Çocuğun değil özünde ortak geleceğimiz taciz ediliyor
Yazının Giriş Tarihi: 25.02.2018 14:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.02.2018 14:17
Çocuğa yönelik cinsel ve fiziksel istismar olaylarını,kadına uygulanan şiddeti bugünün Türkiye'sinde hiçbir alçağın gizlemesine izin verilmiyor.Yazılı,görsel ve internet medyasının katkılarıyla sapıklar,katiller deşifre oluyor rezillikleri ortaya çıkıyor.Elbette bu çok önemli ancak daha önemlisi bu meselenin derinine inmek ve sorunu çözmektir.Yoksa çocuk cinsel istismara uğradıktan sonra,kadını sokağın ortasında öldürdükten sonra o alçağa en ağır cezayı vermek veya onu öldürmek sorunu bitirmiyor.O halde çocuklarımızı eğiteceğiz bilgilendireceğiz ki çocuklarımız böyle bir olaya maruz kalmadan girişim aşamasında annesine babasına veya öğretmenine ilgili kişilere durumu anında bildirsin.Kadına şiddet ve çocuğa karşı cinsel istismar vakaları yeni değil sadece yeniden yüzleşiyoruz.Çözülmeyen,halı altına süpürülen her sorun gölgeniz gibidir sizi sürekli takip eder.Günü kurtarma politikalarına alışan bir siyasi atmosferin böyle hayati meseleleri önceliğe almasını beklemek kolay değil zorda değil geleceğimizin teminatı çocuklarımız için sesimizi heryerde yükseltmeliyiz.
2018 yılına geldik ve bugün ilk defa bir hükümet bu sapık sırtlanlar için 'kimyasal hadım' cezasını konuşuyor.Önemsemeliyiz bu açıklamalar çok değerlidir.Evet çok geç kalınmıştır, tüm siyasi iktidarlar ve muhalefet en şiddetli eleştiriyi hak etmektedir. Ancak soruna bugün için ciddiyetle yaklaşılması hatırı sayılır bir aşamadır.
Böylesi hayati bir konuyu siyasi malzeme yapmak geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza fayda değil zarar verir.Toplumsal bir sorunu çözme iradesi siyasi parti liderlerinin kişisel atışmalarına bırakılamaz.Çocuklarımız hiçbir siyasi partinin polemik konusu değildir.Dolayısı ile Tüm Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren bir meselede hiçbir siyasi parti tribünlere yönelik hamleler yaparak bu hayati sorunun karambole getirilmesine,halı altına süpürülmesine vesile olmamalıdır.İktidardan olduğu kadar CHP'den de bu milletin beklentisi vardır.
Çocuklarımızı bu sapıklardan nasıl koruyacağız ? Bunun yolunu bulmak yasa yapma yetkisini elinde bulunduran meclisin önceliği olmalıdır.
Tarafların kutuplaşan kitlelerini bir arada tutmak için sürekli konu verip beslemek zorunda olduklarını hepimiz biliyoruz ancak bu konuyu da aynı havuza koyarlarsa bedelini sandıkta ödeselerde asıl bedeli tüm Türkiye ve geleceğimiz öder.
Karaman'daki Ensar vakfında okuyan çocuklara yönelik cinsel istismar olayları hakkında o zamanki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu son derece talihsiz açıklamalar yapmıştı.Kitlesine malzeme arayan CHP bu konuyu hükümetle ilişkilendirmeye çalışmış ve konu meclis gündemine taşınmıştı.Sonuç kocaman bir sıfır.Sürekli açık arayarak değil aynı zamanda çözüm önerileri sunarak siyaset yapılır.İşte o zaman başarılı olunur.Siyasetinizi yapın milleti daha iyi yönetme kabiliyetinizin olduğuna dair ikna etmeye çalışın buna hiçkimsenin diyeceği yok ama iş çocuklarımıza,kadınlarımızı geldiğinde ortak akılla hareket etmeniz gerekir.Emin olun Türkiye artık kavgadan çekişmeden yoruldu bıktı tek istediği huzur.Aynı olay CHP'ye yakın bir vakıfta da olabilirdi ancak hayati meseleleri siyasi meselelerden ayırmak gerekir.
Türkiye'nin geleceğini belirlemede ana gövdeyi oluşturacak bilinçli bir gençliğin fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı olması gerekir bunun için farkındalığı yüksek, vizyon sahibi, ufku açık herşeyden önce kendi kıymetini bilen bir neslin yetişmesi için maneviyatın yanında bilimsel çalışmalıyız.Aksi takdirde 2018'de 'sapıkları kısırlaştıralım mı ' ? tartışmasını 2050 yılında da tekrar ederiz.
Çocuğa birey olduğu kendi çıkarı ile toplumun çıkarının bütünleşeceği duygusu verilmelidir.Çocuğa temel hak ve özgürlükleri olduğu bilincini vereceğiniz eğitimle aşılarsanız sapıkların bu denli rahat hareket etmesinin önü kesilir.
