Bugünün dünyasında iletişim denince akla ilk gelen cep telefonu oluyor.Sosyal medya yaşamımızın neredeyse bütününe hükmeder duruma geldi.Elbette teknolojik gelişmelerin gerisinde kalmamalı bunları kullanmalıyız ancak diğer taraftan çocuğumuzu,eşimizi,dostumuzu ,akrabalarımızı,komşularımızı ve öğretmenlerimizi asla unutmamalı ihmal etmemeliyiz.Aksi halde makineleşir duygusuzlaşır,ruhsuzlaşırız. Bu sadece bizi değil bizden sonra gelecek kuşakları da olumsuz etkiler onları yalnızlığa bencilliğe iter.
Ülke olarak zor bir süreçten geçiyoruz,geçim sıkıntısı,işsiz kalma korkusu,gelecek endişesi ve en önemlisi de umutsuzluk ilişkilerimize olumsuz yansıyor olabilir ancak bu durum bizi yaşamdan koparmamalı buna asla müsaade etmemeliyiz.Toplumun dengesinin bozulmasına,düzeninin dağılmasına kadar gidecek olan bu sürecin başlamasına izin vermemeliyiz.En büyük görev öğretmenlerimize düşüyor.Onların vereceği eğitim çocuklarımızın davranışlarını değiştirir onlarda Türkiye'yi.
Mutlu ve huzurlu olmak istiyorsak, öncelikle çevremizdeki insanlardan bizim gibi düşünmesini,bizim için değerli olanlara aynı değeri vermesini,bizim gibi yaşayıp bizim gibi inanmasını istememeliyiz.Farklılıklara saygı duymalı onları öyle kabullenmeliyiz işte o zaman gerçek mutluluğu çok çabuk bulabiliriz.Sosyal hayatımızda,okulda,evde,işyerimizde sürekli iletişim halindeyiz,davranışlarımız,tutumumuz,konuşmalarımız veya gereksiz sessizliğimiz karşı tarafa bir mesaj verir bunlara dikkat etmeli kimseyi üzmemeye ve kırmama özen göstermeliyiz.
Bazıları yaşamlarının merkezine saldırıyı koymuştur.En iyi savunma saldırıdır diye düşünenler en zavallılardır.İnsanları kırmayı,üzmeyi,aşağılamayı,dikkate almamayı alışkanlık haline getirenler beceriksiz ,yeteneksiz kaba insanlardır.Öfkeli ve kin duyma eğilimde olanlar nasıl iletişim kuracağını bilmeyen,duyguları körleşmiş kişilerdir.Bu tipler saldırgan olurlar bunlardan uzak durulmalı asla yakınınıza gelmesine izin vermemelisiniz.
Mutlu ve sağlıklı ilişkiler kurulması için bireyler davranışlarına ve duygusal tepkilerine özen göstermeli mutlaka empati yaparak karşısındakine saygı duyarak hareket etmelidir.
Günümüzün hastalıklarından birisidir 'yok sayılmak'.Saygı ve sevgi görmek istiyorsanız sizinde karşı tarafa bunu vermeniz gerekir aksi halde ne sözünüz dinlenir ne de saygı duyulan bir kişi olursunuz. Herkes aynı şekilde iletişim kuramaz herkesin aldığı eğitimi ve kültürü farklı olabilir.Bu sebepledir ki eğitimi ve aldığı kültürü birbirlerine yakın olanlar genelde iyi anlaşırlar.
Toplumun değişimi,gelişimi,yükselmesi iletişimin kuvvetiyle eş orantılıdır .Bireyler arasındaki iletişim ne kadar sağlıklı olursa o toplum o kadar ileriye gider güçlü olur.Tersi olursa herkes birbiriyle kavga ederse,konuşmazsa, düşman gözüyle bakarsa kargaşa olur hiç kimse mutlu olamaz.Çünkü insanlar birlikte yaşamak zorundalar dolayısı ile hayatı çirkinleştirmek değil hep birlikte güzelleştirmek için çalışmalıyız.Bugünden başlayabiliriz geç almış sayılmayız.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Duygular cebimizde nereye kadar gideceğiz?
