Rusya'nın Ankara Büyükelçisi AndreyKarlov'a yönelik planlı suikast girişimi, FETÖ'nün bugüne kadar bilinen terör örgütleriyle kıyaslanmayacak tehlikeli bir örgüt olduğunun da işaretini verdi.
O yapı, 15 Temmuz'da darbeci ve ülkeyi işgale götürecek kirli yanını en zalim biçimiyle gösterdi, şimdi de "suikastçı" kimliğini gösteriyor. Devletin kılcal damarlarına kadar sızan bu yapının daha neler yapacağını ve neye, nasıl dönüşeceğini kimse kestiremiyor. Bu da özel bir örgütle karşı karşıya olduğumuzun göstergesi.
Hâlâ bu gerçeği görmeyip, bu yapıyla ilişkili isimlerin devletten temizlenmesine muhalefet edenler ve mağduriyet üzerinden siyaset yapanlar var ama artık bir noktaya gelinmeli.
Sadece onlar değil, devlet, devletin güvenlik birimleri ve tabii ki yargı da, FETÖ'ye sıradan bir terör örgütü gözüyle bakamaz, bakmamalı da... 80'lerde PKK'ya karşı yapılan yanlıştan daha tehlikeli bir durum bu.
Dış istihbarat örgütleriyle ilişkisi bir yana, kendi içinde profesyonel bir akılla iş yapan ve hiçbir şeyi tesadüfe bırakmayan bir örgütten söz ediyoruz. FETÖ yapılanmasını iyi bilen Hayati Küçük'ün deyimiyle "Evliliği bileşifreli yürüten bir yapı" var karşımızda.
Binlerce kripto FETÖ'cüden, "SuikastçıTim"den söz ediliyor ama bu da gözümüzükorkutmasın. 15 Temmuz destanıyla FETÖ'ye karşı çok ciddi mesafe alındı. Böyle bir yapı, klasik terörle sonuç alma noktasına gelmişse inişe geçmiş demektir. Bunu da bilelim. Ve daha önemlisi, böyle bir yapıyla mücadele edecek "profesyonel özel birbirim"e ihtiyaç olduğunu görelim.
Çünkü karşınızda dünyada örneği olmayan çok profesyonel bir ihanet şebekesi var.
O şebekeyi analiz edecek, küresel sistem içindeki rolünü bilecek ve nasıl mutasyona uğrayabileceğini öngörebilecek profesyonel ekibiniz yoksa işiniz zor.
Bu gerçeği, yakın zamana kadar, çok sayıda FETÖ imamının polis veya yargı aşamasında salıverilmelerindeki yaklaşım incelendiğinde gördük. Mevcut güvenlik ve yargı mensupları bu kirli şebekeyi yeterince tanımıyor. Yurt dışına bazı önemli FETÖ'cülerin kaçması boşuna değil.
Tüm bunlar, FETÖ'yle mücadelede profesyonel bir bakışa, bazı süreçlerde güvenlik güçlerine hatta savcılara bile danışmanlık yapabilecek bir yapıya ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
Bu Kış Beni Sen Giydir
Cumhurbaşkanı Erdoğan da sık sık dile getiriyor, Türkiye bugün dünyanın dört bir yanına yardım etmede gelişmiş ülkeler de dahil ilk üç içinde yer alıyor.
3 milyonu aşkın Suriyeliye ev sahipliği yapması bunun en anlamlı örneği...
Aynı şeyi içeride de yapıyoruz. Ne zaman bir bölgede, bir şehirde bir felaket yaşansa, devleti beklemeden sivil toplum harekete geçiyor ve elinden geleni yaparak yaşanan yarayı sarmaya çalışıyor.
Onlardan birini de Türkiye'nin en büyük özel okullarından Doğa Koleji öğrencileri "Bu Kış Beni Sen Giydir" adlı kampanyayla yaptı. Doğa Okullarının Türkiye'deki tüm kampüslerinde öğrenciler, proje boyunca velilerden ve kendi çabalarıyla buldukları sponsorlar aracılığıyla 18 bin 750 parça kışlık giysi bağışı topladı. İhtiyaç sahibi devlet okullarını da kendileri tespit eden öğrenciler, mont, pantolon, kazak ve bottan oluşan giysi paketlerini okullara giderek kardeşlerine elleriyle teslim ettiler.
Sadece son 2 ayda, aralarında Diyarbakır, Malatya, Elazığ, Van, Zonguldak, Batman, Iğdır, Manisa, Mardin, Siirt, Gaziantep ve Şanlıurfa'nın da yer aldığı 40 ilde 6 bin400 çocuğaulaşıldı.
