15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasının ikinci günü Silivri'de duruşmayı izledim. Bu dava diğer FETÖ davalarından biraz farklı. O gece Türkiye, kirli işgal girişimini 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki hareketlilikle öğrendi. Demokrasiye sahip çıkışın, işgale direnişin ilk ateşi de orada yakıldı. O ateşin öncülerinden biri de dostum Erol Olçok ve oğlu AbdullahTayyip Olçok'tu... Bu dava İstanbul için de önemliydi. İstanbul halkı, darbecilerin kurşunlarına, tanklarına meydan okuyarak yeni bir tarih yazmıştı. Yargılamanın yapıldığı Silivri Cezaevi alanında büyük bir kalabalıkla karşılaşıyorum. Şehit yakınları, gaziler, vatandaşlar ve AK Parti İstanbul teşkilatı orada. Duruşmayı siyasi aktörler de izliyor. İlk gün Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ve Mahir Ünal, ikinci gün ise Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ve İstanbul İl Başkanı Selim Temürci vardı. Duruşma salonunun önünde vatandaş darbecilere tepkilerini pankartlarla dile getiriyor. Kimi "Şehit oldum Gazi oldum vatanhaini olmadım" diyor, kimi de "Vatanaşkı rütbe değil yürek işidir" diye meydanokuyor. Duruşma salonuna giriyoruz. Mikrofondan yükselen ses dışında derin bir sessizlik var. Kocaman bir spor salonu düşünün, hâkim ve savcıların sağ ve solunda devasa ekranlar, o ekranlar inkârcı darbecileri belgeleyen görüntüler için. Hâkimlerin solunda sanık, sağında müşteki avukatları sıralanmış. O sıraların devamında ise izleyiciler yer alıyor. Orta bölüm ise sanıklara ayrılmış. Yanlar ve arka kısımda da jandarmalar var. Sanıklar ifade verirken, zaman zaman araya hâkim girip soru soruyor. İfade bittikten sonra da avukatlar devreye giriyor. Sanıklara dikkatle bakıyorum. Çok gençler... Kimi sakalı, kimi atkuyruğu saçıyla dikkat çekiyor. Öğrenci değil hepsi er. İçlerinde o gece TV'lerden canlı izlediğimiz yere diz çöküp halka ateş eden askerler de var, "Korkudanarabanın altına saklandım hiçbir şeygörmedim" diyen de... Ama bir şey hiç değişmiyor; büyük çoğunluk FETÖ'cü darbeyi planlayan lider kadronun sahtekârlığını aynen sürdürüyor: "Görmedim, duymadım, tanımıyorum..." Hepsi mankurtlaşmış gibi... İfade veren her er yaklaşık aynı şeyi söylüyor: "Oradaydımama emri kim verdi bilmiyorum, ateşeden kimdi görmedim." Bir erin; "Halkın üzerine aralıksız durmadanateş ediyorlardı. Tanklardan ateşaçılıyordu. Halk üzerimize doğru geliyordu..." sözlerini hâkim şu soruyla kesiyor: "Peki, emri veren kimdi, ateş edenerleri gördün mü?" Cevap yok hükmünde: "Bir binbaşı vardı ismini bilmiyorum. Hayatımda darbe görmedim ki... Ateşeden erleri de hatırlamıyorum." O çatışmaortamında uyuduğunu söyleyen bile vardı. Ama ilk kez biri, ağlayarak o vahşete imza atan darbecileri anlatıyor ve lanet okuyordu. Belki arkası gelir. Salondan çıkıyoruz. AK Parti il yöneticisi Metin Karakaş, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı, davaların başından bari şehit yakını ve gazilere destek olan İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü SelimÇelenk ve Sosyal Hizmetler Avcılar Müdürü Ebru Baydak'la sohbet ediyoruz. Onlar halkın ilgisinden, halk da onların hizmetinden memnun. AK Parti İl Başkanı Selim Temurci'yle birlikte halka yemek verilen alana geçiyoruz. Ayaküstü konuşurken Temürci şöyle diyor: "Şehitler Köprüsü'nde milletimiz destanyazdı. Böyle bir milletin evladı olduğumuziçin şükürler olsun. FETÖ hainlerigözümüzün önünde millete kurşunsıktı. Şimdi tüm dünyanın gördüğü suçuinkâr etmeye çalışıyorlar. Deliller ortada. Bu teröristler, Türk yargısından enağır cezayı alacak."
