Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesi, küresel güç odaklarının yeni paylaşım savaşına itirazı anlamına geldiği için ABD'den tepki alıyor. FETÖ ile ilgili atılan her adım onları öfkelendiriyor. Çünkü FETÖ, soğuk savaş dönemi Gladyo'sunun küresel çağdaki versiyonu ve örgütlendiği her ülkede de o misyonun gereğini yerine getiriyor. Ama ne yazık ki, o ülkelerin büyük çoğunluğu FETÖ'nün bu misyonunu ve yaratacağı tehlikeyi ya görmek istemiyor ya da farkında değil. Birkaç ülke hariç, FETÖ yapılanmasına karşı ciddi bir mücadele veren de yok. Bu konuda ciddi anlamda çaba harcayan tek ülke Türkiye. Cumhurbaşkanı Erdoğan gittiği her ülkeye bu gerçeği anlatıyor ama bunun derinleşmesi için üniversitelerin, medya ve sivil toplum örgütlerinin de devreye girmesi gerekiyor. Bu konuda kritik ülkelerden biri Kırgızistan. FETÖ'nün orada ciddi etkisi olduğu hatta yeni seçimlerle devletleştiği bile söyleniyor. Türkiye de ilişkisini sürdürüyor ama FETÖ nedeniyle hayli gergin. Acaba önceki gün yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri bu açıdan yeni bir fırsat olabilir mi? Dışarıdan bakınca zor görünüyor ama devlet başkanlığını ilk turda kazanan (FETÖ'cülerin de desteklediği) Sosyal Demokrat Parti adayı Sooronbay Ceenbekov'un yeni bir arayış içinde olması bir fırsat olabilir. Kırgızistan'ı iyi bilen bir akademisyen şöyle diyor: "Türkiye, seçimlerdeki FETÖ desteğinerağmen Kırgızistan'daki yeni dönemesıcak yaklaşmalı. Buna Kırgızistan'ında ihtiyacı var. Gerilim siyaseti ve süreklieleştiriyle sonuç elde edilmiyor. Yeni yollar,yeni bakış açıları geliştirmek lazım. Bukonuda Türkiye'deki medyaya da büyükgörev düşüyor." Kırgızistan'la bu konuda atılacak olumlu bir adım, FETÖ'ye karşı küresel mücadeleyi de ciddi biçimde etkileyecek.
Ortak nokta CIA
Eski MİT görevlisi Cemal AlpaslanErtuğ, Takvim gazetesinden Ali Değirmenci'ye verdiği röportajda bölgemizdeyaşananlarla ilgili çarpıcı açıklamalaryaptı. Ertuğ'a göre, bölgeyi kaosa sürükleyenörgütler ve olayların tek ortak noktasıABD ve CIA: Baykal kaseti: CHP bence olayları doğru okuyamıyor. Deniz Baykal bir FETÖ kumpası ile o koltuktan kaldırıldı. Baykal 1 Mart Tezkeresi konusunda ABD çıkarlarına karşı verdiği mücadelenin bedelini kasetle ödedi. Aslında ABD ile olan bu mücadelede Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanında en sıkı duracak partinin CHPolması lazımdır. FETÖ: Bir yerde FETÖ diyorsanız arkasında CIA vardır. İstihbarat örgütleri hiçbir işi kendisi yapmaz. İşi planlar ve başkasına yaptırır. DEAŞ: DEAŞ'ın babası batılı ülkelerdir. NATO içinde örgütlenmiş emperyalist ülkeler. Dikkat ederseniz bir şehir kurtarılıyor, oradaki DEAŞ militanları nereye gidiyor kimse bilmiyor. 5 bin DEAŞ'lının savunduğu şehirde bir tane ölmüş DEAŞ'lının olmaması ilginç değil mi? Aynı şey PKK-PYD hattı için de geçerli. O ilişki çok daha açık yürütülüyor. Bu fotoğrafın ne anlama geldiğini, Türkiye ile ABD'nin "yanlışlıkla" karşı karşıya gelmediğini Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu Sabah'taki şu tespitiyle anlatıyor: "ABD ve Türkiye Soğuk Savaş sonrasında Ortadoğu'nun nasıl şekilleneceği konusunda 'taban tabana zıt' ve 'yüksek çatışmariski taşıyan' tasavvurlar geliştirmişlerdir. (...) Gerçekçi açıdan değerlendirildiğinde Washington ve Ankara'nın yeni düzen tasavvurları arasındaki makasın kapatılması kolay gözükmemektedir."
