24 Haziran seçimleri Türkiye için bir kırılma noktası mıdır ? Seçimlerden sonra siyasi ve ekonomik sıkıntıların çözüme kavuşması veya çözüme kavuşacağı umudu millette heyecan yaratmış mıdır ? Ne Cumhur ittifakı nede Millet ittifakı bu açıdan bakıldığında istedikleri noktada değiller.
Düşünün yarışan iki taraf var ve ikisi de kendisini aynı isimle,aynı noktada tanımlıyor.İsmen bulundukları yere baktığımızda mutabakat sağlanmış gözüküyor ancak hedefleri ve düşünceleri birbirlerinin tam tersi.Cumhur ittifakının büyük ortağı MHP'nin lideri Bahçeli hiçbir ele dişe dokunur gerekçesi yokken birden bire 'erken seçim' önerisini ortaya attı AK Parti'nin bu öneriye karşı çıkması düşünülemezdi ki bu bir anlamda kendisiyle çelişmek olurdu. AK Parti gereken cevabı verdi ve ilk kez bir erken seçim kararı aldı.Gerek anamuhalefet partisinde gerekse diğer muhalefet partilerinde hareket başladı.Herkes seçimlere kilitlendi. İYİ Parti'nin seçimlere girmemesi için AK Parti'nin gerek YSK'ya gerekse yargıya baskı yaptığı algısı oluşturulmaya çalışıldı CHP bu tuzağa düşürüldü.Siyasetle uzaktan yakından ilgisi olan herkes bilir ki AK Parti erken seçim kararı almış olmasaydı bugün İYİ Parti'nin yerinde yeller esiyor olacaktı.Neden mi ? Çünkü seçimlere 17 ay gibi uzun bir zaman vardı ve yeni kurulmuş hiçbir siyasi hareket 17 ay gibi uzun bir süreyi gerek ekonomik gerekse siyasi olarak taşıyamaz.Bırakın üye bulmayı il veya ilçe başkanı yapacak kişi bulamazsınız.İYİ Parti bugün seçimlere girebiliyorsa sebebi AK Parti'dir.Seçimler zamanında yapılsaydı İYİ Parti'nin tabelası dışında hiçbir şeyi kalmazdı. 24 Haziran'da yapılacak seçimlerde anamuhalefet ve diğer muhalefet partilerinin seçim stratejilerinin temel omurgasını 'Erdoğan düşmanlığı' oluşturuyor.
Türkiye'ye barışı,huzuru,dış politikada iyileşmeyi,ekonomik rahatlamayı düşmanlık üzerinden yürüyen bir siyasi anlayış getirecek öyle mi ? sizce inandırıcı mı ? Böyle bir anlayış daha başlarken kaybetmiş değil midir? Yada kazandı diyelim bu kafa Türkiye'yi normalleştirebilir mi ? Peki bu duruma nasıl gelindi ? Muhalefetin sürekli olarak 'tek adam' 'diktatör' 'bir kişi' gibi söylemleri 'Erdoğan düşmanlığı' algısı yaratmaya yeter mi ?Asla yetmez. 'Erdoğan düşmanlığı' nın sebebi asla tek başına muhalefet değildir buna güçleri yetmez ki sürekli seçim kaybettikleri için siyasi zekaları da yetmiyor demektir.'Erdoğan düşmanlığı'nın hastalık seviyesine ulaşmasının sebebi yetersiz,bilgisiz ve tek özelliği Sayın Erdoğan'ı övmek olan AK Parti'lilerdir.Her konuşmalarına başlarken yada yaptıkları herşeyi doğru yada yanlış Sayın Erdoğan'a bağlayarak böyle bir algının oluşmasına sebep oldular.Sıkıştıkları,bunaldıkları,konuşacak hiçbir sözleri olmadığında Erdoğan'ın ismini söylemek bu kişilere çıkış oldu.Kendilerini kurtarırken alkış alırken Erdoğan'ı hedefe koydular.Ne yazık ki bu isimler belli mevki ve makamlara getirilerek, cezalandırılmaları gerekirken ödüllendirildiler.Övgünün bir düzeyi,sınırı,ölçüsü olur.Sayın Erdoğan'ı öveyim derken aslında zarar veren bu kişilerin başta Erdoğan olmak üzere AK Parti'ye büyük zararları vardır.Erdoğan nefreti üzerinden yapılan her açıklamada bu kişilerin yüzlerinin kızarması ve vicdan muhasebesi yapması gerekir.Türkiye'nin önünde dağ gibi sorunlar dururken bu konular seçimlerin merkezine oturtuluyorsa bugünlerimize
şükretmemiz lazım.Yada Bahçeli'nin düşündüğü gibi Türkiye'nin tek sorunu cezaevlerindeki kader mahkumları mı gerçekten ?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Düşmanlık üzerinden normalleşme vaadi tutacak mı?