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
'Emri kim verdi bilmiyorum'
15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasının ikinci günü Silivri'de duruşmayı izledim. Bu dava diğer FETÖ davalarından biraz farklı. O gece Türkiye, kirli işgal girişimini 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki hareketlilikle öğrendi. Demokrasiye sahip çıkışın, işgale direnişin ilk ateşi de orada yakıldı. O ateşin öncülerinden biri de dostum Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'tu... Bu dava İstanbul için de önemliydi. İstanbul halkı, darbecilerin kurşunlarına, tanklarına meydan okuyarak yeni bir tarih yazmıştı.
Yargılamanın yapıldığı Silivri Cezaevi alanında büyük bir kalabalıkla karşılaşıyorum. Şehit yakınları, gaziler, vatandaşlar ve AK Parti İstanbul teşkilatı orada. Duruşmayı siyasi aktörler de izliyor. İlk gün Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ve Mahir Ünal, ikinci gün ise Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum ve İstanbul İl Başkanı Selim Temürci vardı.
Duruşma salonunun önünde vatandaş darbecilere tepkilerini pankartlarla dile getiriyor. Kimi "Şehit oldum Gazi oldum vatan haini olmadım" diyor, kimi de "Vatan aşkı rütbe değil yürek işidir" diye meydan okuyor. Duruşma salonuna giriyoruz. Mikrofondan yükselen ses dışında derin bir sessizlik var. Kocaman bir spor salonu düşünün, hâkim ve savcıların sağ ve solunda devasa ekranlar, o ekranlar inkârcı darbecileri belgeleyen görüntüler için.
Hâkimlerin solunda sanık, sağında müşteki avukatları sıralanmış. O sıraların devamında ise izleyiciler yer alıyor. Orta bölüm ise sanıklara ayrılmış. Yanlar ve arka kısımda da jandarmalar var. Sanıklar ifade verirken, zaman zaman araya hâkim girip soru soruyor. İfade bittikten sonra da avukatlar devreye giriyor. Sanıklara dikkatle bakıyorum. Çok gençler... Kimi sakalı, kimi atkuyruğu saçıyla dikkat çekiyor. Öğrenci değil hepsi er. İçlerinde o gece TV'lerden canlı izlediğimiz yere diz çöküp halka ateş eden askerler de var, "Korkudan arabanın altına saklandım hiçbir şey görmedim" diyen de...
Ama bir şey hiç değişmiyor; büyük çoğunluk FETÖ'cü darbeyi planlayan lider kadronun sahtekârlığını aynen sürdürüyor: "Görmedim, duymadım, tanımıyorum..." Hepsi mankurtlaşmış gibi... İfade veren her er yaklaşık aynı şeyi söylüyor: "Oradaydım ama emri kim verdi bilmiyorum, ateş eden kimdi görmedim." Bir erin; "Halkın üzerine aralıksız durmadan ateş ediyorlardı. Tanklardan ateş açılıyordu. Halk üzerimize doğru geliyordu..." sözlerini hâkim şu soruyla kesiyor: "Peki, emri veren kimdi, ateş eden erleri gördün mü?" Cevap yok hükmünde:
"Bir binbaşı vardı ismini bilmiyorum. Hayatımda darbe görmedim ki... Ateşeden erleri de hatırlamıyorum." O çatışma ortamında uyuduğunu söyleyen bile vardı. Ama ilk kez biri, ağlayarak o vahşete imza atan darbecileri anlatıyor ve lanet okuyordu. Belki arkası gelir.
Salondan çıkıyoruz. AK Parti il yöneticisi Metin Karakaş, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı, davaların başından bari şehit yakını ve gazilere destek olan İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Selim Çelenk ve Sosyal Hizmetler Avcılar Müdürü Ebru Baydak'la sohbet ediyoruz. Onlar halkın ilgisinden, halk da onların hizmetinden memnun.
AK Parti İl Başkanı Selim Temurci'yle birlikte halka yemek verilen alana geçiyoruz. Ayaküstü konuşurken Temürci şöyle diyor: "Şehitler Köprüsü'nde milletimiz destan yazdı. Böyle bir milletin evladı olduğumuz için şükürler olsun. FETÖ hainleri gözümüzün önünde millete kurşun sıktı. Şimdi tüm dünyanın gördüğü suçu inkâr etmeye çalışıyorlar. Deliller ortada. Bu teröristler, Türk yargısından en ağır cezayı alacak."