HÜRHABER Özel! ABD’nin yeni ticaret hamlesi Türkiye’yi nasıl etkiler?

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump, 5 Nisan 2025 itibarıyla yürürlüğe giren yeni ticaret düzenlemesi kapsamında, ABD’ye ihracat yapan tüm ülkelere yüzde 10 oranında ek gümrük vergisi uygulanacağını açıkladı. Bu karar, küresel ticaret dengeleri açısından önemli sonuçlar doğururken, Türkiye’nin de bu vergi grubuna dahil edilmesi, ekonomistler tarafından dikkatle analiz ediliyor.

Küresel piyasalar tedirgin

Kararın ardından uluslararası piyasalarda dalgalanmalar yaşanırken, ekonomist Ramazan Çınar, HÜRHABER’e yaptığı değerlendirmede, gelişmenin küresel ticaretin geneli üzerinde olumsuz etkilere yol açabileceğini belirtti. Çınar, "Yeni gelen vergiler sonrası küresel piyasalar sarsıntılarla devam ediyor. Ülkelerin bu gelişmelere nasıl tepki vereceği önümüzdeki dönemin seyrini belirleyecek," dedi.

2016’daki Çin örneğine atıf

Trump’ın önceki başkanlık döneminde Çin’e özel uyguladığı gümrük vergilerine dikkat çeken Çınar, "2016’da sadece Çin’e uygulanan vergiler, Çinli firmaların yatırımlarını başka ülkelere kaydırmasına yol açtı. ABD, yine aynı durumun yaşanmasını önlemek için bu kez tüm ülkelere yönelik vergi getirdi," ifadelerini kullandı.

Resesyon riski, emtia ve enerji piyasasına yansıdı

Çınar, alınan kararın küresel ekonomi açısından durgunluk riskini artırdığını da belirtti. Özellikle petrol ve gümüş fiyatlarında yaşanan düşüşe dikkat çeken Çınar, "Gümüşün sanayi ve enerji sektörlerindeki kullanımı, ekonomik durgunlukla birlikte azalabilir. Bu durum fiyatlara da yansıyor. Petrol fiyatlarında da düşüşün sürmesi muhtemel," dedi.

Enflasyonla mücadelede karmaşık süreç

 Çınar, "Enflasyon sorunları sürerken aynı anda durgunluk yaşanması, küresel ekonomiler açısından ciddi bir ikilem yaratıyor. Bu süreçte borsaların da baskı altında kalması bekleniyor," diye konuştu.

Türkiye için hem risk hem fırsat

Türkiye açısından değerlendirildiğinde, yüzde 10’luk verginin sınırlı kalmasının olumlu bir durum olduğuna işaret eden Çınar, Çinli firmalara alternatif üretim ve ihracat merkezi olmanın da Türkiye için potansiyel bir fırsat oluşturduğunu söyledi. Ancak bu süreçte ekonomik belirsizliklerin azaltılması ve jeopolitik risklerin dikkatle yönetilmesi gerektiğini vurguladı: "Kendi içimizde sorun üretmeden, piyasa beklentilerini doğru analiz etmeli ve belirsizlikleri minimize etmeliyiz."