Siyaset kurumumuz uzunca bir süredir kuşatma altında..
Yalanlar, korkular, gerçekler, iftiralar hepsi birbirine karışmış durumda ve toplumun bilgilendirilmesi de üst akılın esareti altında. Özgür düşünemeyen, algılar üzerinden tercih yapmak zorunda bırakılan bir toplumdan isabetli kararlar vermesi beklenemez; ancak yine de şükürler olsun ki Türkiye toplumu ayakta…
Bugünkü kutuplaştırıcı ayrıştırıcı siyaset dili günlük hayatımıza o kadar yerleşti ki anne evladıyla, baba oğluyla siyaset yüzünden sert tartışmalar yaşayıp dargınlıklara telken açar hale geldi. Ve böyle bir ortamda Meclisteki siyasi partilerimiz Hükümeti kurmak için birbirleriyle koalisyon pazarlıkları yapacaklar öyle mi?
Sonuç ne olur? Sonuç belli de gerçeklerle yüzleşmekten korkulduğu için dile getirilemiyor. Herkes bir 'Masadan kalkmıyorum' tiyatrosunda..
Önce millet iradesine saygı nedir? Bunun gerçek manasıyla bilinmesi ve içe sindirilmesi gerekiyor…
4 siyasi parti 2015 genel seçimlerinde milletin kantarına çıktılar ve meclise girecek çoğunluğu elde ettiler… Milletin mesajı açık ve netti "Hiçbirinizin Türkiye'yi tek başına yönetmesini istemiyorum. el ele tutuşun kavga etmeyin ülkeyi birlikte yönetin"
Böylesine açık bir mesajı dünya anladı ama bizim siyasi parti liderlerimiz anlamadı…
MHP lideri sayın Bahçeli'nin "HDP 80 milletvekili aldı. Biz ise HDP'yi yok farz ediyoruz. Bir "siyasi kurum" olarak algılamıyoruz. Meclis'in o tarafını FLU görüyoruz" ifadeleri millet nezdinde yok hükmündedir. Sayın Bahçeli'nin bu dile devam etmesi milletin MHP'yi flu görmesine büyük katkı sağlayacaktır. Kaldı ki MHP'nin HDP ile milletvekili sayısı eşit. İkisinin de aynı oranda konuşma hakkı vardır.
Siyaset lafla olmaz kabadayılıkla hiç olmaz… Milletin var saydığını kim hangi hakla yok sayabilir…MHP liderinin bu üslubuyla verdiği mesaj; "Biz hiçbir koalisyonda yokuz zar zor 80 vekil çıkardık bize dokunmayan bin yaşasın, zaten çarşı pazar karışık bu hengameye girip Dimyat'a pirince giderken eldeki 80'den olmayalım'' mantığıdır.
Bahçeli açısından düşündüğümüzde bu düşünceleri doğrudur. Çünkü olası bir Ak Parti koalisyonuna girerlerse MHP'nin direk baraj altında kalacağını görüyor. İşte bu sebepten dolayı da gerginlik siyasetini sürdürüyor erken bir genel seçimde 80 vekili garanti altına almak için böyle davranıyor. Bahçeli'nin bu tarzı MHP'ye güç kaybettirir mi? Hep birlikte göreceğiz…
CHP lideri Kılıçdaroğlu yoğun bir baskı altında kendi söylediği sözlerin esiri olmuş vaziyette. Ak Parti ile koalisyon hükümeti kurarlarsa parti içindeki gücünün zayıflayacağını düşünüyor. Riske girmeden suyun kenarında dolaşıp erken seçimi bekliyor. Geçmişte konuştuğu sözler verdiği vaatler koalisyon hükümeti içinde yer almasında en büyük engel…
HDP'ye gelince… HDP biran önce baraj altı dilini terk etmelidir. Kendi ifadeleri ile emanet oylarının hassasiyetlerini dikkate almalıdırlar. Bugünün şartlarında Ak Parti - HDP koalisyonu çok zor gözüküyor. Birileri flu görse de ‘İstanbul'u gözlerimiz kapalı dinleyemeyiz'… Millet HDP'den baraj üstü yeni bir dil bekliyor. Aksi takdirde önümüzdeki süreçte HDP'yi zor günler bekliyor. Erken bir genel seçimde HDP ve MHP baraj altında kalabilirler…
Şimdi bu dört benzemezi yan yana getirin koalisyonu kurun bakalım insanın aklı almıyor değil mi ? …Ak Parti kendisini yenileyip, içindeki dalkavukları dışlarsa, listelerinde yer alan Ak Parti'ye zarar veren sivri dilli milletvekillerini kızağa çekerse erken yapılacak genel seçimlerde yüzde 50 ile yeniden iktidara gelecektir şimdiden millette bu beklenti oluşmaya başladı bile.