24 Haziran seçimleri Türkiye için bir kırılma noktası mıdır ? Seçimlerden sonra siyasi ve ekonomik sıkıntıların çözüme kavuşması veya çözüme kavuşacağı umudu millette heyecan yaratmış mıdır ? Ne Cumhur ittifakı nede Millet ittifakı bu açıdan bakıldığında istedikleri noktada değiller.
Düşünün yarışan iki taraf var ve ikisi de kendisini aynı isimle,aynı noktada tanımlıyor.İsmen bulundukları yere baktığımızda mutabakat sağlanmış gözüküyor ancak hedefleri ve düşünceleri birbirlerinin tam tersi.Cumhur ittifakının büyük ortağı MHP'nin lideri Bahçeli hiçbir ele dişe dokunur gerekçesi yokken birden bire 'erken seçim' önerisini ortaya attı AK Parti'nin bu öneriye karşı çıkması düşünülemezdi ki bu bir anlamda kendisiyle çelişmek olurdu. AK Parti gereken cevabı verdi ve ilk kez bir erken seçim kararı aldı.Gerek anamuhalefet partisinde gerekse diğer muhalefet partilerinde hareket başladı.Herkes seçimlere kilitlendi. İYİ Parti'nin seçimlere girmemesi için AK Parti'nin gerek YSK'ya gerekse yargıya baskı yaptığı algısı oluşturulmaya çalışıldı CHP bu tuzağa düşürüldü.Siyasetle uzaktan yakından ilgisi olan herkes bilir ki AK Parti erken seçim kararı almış olmasaydı bugün İYİ Parti'nin yerinde yeller esiyor olacaktı.Neden mi ? Çünkü seçimlere 17 ay gibi uzun bir zaman vardı ve yeni kurulmuş hiçbir siyasi hareket 17 ay gibi uzun bir süreyi gerek ekonomik gerekse siyasi olarak taşıyamaz.Bırakın üye bulmayı il veya ilçe başkanı yapacak kişi bulamazsınız.İYİ Parti bugün seçimlere girebiliyorsa sebebi AK Parti'dir.Seçimler zamanında yapılsaydı İYİ Parti'nin tabelası dışında hiçbir şeyi kalmazdı. 24 Haziran'da yapılacak seçimlerde anamuhalefet ve diğer muhalefet partilerinin seçim stratejilerinin temel omurgasını 'Erdoğan düşmanlığı' oluşturuyor.
Türkiye'ye barışı,huzuru,dış politikada iyileşmeyi,ekonomik rahatlamayı düşmanlık üzerinden yürüyen bir siyasi anlayış getirecek öyle mi ? sizce inandırıcı mı ? Böyle bir anlayış daha başlarken kaybetmiş değil midir? Yada kazandı diyelim bu kafa Türkiye'yi normalleştirebilir mi ? Peki bu duruma nasıl gelindi ? Muhalefetin sürekli olarak 'tek adam' 'diktatör' 'bir kişi' gibi söylemleri 'Erdoğan düşmanlığı' algısı yaratmaya yeter mi ?Asla yetmez. 'Erdoğan düşmanlığı' nın sebebi asla tek başına muhalefet değildir buna güçleri yetmez ki sürekli seçim kaybettikleri için siyasi zekaları da yetmiyor demektir.'Erdoğan düşmanlığı'nın hastalık seviyesine ulaşmasının sebebi yetersiz,bilgisiz ve tek özelliği Sayın Erdoğan'ı övmek olan AK Parti'lilerdir.Her konuşmalarına başlarken yada yaptıkları herşeyi doğru yada yanlış Sayın Erdoğan'a bağlayarak böyle bir algının oluşmasına sebep oldular.Sıkıştıkları,bunaldıkları,konuşacak hiçbir sözleri olmadığında Erdoğan'ın ismini söylemek bu kişilere çıkış oldu.Kendilerini kurtarırken alkış alırken Erdoğan'ı hedefe koydular.Ne yazık ki bu isimler belli mevki ve makamlara getirilerek, cezalandırılmaları gerekirken ödüllendirildiler.Övgünün bir düzeyi,sınırı,ölçüsü olur.Sayın Erdoğan'ı öveyim derken aslında zarar veren bu kişilerin başta Erdoğan olmak üzere AK Parti'ye büyük zararları vardır.Erdoğan nefreti üzerinden yapılan her açıklamada bu kişilerin yüzlerinin kızarması ve vicdan muhasebesi yapması gerekir.Türkiye'nin önünde dağ gibi sorunlar dururken bu konular seçimlerin merkezine oturtuluyorsa bugünlerimize
şükretmemiz lazım.Yada Bahçeli'nin düşündüğü gibi Türkiye'nin tek sorunu cezaevlerindeki kader mahkumları mı gerçekten ?