da rahatsız olmadığınıaçık açık söylüyordu. Özcan bu çıkışıyla topluma "demokrasigüçleri" diye güzellemeler yapılaraksunulan gizli ittifak ilişkisinin de bıçak sırtındaolduğunu gösterdi. Bunu da HDP'liSırrı Sakık'la girdiği tartışmadan öğrendik. Sakık, Özcan'ın çıkışına şöyle tepki verdi: "Meclis'te iki dönem birliktebulunduk. Meclis'te ırkçılığın temsilcisiydi. Bolu'da ona oy veren herdemokrat bu suça ses çıkarmalıdır. Irkçılık suçtur."Özcan da onu "Kandil yalakası" olaraksuçladı: "Haklısın... İki dönem birliktemilletvekilliği yaptık. Ben herzaman Mustafa Kemal Atatürk'ünaskeri idim. Sen de Kandil'in kadroluyalakası. Kaybetmen beni üzmedi."Biri CHP'li diğeri HDP'li bu iki siyasiaktör birbirlerini ırkçılık ve Kandil yalakalığıylasuçlarken partileri "gizli" ittifak yapıyordu. Bu kirli ilişkinin nasıl seyredeceğini göreceğiz ama buradan "demokrasi" çıkmayacağı çok açık. Çıkmayacak çünkü CHP yönetimi onca tepki toplayan bu çıkış karşısında sustu. Ne CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ne de yardımcıları şu ana kadar bu konuda tek kelime etmedi. Bu durum bana, Yeni Zelanda'daki katliam sonrası ırkçı söylemiyle tepki toplayan Avustralyalı senatör Fraser Anning'in çıkışını hatırlattı. O senatöre karşı sadece genç bir çocuk tepki vermedi, başbakan dahil çok sayıda siyasi aktör çıkıp sert biçimde eleştirdi. Ama en anlamlı cevabı yine Avustralyalı bir kadın senatör olan Sarah Hanson Young verdi: "Siz bir utanç kaynağısınız. Burada ırkçılığı, nefreti yaymaya hakkınızyok. O senatör olmanın ayrıcalıklarınınefret, ayrımcılık ve korkuyaymak için kullanıyor."Bir, dünyanın öteki ucundan yükselen,insanları umutlandıran ve "insanlıkölmedi" diye haykıran kadın senatörebakın, bir de CHP'deki utanç verici suskunluğa... Acaba kim ülkesinin itibarını daha çok düşünüyor?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
CHP yönetimi neden susuyor?
Birçok açıdan önemli ve zor bir seçimi geride bıraktık. İstanbul dışında yaşanan tartışmalar da öyle derin kırılmalara yol açacak gibi görünmüyor.
Ama seçim sonrası yapılan vahim bir açıklama Türkiye'nin geleceği açısından tehlike sinyali veriyor.
Veriyor çünkü o vahim sözün sahibi sıradan biri değil, ülkeyi yönetmeye aday ana muhalefet partisi CHP'nin belediye başkanı... Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'dan söz ediyorum. Özcan, işe ilk icraat olarak insanın kanını donduran ırkçı bir açıklamayla başladı.
"Bolu'daki Suriyeli yoksullara verilen yardımı keseceğim ve Suriyelilerin şehirde iş yeri açmalarına izin vermeyeceğim." Gerekçe olarak da şunu söyledi:
"Bizim insanlarımız yoksulken..." Vatandaşın yoksulluğunu ırkçı söylemine kılıf yapan Özcan'a AK Parti'den, bazı sol siyasi aktörlerden, sivil toplum ve medyadan ciddi tepki geldi ancak işin garip tarafı CHP yönetiminden, CHP içindeki sosyal demokrat siyasi aktörlerden tek ses çıkmadı. Sadece sonradan CHP'li olan Mehmet Bekaroğlu şunu söylemekle yetindi: "Benim tanıdığım Tanju Özcan Köroğlu'dur. Belediye Başkanı seçildi diye Bolu Beyi olmaz." Oysa onun yaklaşımı Bolu Beyi'nin yaptıklarının yanında hiç kalırdı. Üstelik Özcan, açıklamasının arkasında duruyor ve ırkçılık suçlamasından da rahatsız olmadığınıaçık açık söylüyordu.
Özcan bu çıkışıyla topluma "demokrasi güçleri" diye güzellemeler yapılaraksunulan gizli ittifak ilişkisinin de bıçak sırtında olduğunu gösterdi. Bunu da HDP'liSırrı Sakık'la girdiği tartışmadan öğrendik.
Sakık, Özcan'ın çıkışına şöyle tepki verdi: "Meclis'te iki dönem birliktebulunduk. Meclis'te ırkçılığın temsilcisiydi.
Bolu'da ona oy veren her demokrat bu suça ses çıkarmalıdır.
Irkçılık suçtur." Özcan da onu "Kandil yalakası" olarak suçladı: "Haklısın... İki dönem birlikte milletvekilliği yaptık. Ben her zaman Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri idim. Sen de Kandil'in kadrolu yalakası. Kaybetmen beni üzmedi." Biri CHP'li diğeri HDP'li bu iki siyasi aktör birbirlerini ırkçılık ve Kandil yalakalığıyla suçlarken partileri "gizli" ittifak yapıyordu.
Bu kirli ilişkinin nasıl seyredeceğini göreceğiz ama buradan "demokrasi" çıkmayacağı çok açık.
Çıkmayacak çünkü CHP yönetimi onca tepki toplayan bu çıkış karşısında sustu. Ne CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ne de yardımcıları şu ana kadar bu konuda tek kelime etmedi.
Bu durum bana, Yeni Zelanda'daki katliam sonrası ırkçı söylemiyle tepki toplayan Avustralyalı senatör Fraser Anning'in çıkışını hatırlattı. O senatöre karşı sadece genç bir çocuk tepki vermedi, başbakan dahil çok sayıda siyasi aktör çıkıp sert biçimde eleştirdi. Ama en anlamlı cevabı yine Avustralyalı bir kadın senatör olan Sarah Hanson Young verdi:
"Siz bir utanç kaynağısınız.
Burada ırkçılığı, nefreti yaymaya hakkınız yok. O senatör olmanın ayrıcalıklarını nefret, ayrımcılık ve korku yaymak için kullanıyor." Bir, dünyanın öteki ucundan yükselen, insanları umutlandıran ve "insanlık ölmedi" diye haykıran kadın senatöre bakın, bir de CHP'deki utanç verici suskunluğa...
Acaba kim ülkesinin itibarını daha çok düşünüyor?