TBMM Başkanı NumanKurtulmuş, önceki akşamMeclis'te, sivil toplum kuruluşlarınıntemsilcileriyle buluştuğu iftar programındaTürkiye'de ve dünyada "siviltoplum"un önemine değinen etkileyicibir konuşma yaptı. Bu gerçeği belki de en çarpıcı biçimde Siyonist İsrail'in Gazze'deki soykırım vahşetinde gördük. Son yüzyılda dünyanın vicdanlı insanları zalimlerin zulmüne tepki göstermişti ama sanıyorum ilk kez din, dil, ırk ve ideoloji farkı gözetmeden milyonlarca insan İsrail zulmünü protesto etti. Ve bu ayağa kalkış; 76 yıldır soykırım mağduriyeti arkasına sığınan İsrail devletinin gerçek "soykırımcı" olduğunu açığa çıkardı. Bu da elinde büyük güçler olan devletler sayesinde değil, vicdan sahibi sivil toplum sayesinde oldu. Meclis Başkanı Kurtulmuş konuşmasında özellikle bu noktaya dikkat çekiyor ve şöyle diyordu: "Eskilerin güzel bir tabirivar; Basra yıkıldıktan sonra neyaparsanız bunun bir faydası yok.Hükümetlerine rağmen Batı'dasokaklara yüzbinlerce, hatta bazıülkelerde milyonlarca insanın çıkabilmişolmasının arkasındaki entemel güç, o ülkelerdeki sivil toplumunoluşturduğu güçtür. Siviltoplum, büyük bir Filistin duyarlılığı;Gazze'deki katliama, soykırımakarşı büyük bir insanlık destanı yazdı.Sevinerek ifade ediyoruz ki, birçok yerdeinsanlık cephesi diyebileceğimizcepheyi kurdular." Başkan Kurtulmuş, bu büyük sivil isyanın öncülerini de unutmadı. Türkiye'de ve dünyada çok sayıda sivil toplum örgütünü ve sivil aktivisti tek tek hatırlattı: Türkiye'nin, şu anda isimlerini tek tek saymayacağım, çok sayıda sivil toplum kuruluşunun Gazze'ye bir lokma ekmeği fazla ulaştırmak için nasıl sabahlara kadar çalıştıklarını biliyorum. Mersin'den Gazze'ye bir iyilik gemisini organize eden Türk Kızılay'ını bu öncülüğünden dolayı tebrik ediyorum. Rachel Corrie, 20'li yaşlarınınortalarında, Gazze'de,Refah Sınır Kapısı'na birkaçkilometre uzaklıkta, oradakiMüslümanların evleri yıkılırken'Yıkamazsınız, bubir insanlık suçudur, bunamüsaade etmem.' diyerekbuldozerin karşısına geçti.Ne yazık ki Siyonist rejiminbuldozeri, gencecik bu kadınıezerek, kemiklerini kırarakorada öldürdü. Hatırasıönünde saygıyla eğiliyoruz. En son Berlin Film Festivali ve Oscar Ödül Töreni'nde ortaya konulan o protestolar, o sözler, hepimiz adına, vicdanı olan milyarlarca insan adına söylenmiş sözlerdir. Ramy Youssef'un ödül töreninde söylediği, 'Siz Gazzedeki bu insanları nasıl böyle öldürüyorsunuz,lanetliyoruz.' manasındaki sözleri, kimsenin hafızasından çıkmamıştır. Aynı şekilde en önemli Holokost filminin yönetmeni, kendisi de bir Yahudi olan Jonathan Glazer İsrail'e; 'Sizin yaptığınızın, size yapılanholokosttan hiç farkı yoktur.' diyerek, meydan okuyan bir konuşma yapabilmiştir. Meclis Başkanı Kurtulmuş'un iftar davetinde AK Parti'den FuatOktay, Vedat Bilgin, Jülide Sarıeroğlu, MHP'den Sermet Atay, İYİ Parti'den Kürşad Zorlu ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi de vardı.