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
FETÖ’nün ikinci kalesi Kırgızistan
Türkiye'nin FETÖ ile mücadelesi, küresel güç odaklarının yeni paylaşım savaşına itirazı anlamına geldiği için ABD'den tepki alıyor. FETÖ ile ilgili atılan her adım onları öfkelendiriyor. Çünkü FETÖ, soğuk savaş dönemi Gladyo'sunun küresel çağdaki versiyonu ve örgütlendiği her ülkede de o misyonun gereğini yerine getiriyor.
Ama ne yazık ki, o ülkelerin büyük çoğunluğu FETÖ'nün bu misyonunu ve yaratacağı tehlikeyi ya görmek istemiyor ya da farkında değil. Birkaç ülke hariç, FETÖ yapılanmasına karşı ciddi bir mücadele veren de yok.
Bu konuda ciddi anlamda çaba harcayan tek ülke Türkiye. Cumhurbaşkanı Erdoğan gittiği her ülkeye bu gerçeği anlatıyor ama bunun derinleşmesi için üniversitelerin, medya ve sivil toplum örgütlerinin de devreye girmesi gerekiyor.
Bu konuda kritik ülkelerden biri Kırgızistan. FETÖ'nün orada ciddi etkisi olduğu hatta yeni seçimlerle devletleştiği bile söyleniyor. Türkiye de ilişkisini sürdürüyor ama FETÖ nedeniyle hayli gergin.
Acaba önceki gün yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri bu açıdan yeni bir fırsat olabilir mi? Dışarıdan bakınca zor görünüyor ama devlet başkanlığını ilk turda kazanan (FETÖ'cülerin de desteklediği) Sosyal Demokrat Parti adayı Sooronbay Ceenbekov'un yeni bir arayış içinde olması bir fırsat olabilir.
Kırgızistan'ı iyi bilen bir akademisyen şöyle diyor: "Türkiye, seçimlerdeki FETÖ desteğine rağmen Kırgızistan'daki yeni döneme sıcak yaklaşmalı. Buna Kırgızistan'ın da ihtiyacı var. Gerilim siyaseti ve sürekli eleştiriyle sonuç elde edilmiyor. Yeni yollar, yeni bakış açıları geliştirmek lazım. Bu konuda Türkiye'deki medyaya da büyük görev düşüyor."
Kırgızistan'la bu konuda atılacak olumlu bir adım, FETÖ'ye karşı küresel mücadeleyi de ciddi biçimde etkileyecek.
Ortak nokta CIA
Eski MİT görevlisi Cemal Alpaslan Ertuğ, Takvim gazetesinden Ali Değirmenci'ye verdiği röportajda bölgemizde yaşananlarla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. Ertuğ'a göre, bölgeyi kaosa sürükleyen örgütler ve olayların tek ortak noktası ABD ve CIA:
Baykal kaseti: CHP bence olayları doğru okuyamıyor. Deniz Baykal bir FETÖ kumpası ile o koltuktan kaldırıldı. Baykal 1 Mart Tezkeresi konusunda ABD çıkarlarına karşı verdiği mücadelenin bedelini kasetle ödedi. Aslında ABD ile olan bu mücadelede Sayın Cumhurbaşkanı'nın yanında en sıkı duracak partinin CHPolması lazımdır.
FETÖ: Bir yerde FETÖ diyorsanız arkasında CIA vardır. İstihbarat örgütleri hiçbir işi kendisi yapmaz. İşi planlar ve başkasına yaptırır.
DEAŞ: DEAŞ'ın babası batılı ülkelerdir. NATO içinde örgütlenmiş emperyalist ülkeler. Dikkat ederseniz bir şehir kurtarılıyor, oradaki DEAŞ militanları nereye gidiyor kimse bilmiyor. 5 bin DEAŞ'lının savunduğu şehirde bir tane ölmüş DEAŞ'lının olmaması ilginç değil mi?
Aynı şey PKK-PYD hattı için de geçerli. O ilişki çok daha açık yürütülüyor. Bu fotoğrafın ne anlama geldiğini, Türkiye ile ABD'nin "yanlışlıkla" karşı karşıya gelmediğini Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu Sabah'taki şu tespitiyle anlatıyor:
"ABD ve Türkiye Soğuk Savaş sonrasında Ortadoğu'nun nasıl şekilleneceği konusunda 'taban tabana zıt' ve 'yüksek çatışma riski taşıyan' tasavvurlar geliştirmişlerdir. (...) Gerçekçi açıdan değerlendirildiğinde Washington ve Ankara'nın yeni düzen tasavvurları arasındaki makasın kapatılması kolay gözükmemektedir."