Bugünün dünyasında iletişim denince akla ilk gelen cep telefonu oluyor.Sosyal medya yaşamımızın neredeyse bütününe hükmeder duruma geldi.Elbette teknolojik gelişmelerin gerisinde kalmamalı bunları kullanmalıyız ancak diğer taraftan çocuğumuzu,eşimizi,dostumuzu ,akrabalarımızı,komşularımızı ve öğretmenlerimizi asla unutmamalı ihmal etmemeliyiz.Aksi halde makineleşir duygusuzlaşır,ruhsuzlaşırız. Bu sadece bizi değil bizden sonra gelecek kuşakları da olumsuz etkiler onları yalnızlığa bencilliğe iter.
Ülke olarak zor bir süreçten geçiyoruz,geçim sıkıntısı,işsiz kalma korkusu,gelecek endişesi ve en önemlisi de umutsuzluk ilişkilerimize olumsuz yansıyor olabilir ancak bu durum bizi yaşamdan koparmamalı buna asla müsaade etmemeliyiz.Toplumun dengesinin bozulmasına,düzeninin dağılmasına kadar gidecek olan bu sürecin başlamasına izin vermemeliyiz.En büyük görev öğretmenlerimize düşüyor.Onların vereceği eğitim çocuklarımızın davranışlarını değiştirir onlarda Türkiye'yi.
Mutlu ve huzurlu olmak istiyorsak, öncelikle çevremizdeki insanlardan bizim gibi düşünmesini,bizim için değerli olanlara aynı değeri vermesini,bizim gibi yaşayıp bizim gibi inanmasını istememeliyiz.Farklılıklara saygı duymalı onları öyle kabullenmeliyiz işte o zaman gerçek mutluluğu çok çabuk bulabiliriz.Sosyal hayatımızda,okulda,evde,işyerimizde sürekli iletişim halindeyiz,davranışlarımız,tutumumuz,konuşmalarımız veya gereksiz sessizliğimiz karşı tarafa bir mesaj verir bunlara dikkat etmeli kimseyi üzmemeye ve kırmama özen göstermeliyiz.
Bazıları yaşamlarının merkezine saldırıyı koymuştur.En iyi savunma saldırıdır diye düşünenler en zavallılardır.İnsanları kırmayı,üzmeyi,aşağılamayı,dikkate almamayı alışkanlık haline getirenler beceriksiz ,yeteneksiz kaba insanlardır.Öfkeli ve kin duyma eğilimde olanlar nasıl iletişim kuracağını bilmeyen,duyguları körleşmiş kişilerdir.Bu tipler saldırgan olurlar bunlardan uzak durulmalı asla yakınınıza gelmesine izin vermemelisiniz.
Mutlu ve sağlıklı ilişkiler kurulması için bireyler davranışlarına ve duygusal tepkilerine özen göstermeli mutlaka empati yaparak karşısındakine saygı duyarak hareket etmelidir.
Günümüzün hastalıklarından birisidir 'yok sayılmak'.Saygı ve sevgi görmek istiyorsanız sizinde karşı tarafa bunu vermeniz gerekir aksi halde ne sözünüz dinlenir ne de saygı duyulan bir kişi olursunuz. Herkes aynı şekilde iletişim kuramaz herkesin aldığı eğitimi ve kültürü farklı olabilir.Bu sebepledir ki eğitimi ve aldığı kültürü birbirlerine yakın olanlar genelde iyi anlaşırlar.
Toplumun değişimi,gelişimi,yükselmesi iletişimin kuvvetiyle eş orantılıdır .Bireyler arasındaki iletişim ne kadar sağlıklı olursa o toplum o kadar ileriye gider güçlü olur.Tersi olursa herkes birbiriyle kavga ederse,konuşmazsa, düşman gözüyle bakarsa kargaşa olur hiç kimse mutlu olamaz.Çünkü insanlar birlikte yaşamak zorundalar dolayısı ile hayatı çirkinleştirmek değil hep birlikte güzelleştirmek için çalışmalıyız.Bugünden başlayabiliriz geç almış sayılmayız.