SON DAKİKA
Hava Durumu

Garpzedeler

Yazının Giriş Tarihi: 17.01.2019 15:24
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.01.2019 15:24

Dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz. “Başörtülüler Arabistan'a gitsin”, “Erdoğan bir bira içse ülke güzelleşir”, “Bir kadını dansa bile kaldıramıyor”, “Mozart dinlesin”, “Ayağından asarlar”…
Siz istediğiniz kadar uzay ajansı kurun, yerli savunma sanayinde ihracat rekorları kırın, düne kadar parasıyla bile alamadığınız İHA-SİHA'ların seri üretimine geçin, ekonomiyi dörde katlayın, dünya devleriyle göz hizasında eşit ilişkiler geliştirin…
Fark etmiyor; onlar bir “yaşam tarzı” şarkısı tutturmuş gidiyor. Yaşam tarzı dedikleri de içki, dekolte, dans, Batı müziği filan. Ötesi yok, altı boş. Suriye diyorsun, Mozart diyorlar; emperyalist saldırı diyorsun, bira iç diyorlar; beka meselesi diyorsun, ayağından asarlar diyorlar.
Bunun sebebi kayıtsız şartsız “Batıcılık”. İki asrı bulan modernleşme maceramızda, bugün özellikle CHP'de vücut bulan Batıcılık zihniyetinde, Batı “üstün medeniyet” olarak tartışmasız bir yer kaplıyor. Batı'nın o üstünlüğe hangi kanlı aşamalardan geçip yerleştiği, Doğu halklarının kaynaklarını alabildiğine sömürüp bilinçli olarak nasıl geri bıraktırdığı gibi “detaylar” önemsiz.
Cumhuriyet kurulurken basit bir formül oluşturdular: Doğu “gerici”, Batı ise “ilerici”ydi ve genç Cumhuriyet bir an evvel Doğulu görünümlü her şeyden kopup Batı kampında yerini almalıydı. Fakat CHP'nin her şeyi gibi Batıcılığı da şekilde kaldı. İşin kolayına kaçıldı ve Batı'da üretilen fikirlerin tüketiciliği ve topluma pazarlanması dışında fikirsel üretim yapılmadı.
Bu pazarlama da başarısız oldu çünkü hem tepeden aşağıya dayatmacı, hem de Anadolu gerçekleriyle uyumsuz yöntemler denendi. CHP'nin acelesi vardı ve Anadolu'nun binlerce yıldan süzülüp gelen kadim değerleri görmezden gelindi. Ortaya ne Batı'ya ne de Doğu'ya benzeyen taklit bir ucube çıktı.
Bugün CHP'nin bu dayatmacı anlayışından geriye “yaşam tarzı” gibi aslında herkese ve her kesime göre değişen ama yine de norm kabul edilmesi için topluma kırbaçla benimsetmeye çalıştıkları tartışmalar kaldı. CHP her ne kadar bilim, sanat, aydınlanma, demokrasi gibi kavramları dilinden düşürmese ve kendisini bu kavramların taşıyıcısı gibi göstermeye çalışsa da, adı CHP'yle anılan ne bir bilimsel icat, ne doğru dürüst dünya çapında bir sanat eseri, ne de demokrasi deneyimi var.
Bunun sonucu olarak da CHP'de vücut bulduğu varsayılan elit kesim, iktidarını kaybettiği 1950'lerden beri ancak gündelik, geçici ve sığ tartışmalarla siyasette varlığını sürdürmeye çalışıyor. Ama hayatın ve siyasetin gerçeklerine her tosladığında da genetik kodlarına işlemiş olan jakobenizm açığa çıkıyor. Darbecilik dâhil her türlü demokrasi dışı müdahaleyi olumluyorlar. Yeter ki Batı hedefinden milim sapma olmasın.
Bu kısır zihin dünyasının çarpık bir yanı daha var. Batı'yı sadece ulaşılması gereken mutlak hedef olarak görmüyor, sıradan halkın (aslında Müslümanların) asla ulaşamayacağı bir Olympos zirvesi gibi kutsallaştırıyorlar. Bütün o makarna-kömür edebiyatı, bidon kafa, çomar yakıştırmaları bu yüzden. Halk cahil, elitler ise aydınlık ufukların yol göstericisi.
Üstelik saplantı derecesindeki Batı hayranlığının kendilerini birer “garpzede”ye dönüştürdüğünün farkında bile değiller. Ama işte bu şekilci modernleşme anlayışı Türkiye'nin enerjisinin önemli bölümünü emip tüketiyor.
Çözüm var mı? Maalesef hiç ümitli değilim. Birkaç kuşak daha böyle gidecek gibi geliyor bana. Neyse ki bir lider çıktı da kendileriyle birlikte bütün halkı uçuruma doğru sürükleyen bu garpzedelerin karşısına dikildi. Toplumun aşağılık kompleksinden sıyrılıp özgüvenini yeniden kazanmasını sağladı. Tek tesellim budur.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.