SON DAKİKA
Hava Durumu

Filistin’de çocuk olmak…

Yazının Giriş Tarihi: 27.11.2023 17:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.11.2023 17:25

Çocuk, Dünyanın her yerinde çocuktur. Anasının, babasının prensi ya da prensesidir. Devletlerin ise geleceğidir.
Bütün analar, babalar çocuğunun üstüne titrer. Esen rüzgârın önüne siper olup evladını korumak ister. Gece uykusunda üstü açılıp ta üşümesin diye geceleri kim bilir kaç defa sessizce çocuklarını kontrol ederler… Yastığını, yorganını düzeltirler…
Ancak günümüzde Filistin'de, Gazze'de; Saraybosna'da, Suriye'de Irak'taki çocuklar maalesef ama maalesef çocuk olmanın güzelliğini yaşayamamakta ve bu ayrıcalıklardan nasiplerini alamamaktadırlar.
Oysaki gülmeyi, sevinmeyi, sevilmeyi en çok Ümmetin masumu bu çocuklar hak ediyor… Yaşadıkları coğrafyanın ikliminin etkisi ile renkleri buğday tenliden biraz daha siyahi olan, güzel yüzlü çocuklar gülmeyi hiç öğrenemediler… Dünyadaki mutlu çocuklar gibi onlar hiç oyun oynayamadı.Tek dişi kalmış vahşi medeniyet bu çocukların mutluluklarını çaldı. Geleceklerine ipotek koydu…
Kimisi ana kucağında ve bakıma muhtaç iken anasını babasını kaybetmiş Ümettin bu masum yavruları öksüz, yetim ve biçareleri…
Yerleri yurtları medeni vahşiler tarafından işgal ve talan edildiği için yersiz yurtsuz, anasız babasız, kardeşsiz çölün orta yerinde kalakalmış çil yavrusu gibi çölün ortasında savruluyorlar…
Kimisi organ mafyalarının sermayesi olmuş, kimisi de modern dünyanın ucuz emek sermayesi olarak kullanılmak üzere bir dilim ekmeğe muhtaç…
Komünist bloğun ağababası SSCB'nin yıkılmasının fitilini ateşleyen direnişe ilk kalkışan Afgan Mücahitlerinin durumu ise içler acısıdır…
Şimdide Ortadoğu'da ümmetin başına bela edilmiş İsrail, Filistin'de bütün dünyanın gözleri önünde soykırım yapıyor…
Dünya her zaman olduğu gibi yine sessiz, olanları görmezden ve bilmezden geliyor…Emperyalistlerce Dünyanın jandarması kabul edilen ABD'nin Başkanı, eli kanlı Netanyahu'nun sırtını sıvazlayıp elini sıkarak desteğini göstermek için İsrail'e geliyor…
İslam alemi sessiz… Kış uykusuna yatmış gibi suskun
Bana ne… Sana ne fikirsizliğinin girdabında uyanmak için sıranın kendisine gelmesini bekliyor…
Gazze'de bugün yaşanan vahşeti anlatmaya ve yazmaya harfler, sözcükler ve kelimeler yetersiz kalıyor…
Hastanelere saldırılıyor, tıbbi cihazlar tarumar ediliyor, cihazlara bağlı hastalarda çöpe atılırcasına sokağa bırakılıyor.
Tarih kitapları Filistin'de yaşanan bu vahşeti hangi alfabenin harfleri ile nasıl yazacak veya nasıl yazabilecekler diye inanın merak ediyorum… (Ama onlar yalan tarih yazmakta deneyimli ve antrenmanlılar. Gerçekleri değil de kendi yanlışlarını doğru yazacakları unutulmamalıdır.)
Benim endişem ise Müslüman olarak isimlendiren bizlerin Amel Defterine bunu nasıl yazılacak? Bunun hesabını tarihe ve Rabbimize karşı nasıl vereceğiz…?
Tarih, bu ahval ve şerait içindeki günümüzün sessiz Müslümanları hakkında hiçte iyi şeyler yazmayacağı muhakkaktır…
Zülüm gayyası Dünya nizamı içinde bir gün kendisine de sıra geldiğinde sessizliğin nasıl bir şey olduğunu görecek ve Filistinlilere, Bosnalılara yaşattığı yalnızlığın ne menem bir şey olduğunu eminim anlayacaktır…
Saraybosnalı bir kadının kendisi ile yapılan bir röportajda: “Sırplar içinizde çoğalıp silahlanırken siz ne yapıyordunuz farkında olmadınız mı sorununa ‘biz evde oturmuş televizyon programı izliyorduk' diyerek yaptığı öz eleştirisi günümüzdeki durumu nasıl kısaca özetleyiveriyor değil mi?
Bunun yanında aklıma bugün hikâye diye anlatılan ama yaşanmış tarihi gerçek gelir ki içim acır…

Gırnata emirliğinin son sultanı EBU ABDULLAH (12. Muhammed) şehrin anahtarlarını savaşmadan İspanyol kral ve kraliçesine teslim ettikten sonra şehri terk etmek zorunda kaldığında, yüzyıllarca bu coğrafyada hüküm sürmüş bir medeniyetin son veda vakti gelmiştir.

Yapımı 250 sene sürmüş, ilmek ilmek işlenmiş ve her köşesinde Yüce Yaradan'ın adının zikredildiği El Hamra Sarayına ve Gırnataya Endülüslülerin sancaktarlığını teslim eden Sultan Abdullah tepenin başında durur, son bir kez arkasını döner. Gözlerinden ilk damlalar düşerken, bir Sultana söyleyebilecek en ağır sözü hemen yanı başındaki annesi söyler;

“Ağla oğlum ağla... Erkekler gibi savaşmadın şimdi otur, kadınlar gibi ağla. Erkekler gibi savaşmadın şimdi sana kadınlar gibi ağlamak yaraşır.”

Nokta…!

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.