Türkiye için de en hayırlısı bu galiba…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Flu görenlerin koalisyon korkusu
Siyaset kurumumuz uzunca bir süredir kuşatma altında..
Yalanlar, korkular, gerçekler, iftiralar hepsi birbirine karışmış durumda ve toplumun bilgilendirilmesi de üst akılın esareti altında. Özgür düşünemeyen, algılar üzerinden tercih yapmak zorunda bırakılan bir toplumdan isabetli kararlar vermesi beklenemez; ancak yine de şükürler olsun ki Türkiye toplumu ayakta…
Bugünkü kutuplaştırıcı ayrıştırıcı siyaset dili günlük hayatımıza o kadar yerleşti ki anne evladıyla, baba oğluyla siyaset yüzünden sert tartışmalar yaşayıp dargınlıklara telken açar hale geldi. Ve böyle bir ortamda Meclisteki siyasi partilerimiz Hükümeti kurmak için birbirleriyle koalisyon pazarlıkları yapacaklar öyle mi?
Sonuç ne olur? Sonuç belli de gerçeklerle yüzleşmekten korkulduğu için dile getirilemiyor. Herkes bir 'Masadan kalkmıyorum' tiyatrosunda..
Önce millet iradesine saygı nedir? Bunun gerçek manasıyla bilinmesi ve içe sindirilmesi gerekiyor…
4 siyasi parti 2015 genel seçimlerinde milletin kantarına çıktılar ve meclise girecek çoğunluğu elde ettiler… Milletin mesajı açık ve netti "Hiçbirinizin Türkiye'yi tek başına yönetmesini istemiyorum. el ele tutuşun kavga etmeyin ülkeyi birlikte yönetin"
Böylesine açık bir mesajı dünya anladı ama bizim siyasi parti liderlerimiz anlamadı…
MHP lideri sayın Bahçeli'nin "HDP 80 milletvekili aldı. Biz ise HDP'yi yok farz ediyoruz. Bir "siyasi kurum" olarak algılamıyoruz. Meclis'in o tarafını FLU görüyoruz" ifadeleri millet nezdinde yok hükmündedir. Sayın Bahçeli'nin bu dile devam etmesi milletin MHP'yi flu görmesine büyük katkı sağlayacaktır. Kaldı ki MHP'nin HDP ile milletvekili sayısı eşit. İkisinin de aynı oranda konuşma hakkı vardır.
Siyaset lafla olmaz kabadayılıkla hiç olmaz… Milletin var saydığını kim hangi hakla yok sayabilir…MHP liderinin bu üslubuyla verdiği mesaj; "Biz hiçbir koalisyonda yokuz zar zor 80 vekil çıkardık bize dokunmayan bin yaşasın, zaten çarşı pazar karışık bu hengameye girip Dimyat'a pirince giderken eldeki 80'den olmayalım'' mantığıdır.
Bahçeli açısından düşündüğümüzde bu düşünceleri doğrudur. Çünkü olası bir Ak Parti koalisyonuna girerlerse MHP'nin direk baraj altında kalacağını görüyor. İşte bu sebepten dolayı da gerginlik siyasetini sürdürüyor erken bir genel seçimde 80 vekili garanti altına almak için böyle davranıyor. Bahçeli'nin bu tarzı MHP'ye güç kaybettirir mi? Hep birlikte göreceğiz…
CHP lideri Kılıçdaroğlu yoğun bir baskı altında kendi söylediği sözlerin esiri olmuş vaziyette. Ak Parti ile koalisyon hükümeti kurarlarsa parti içindeki gücünün zayıflayacağını düşünüyor. Riske girmeden suyun kenarında dolaşıp erken seçimi bekliyor. Geçmişte konuştuğu sözler verdiği vaatler koalisyon hükümeti içinde yer almasında en büyük engel…
HDP'ye gelince… HDP biran önce baraj altı dilini terk etmelidir. Kendi ifadeleri ile emanet oylarının hassasiyetlerini dikkate almalıdırlar. Bugünün şartlarında Ak Parti - HDP koalisyonu çok zor gözüküyor. Birileri flu görse de ‘İstanbul'u gözlerimiz kapalı dinleyemeyiz'… Millet HDP'den baraj üstü yeni bir dil bekliyor. Aksi takdirde önümüzdeki süreçte HDP'yi zor günler bekliyor. Erken bir genel seçimde HDP ve MHP baraj altında kalabilirler…
Şimdi bu dört benzemezi yan yana getirin koalisyonu kurun bakalım insanın aklı almıyor değil mi ? …Ak Parti kendisini yenileyip, içindeki dalkavukları dışlarsa, listelerinde yer alan Ak Parti'ye zarar veren sivri dilli milletvekillerini kızağa çekerse erken yapılacak genel seçimlerde yüzde 50 ile yeniden iktidara gelecektir şimdiden millette bu beklenti oluşmaya başladı bile.
Türkiye için de en hayırlısı bu galiba…