Bravo Doğa Kolejliler, hepinize teşekkürler...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
FETÖ için profesyonel ekip
Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov'a yönelik planlı suikast girişimi, FETÖ'nün bugüne kadar bilinen terör örgütleriyle kıyaslanmayacak tehlikeli bir örgüt olduğunun da işaretini verdi.
O yapı, 15 Temmuz'da darbeci ve ülkeyi işgale götürecek kirli yanını en zalim biçimiyle gösterdi, şimdi de "suikastçı" kimliğini gösteriyor. Devletin kılcal damarlarına kadar sızan bu yapının daha neler yapacağını ve neye, nasıl dönüşeceğini kimse kestiremiyor. Bu da özel bir örgütle karşı karşıya olduğumuzun göstergesi.
Hâlâ bu gerçeği görmeyip, bu yapıyla ilişkili isimlerin devletten temizlenmesine muhalefet edenler ve mağduriyet üzerinden siyaset yapanlar var ama artık bir noktaya gelinmeli.
Sadece onlar değil, devlet, devletin güvenlik birimleri ve tabii ki yargı da, FETÖ'ye sıradan bir terör örgütü gözüyle bakamaz, bakmamalı da... 80'lerde PKK'ya karşı yapılan yanlıştan daha tehlikeli bir durum bu.
Dış istihbarat örgütleriyle ilişkisi bir yana, kendi içinde profesyonel bir akılla iş yapan ve hiçbir şeyi tesadüfe bırakmayan bir örgütten söz ediyoruz. FETÖ yapılanmasını iyi bilen Hayati Küçük'ün deyimiyle "Evliliği bile şifreli yürüten bir yapı" var karşımızda.
Binlerce kripto FETÖ'cüden, "Suikastçı Tim"den söz ediliyor ama bu da gözümüzükorkutmasın. 15 Temmuz destanıyla FETÖ'ye karşı çok ciddi mesafe alındı. Böyle bir yapı, klasik terörle sonuç alma noktasına gelmişse inişe geçmiş demektir. Bunu da bilelim. Ve daha önemlisi, böyle bir yapıyla mücadele edecek "profesyonel özel bir birim"e ihtiyaç olduğunu görelim.
Çünkü karşınızda dünyada örneği olmayan çok profesyonel bir ihanet şebekesi var.
O şebekeyi analiz edecek, küresel sistem içindeki rolünü bilecek ve nasıl mutasyona uğrayabileceğini öngörebilecek profesyonel ekibiniz yoksa işiniz zor.
Bu gerçeği, yakın zamana kadar, çok sayıda FETÖ imamının polis veya yargı aşamasında salıverilmelerindeki yaklaşım incelendiğinde gördük. Mevcut güvenlik ve yargı mensupları bu kirli şebekeyi yeterince tanımıyor. Yurt dışına bazı önemli FETÖ'cülerin kaçması boşuna değil.
Tüm bunlar, FETÖ'yle mücadelede profesyonel bir bakışa, bazı süreçlerde güvenlik güçlerine hatta savcılara bile danışmanlık yapabilecek bir yapıya ihtiyaç olduğunu gösteriyor.
Bu Kış Beni Sen Giydir
Cumhurbaşkanı Erdoğan da sık sık dile getiriyor, Türkiye bugün dünyanın dört bir yanına yardım etmede gelişmiş ülkeler de dahil ilk üç içinde yer alıyor.
3 milyonu aşkın Suriyeliye ev sahipliği yapması bunun en anlamlı örneği...
Aynı şeyi içeride de yapıyoruz. Ne zaman bir bölgede, bir şehirde bir felaket yaşansa, devleti beklemeden sivil toplum harekete geçiyor ve elinden geleni yaparak yaşanan yarayı sarmaya çalışıyor.
Onlardan birini de Türkiye'nin en büyük özel okullarından Doğa Koleji öğrencileri "Bu Kış Beni Sen Giydir" adlı kampanyayla yaptı.
Doğa Okullarının Türkiye'deki tüm kampüslerinde öğrenciler, proje boyunca velilerden ve kendi çabalarıyla buldukları sponsorlar aracılığıyla 18 bin 750 parça kışlık giysi bağışı topladı. İhtiyaç sahibi devlet okullarını da kendileri tespit eden öğrenciler, mont, pantolon, kazak ve bottan oluşan giysi paketlerini okullara giderek kardeşlerine elleriyle teslim ettiler.
Sadece son 2 ayda, aralarında Diyarbakır, Malatya, Elazığ, Van, Zonguldak, Batman, Iğdır, Manisa, Mardin, Siirt, Gaziantep ve Şanlıurfa'nın da yer aldığı 40 ilde 6 bin 400 çocuğaulaşıldı.
Bravo Doğa Kolejliler, hepinize teşekkürler...