Türkiye'nin, aşağıdan yukarıdan devam eden bütün kuşatmalara karşın ayakta kalmasının hikmeti derin tarihinde ve kültürel kodlarında saklı.

O derin tarihin kültürel kodlarından biri de Alevi-Bektaşi geleneği. Bu geleneği, birlikte yaşama iradesinden uzaklaştırmak için çok uzağa gitmeye gerek yok; son 40 yılda akla hayale gelmeyen kirli operasyonlar yapıldı. Ama başaramadılar. Son 10 yılda atılan önemli adımlarla kimlikler üzerindeki baskı kalktı ve herkes özgürce kendi olma yolunda ilerliyor.

Önümüzde bu coğrafya halklarının ortak değeri 21 Mart Nevruz Bayramı var. Bu yıl, o bayram günü bir ilk daha yaşanacak. Binlerce yıllık geçmişi temsil eden Dede Garkın Derneği, ilk kez 19-22 Mart arasında "Uluslararası Hacı Bektaş Veli ve Sultan Nevruz Cemi Buluşması"nı gerçekleştiriyor. Bugün aynı zamanda Hz. Ali'nin de doğum günü kabul ediliyor.

Dede Garkın Derneği öncülüğünde yapılan bu etkinliğin en önemli yanı uluslararası olması. Kültür Bakanlığı'nın da destek verdiği bu etkinliğe ABD, Avustralya, Arnavutluk, Almanya, Arjantin, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Makedonya, İran ve Irak'tan gelecek çok sayıda önemli konuk katılacak.

Dede Garkın Derneği Başkanı Hüseyin Dedekargınoğlu, etkinliğin önemini şu sözlerleanlatıyor: "Çok önemli, çünkü yurtiçi ve yurtdışından gelecek toplam 3000 davetliyleTürkiye'de ilk defa kamunun katılımlarıyla 'Horasan Yolculuğu' programı düzenlenecek. Alevi dedelerinin yönettiği bir de 'Cem' yapılacak. İki gün sürecek bu etkinliğe katılacak Alevi, Bektaşi inanç önderleri dede, baba, pir, mürşit, rehber ve dervişler uluslararası buluşmanın ilk adımını atacaklar."

Dünyanın dört bir yanından gelip Ankara Congresium'da devlet erkânıyla da buluşacak olan Alevi Bektaşi inanç önderleri, Hacı Bektaşi Dergâhı ve diğer kutsal mekânları da gezecekler. Etkinlikte, üç oturumdan oluşan Aleviliğin tarihi, kültürü, inancı ve sosyolojisi konularını içeren paneller yapılacak.

Türkiye, birileri için değil, kendisi için çokuluslu terör dahil bütün kuşatmalara rağmen demokratikleşme yolculuğunu ve farklılıklarıyla buluşmayı sürdürüyor.

İzmir'de yüksek “Evet” için

Birkaç gün önce Başbakan Binali Yıldırım'la çıktığımız referandum gezisinin ikinci durağı İzmir'deydik. Önce AK Parti'nin taşındığı yeni il binasının açılışına katıldık. Sonra da hareketli Roman gecesine... O gece İzmir sosyolojisinin ne kadar renkli ve hareketli olduğuna tanık olduk. Sadece Romanlar değil, çok farklı etnik dini sosyolojilerin barış içinde bir arada yaşadığı bir kent İzmir.

Türkiye'de 450 bini aşan sayısıyla en çok Roman'ın yaşadığı kent de İzmir. Romanların sosyal ve ekonomik durumları da diğer illerden hayli farklı. Siyasetle ilişkileri de öyle. CHP'den bir milletvekilleri var. Başbakan Yıldırım'ı da tam bu nedenle AK Partili Romanlar, "Biz de milletvekili istiyoruz" diye sıkıştırdı.

İzmir'e gitmişken referandumun nabzını da tutmaya çalıştık. İzmir'de durum bilinenden farklı değil. Hayır'cıların belki de en güçlü olduğu il İzmir. Evet'çiler aradaki farkı azaltmak için çalışıyor. Bu noktada İzmir için iki kilit parti var: MHP ve HDP. MHP'de hayırcıların daha ağır bastığı söyleniyor. Durumu MHP yönetiminin tavrı değiştirebilir. HDP'de ise tersi olabilir çünkü İzmir'de siyasetin önü açılsın diye HDP'ye oy veren ciddi bir Kürt kitlesi var. MHP ve HDP'deki "Evet"çilerin gönlünü kazanmak da AK Parti İzmir İl Teşkilatı'na düşüyor. Daha çok çalışmalılar.