***
'ÇANTACILAR'INMAL VARLIKLARI CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınmasıyla ilgili patlayan "çantacılarskandalı"nın ilginçtir bütün "kahramanları" İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu ile ilişkili. Bu tesadüf mü? Öne çıkan şu üç isme bakın; Tuncay Yılmaz. Fatih Keleş ve Özgür Nas hem siyasi hem de mali açıdan İmamoğlu ile "özel" ilişkileri olduğu tartışılmaz. Bu da doğal olarak esas aktörün İBB Başkanı İmamoğlu olduğunu gösteriyor. "Banabulaşmaz" demesine bakmayın, iş "bulaşmakla" kalmamış zaten iç içe geçmiş ve kendi deyimiyle aralarında "siyasi yol arkadaşlığı" oluşmuş. Bu bir itiraf... Bırakın o paraların nasıl toplandığını, sadece şu sorunun cevabı bile mide bulandırıcı: Nasıl oluyor da CHP gibi 100 yıllık "kurumsal" bir partinin il başkanlığı binası satın alınırken, toplanan paralar Beylikdüzü gibi küçük bir ilçenin CHP'li ilçe başkanına teslim ediliyor? Bu işte bir gariplik yok mu? Daha önce de yazdım, "değişimle" el değiştiren CHP'de paranın izi sürülürse sadece bu skandalın arka planı değil, çok daha büyük bir siyaseti de esir alan çürümenin fotoğrafı çıkar. Bunu açığa çıkarmak mümkün. Savcılık soruşturma başlattı, MASAK da el atar mı bilemem ama adı geçen üç kişinin son 5 yıldaki mal varlıkları incelenir ve paranın izi sürülürse çok şey aydınlanır.
***
ENGELLİLER BİLEALDATILIYOR Seçime gidiliyor ya, İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'un her yanını yaptığını ileri sürdüğü hizmetleri anlatan devasa afişlerle donatmış. Yaptıysa tabii ki sorun yok. Ancak son iki TV röportajında ortaya çıktı, kendisi bile bunları yaptığını izah edemiyor ve "hatırlamıyorum" diyor.
İşin daha vahim tarafı yapmadıklarını da yapmış gibi göstermesi. Hem de bunu engelli vatandaşlara yönelik yapıyor. Onları bile kandırmaktan çekinmiyor. Şu afişe bakın, ne yazıyor, "FloryaEngelliler Kampı'na otopark kazandırdık" Peki böyle bir otopark var mı? İBB'de çalışan bir engelli yurttaşımız "Böylebir otoparkyok" diyor.Depremle ilgilibaşka vahim şeylerde söylüyorama bununla yetinelim.Engellileribile aldatan birineler yapmaz ki...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
Filistin ve insanlık cephesi
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, önceki akşam Meclis'te, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle buluştuğu iftar programında Türkiye'de ve dünyada "sivil toplum"un önemine değinen etkileyici bir konuşma yaptı.
Bu gerçeği belki de en çarpıcı biçimde Siyonist İsrail'in Gazze'deki soykırım vahşetinde gördük. Son yüzyılda dünyanın vicdanlı insanları zalimlerin zulmüne tepki göstermişti ama sanıyorum ilk kez din, dil, ırk ve ideoloji farkı gözetmeden milyonlarca insan İsrail zulmünü protesto etti. Ve bu ayağa kalkış; 76 yıldır soykırım mağduriyeti arkasına sığınan İsrail devletinin gerçek "soykırımcı" olduğunu açığa çıkardı.
Bu da elinde büyük güçler olan devletler sayesinde değil, vicdan sahibi sivil toplum sayesinde oldu.
Meclis Başkanı Kurtulmuş konuşmasında özellikle bu noktaya dikkat çekiyor ve şöyle diyordu:
"Eskilerin güzel bir tabiri var; Basra yıkıldıktan sonra ne yaparsanız bunun bir faydası yok. Hükümetlerine rağmen Batı'da sokaklara yüzbinlerce, hatta bazı ülkelerde milyonlarca insanın çıkabilmiş olmasının arkasındaki en temel güç, o ülkelerdeki sivil toplumun oluşturduğu güçtür. Sivil toplum, büyük bir Filistin duyarlılığı; Gazze'deki katliama, soykırıma karşı büyük bir insanlık destanı yazdı. Sevinerek ifade ediyoruz ki, birçok yerde insanlık cephesi diyebileceğimiz cepheyi kurdular."
Başkan Kurtulmuş, bu büyük sivil isyanın öncülerini de unutmadı. Türkiye'de ve dünyada çok sayıda sivil toplum örgütünü ve sivil aktivisti tek tek hatırlattı:
Türkiye'nin, şu anda isimlerini tek tek saymayacağım, çok sayıda sivil toplum kuruluşunun Gazze'ye bir lokma ekmeği fazla ulaştırmak için nasıl sabahlara kadar çalıştıklarını biliyorum. Mersin'den Gazze'ye bir iyilik gemisini organize eden Türk Kızılay'ını bu öncülüğünden dolayı tebrik ediyorum.