Çocuklarla ilgili ivedi olarak yeni yasal düzenlemeler yapılmalıdır.Her çocuğun sosyal ve ekonomik haklardan yararlandırılması için politikalar geliştirilmelidir.Sapığın,katilin kafasındaki 'mahkemede takım elbise giyerim cezam düşer' 'iki yıl yatarım çıkarım' umudu
yok edilip bunun yerine 'ölürüm' gerçeği sokulması bir yana çocuklarımıza aile olarak ilk önce bizler sahip çıkmalıyız.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Çocuğun değil özünde ortak geleceğimiz taciz ediliyor
Çocuğa yönelik cinsel ve fiziksel istismar olaylarını,kadına uygulanan şiddeti bugünün Türkiye'sinde hiçbir alçağın gizlemesine izin verilmiyor.Yazılı,görsel ve internet medyasının katkılarıyla sapıklar,katiller deşifre oluyor rezillikleri ortaya çıkıyor.Elbette bu çok önemli ancak daha önemlisi bu meselenin derinine inmek ve sorunu çözmektir.Yoksa çocuk cinsel istismara uğradıktan sonra,kadını sokağın ortasında öldürdükten sonra o alçağa en ağır cezayı vermek veya onu öldürmek sorunu bitirmiyor.O halde çocuklarımızı eğiteceğiz bilgilendireceğiz ki çocuklarımız böyle bir olaya maruz kalmadan girişim aşamasında annesine babasına veya öğretmenine ilgili kişilere durumu anında bildirsin.Kadına şiddet ve çocuğa karşı cinsel istismar vakaları yeni değil sadece yeniden yüzleşiyoruz.Çözülmeyen,halı altına süpürülen her sorun gölgeniz gibidir sizi sürekli takip eder.Günü kurtarma politikalarına alışan bir siyasi atmosferin böyle hayati meseleleri önceliğe almasını beklemek kolay değil zorda değil geleceğimizin teminatı çocuklarımız için sesimizi heryerde yükseltmeliyiz.
2018 yılına geldik ve bugün ilk defa bir hükümet bu sapık sırtlanlar için 'kimyasal hadım' cezasını konuşuyor.Önemsemeliyiz bu açıklamalar çok değerlidir.Evet çok geç kalınmıştır, tüm siyasi iktidarlar ve muhalefet en şiddetli eleştiriyi hak etmektedir. Ancak soruna bugün için ciddiyetle yaklaşılması hatırı sayılır bir aşamadır.
Böylesi hayati bir konuyu siyasi malzeme yapmak geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza fayda değil zarar verir.Toplumsal bir sorunu çözme iradesi siyasi parti liderlerinin kişisel atışmalarına bırakılamaz.Çocuklarımız hiçbir siyasi partinin polemik konusu değildir.Dolayısı ile Tüm Türkiye'nin geleceğini ilgilendiren bir meselede hiçbir siyasi parti tribünlere yönelik hamleler yaparak bu hayati sorunun karambole getirilmesine,halı altına süpürülmesine vesile olmamalıdır.İktidardan olduğu kadar CHP'den de bu milletin beklentisi vardır.
Çocuklarımızı bu sapıklardan nasıl koruyacağız ? Bunun yolunu bulmak yasa yapma yetkisini elinde bulunduran meclisin önceliği olmalıdır.
Tarafların kutuplaşan kitlelerini bir arada tutmak için sürekli konu verip beslemek zorunda olduklarını hepimiz biliyoruz ancak bu konuyu da aynı havuza koyarlarsa bedelini sandıkta ödeselerde asıl bedeli tüm Türkiye ve geleceğimiz öder.
Karaman'daki Ensar vakfında okuyan çocuklara yönelik cinsel istismar olayları hakkında o zamanki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu son derece talihsiz açıklamalar yapmıştı.Kitlesine malzeme arayan CHP bu konuyu hükümetle ilişkilendirmeye çalışmış ve konu meclis gündemine taşınmıştı.Sonuç kocaman bir sıfır.Sürekli açık arayarak değil aynı zamanda çözüm önerileri sunarak siyaset yapılır.İşte o zaman başarılı olunur.Siyasetinizi yapın milleti daha iyi yönetme kabiliyetinizin olduğuna dair ikna etmeye çalışın buna hiçkimsenin diyeceği yok ama iş çocuklarımıza,kadınlarımızı geldiğinde ortak akılla hareket etmeniz gerekir.Emin olun Türkiye artık kavgadan çekişmeden yoruldu bıktı tek istediği huzur.Aynı olay CHP'ye yakın bir vakıfta da olabilirdi ancak hayati meseleleri siyasi meselelerden ayırmak gerekir.
Türkiye'nin geleceğini belirlemede ana gövdeyi oluşturacak bilinçli bir gençliğin fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı olması gerekir bunun için farkındalığı yüksek, vizyon sahibi, ufku açık herşeyden önce kendi kıymetini bilen bir neslin yetişmesi için maneviyatın yanında bilimsel çalışmalıyız.Aksi takdirde 2018'de 'sapıkları kısırlaştıralım mı ' ? tartışmasını 2050 yılında da tekrar ederiz.
Çocuğa birey olduğu kendi çıkarı ile toplumun çıkarının bütünleşeceği duygusu verilmelidir.Çocuğa temel hak ve özgürlükleri olduğu bilincini vereceğiniz eğitimle aşılarsanız sapıkların bu denli rahat hareket etmesinin önü kesilir.
Çocuklarla ilgili ivedi olarak yeni yasal düzenlemeler yapılmalıdır.Her çocuğun sosyal ve ekonomik haklardan yararlandırılması için politikalar geliştirilmelidir.Sapığın,katilin kafasındaki 'mahkemede takım elbise giyerim cezam düşer' 'iki yıl yatarım çıkarım' umudu
yok edilip bunun yerine 'ölürüm' gerçeği sokulması bir yana çocuklarımıza aile olarak ilk önce bizler sahip çıkmalıyız.