Rachel Corrie, 20'li yaşlarının ortalarında, Gazze'de, Refah Sınır Kapısı'na birkaç kilometre uzaklıkta, oradaki Müslümanların evleri yıkılırken 'Yıkamazsınız, bu bir insanlık suçudur, buna müsaade etmem.' diyerek buldozerin karşısına geçti. Ne yazık ki Siyonist rejimin buldozeri, gencecik bu kadını ezerek, kemiklerini kırarak orada öldürdü. Hatırası önünde saygıyla eğiliyoruz.
En son Berlin Film Festivali ve Oscar Ödül Töreni'nde ortaya konulan o protestolar, o sözler, hepimiz adına, vicdanı olan milyarlarca insan adına söylenmiş sözlerdir. Ramy Youssef'un ödül töreninde söylediği, 'Siz Gazze deki bu insanları nasıl böyle öldürüyorsunuz, lanetliyoruz.' manasındaki sözleri, kimsenin hafızasından çıkmamıştır. Aynı şekilde en önemli Holokost filminin yönetmeni, kendisi de bir Yahudi olan Jonathan Glazer İsrail'e; 'Sizin yaptığınızın, size yapılan holokosttan hiç farkı yoktur.' diyerek, meydan okuyan bir konuşma yapabilmiştir.
Meclis Başkanı Kurtulmuş'un iftar davetinde AK Parti'den Fuat Oktay, Vedat Bilgin, Jülide Sarıeroğlu, MHP'den Sermet Atay, İYİ Parti'den Kürşad Zorlu ve çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi de vardı.
***
'ÇANTACILAR'IN MAL VARLIKLARI
CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınmasıyla ilgili patlayan "çantacılar skandalı"nın ilginçtir bütün "kahramanları" İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu ile ilişkili. Bu tesadüf mü? Öne çıkan şu üç isme bakın; Tuncay Yılmaz. Fatih Keleş ve Özgür Nas hem siyasi hem de mali açıdan İmamoğlu ile "özel" ilişkileri olduğu tartışılmaz. Bu da doğal olarak esas aktörün İBB Başkanı İmamoğlu olduğunu gösteriyor. "Bana bulaşmaz" demesine bakmayın, iş "bulaşmakla" kalmamış zaten iç içe geçmiş ve kendi deyimiyle aralarında "siyasi yol arkadaşlığı" oluşmuş. Bu bir itiraf...
Bırakın o paraların nasıl toplandığını, sadece şu sorunun cevabı bile mide bulandırıcı: Nasıl oluyor da CHP gibi 100 yıllık "kurumsal" bir partinin il başkanlığı binası satın alınırken, toplanan paralar Beylikdüzü gibi küçük bir ilçenin CHP'li ilçe başkanına teslim ediliyor? Bu işte bir gariplik yok mu?
Daha önce de yazdım, "değişimle" el değiştiren CHP'de paranın izi sürülürse sadece bu skandalın arka planı değil, çok daha büyük bir siyaseti de esir alan çürümenin fotoğrafı çıkar. Bunu açığa çıkarmak mümkün. Savcılık soruşturma başlattı, MASAK da el atar mı bilemem ama adı geçen üç kişinin son 5 yıldaki mal varlıkları incelenir ve paranın izi sürülürse çok şey aydınlanır.
***
ENGELLİLER BİLE ALDATILIYOR
Seçime gidiliyor ya, İBB Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'un her yanını yaptığını ileri sürdüğü hizmetleri anlatan devasa afişlerle donatmış. Yaptıysa tabii ki sorun yok. Ancak son iki TV röportajında ortaya çıktı, kendisi bile bunları yaptığını izah edemiyor ve "hatırlamıyorum" diyor.
İşin daha vahim tarafı yapmadıklarını da yapmış gibi göstermesi. Hem de bunu engelli vatandaşlara yönelik yapıyor. Onları bile kandırmaktan çekinmiyor. Şu afişe bakın, ne yazıyor, "Florya Engelliler Kampı'na otopark kazandırdık"
Peki böyle bir otopark var mı?
İBB'de çalışan bir engelli yurttaşımız "Böyle bir otopark yok" diyor. Depremle ilgili başka vahim şeyler de söylüyor ama bununla yetinelim. Engellileri bile aldatan biri neler yapmaz ki...