Türkiye gerçekten gelişmekte olan bir ülke; Neden mi? Çünkü tartışma kültürümüz, olaylara bakış açımız ve varoluşçuluğu tartışılır bir yapı anlayışımız mevcut. Koalisyonu tartışıyorduk ve o kadar seviyesi yerlerde bir tartışmayla yürüyor ki, vatandaş bunlara bakarak, “şimdi bunlar ortak mı olacaklar” şaşkınlığını yaşıyor. Herkesin dik ve keskin çizgileri var, bazılarının resmen paralel. Samimiyetten uzak, sadece salt kendi fikirlerini, herkese yedirme-yedirtme anlayışı var ki, bunu kabullenmek mümkün değil.
“Sana Başbakanlık” verelim tarzı tedarikçi bir mantalitenin arkasında AK Parti hükümete girmesin de ne olursa olsun yaklaşımı da tutmadı.
Devlet Bahçeli, ilk defa belki de bahçesinden ağır bir devlet lafı etti. Böyle eyyamcı bir yaklaşım mı olur.
İş dünyası AK Parti CHP koalisyonu istiyormuş, niye ki acaba? Hedefleri güçlü bir Türkiye mi, yoksa ipi dışarda, ziller içerde çalan eski Türkiye şarkılarını söyletmek mi? Sandıktan demokrasi galip çıktı ama istikrar çıkmadı ve inanın bu sandığa gitmeyen ve ya gidip de emanet oy verenleri bir hayli derinden üzdü.
Nasıl üzmesin ki? Bırakın istikrarı, ülkenin bugüne kadar elde ettiği fiyakası treninin arka vagonlarına takıldı gidiyor. Buna sevinen avucunu ovuşturanlar da var ama yakındır o avuçlarını yalayacaklar.
Mamafih neden?
1- Bu çok başlı parlamentodan CHP-MHP ve HDP koalisyonu çıkmaz. MHP ve HDP asla bir araya gelmez(gelmemelerinin nedeni, tabanlarına verecek cevapları olmayışıdır) 2- CHP, hükümeti Almanya'dan SDP ile yapamayacağına göre tek çaresi AK Partidir. 3- MHP kendine en yakın tabanı AK Partiyi görür. 4- Hatta HDP tabanı dahi “seçim öncesi biz barajı aşalım ama AK Parti iktidar olsun” demiyor muydu?
Son tahlilde ortaya çıktı ki, AK Partisiz bir hükümet(koalisyon)olmaz.
Her şeye rağmen bu dörtlemeden bir koalisyon muhalefete karşın çıkar ama uzun soluklu olur mu? Olmaz. Mantık diyor ki, “kardeşim yine vatandaşa gelin, bu vatandaş ince ayar yapmayı sever ve istikrardan yana tavrını ortaya koyar ki, bu da hatadan dönülme olur ve AK Parti yine tek başına alıştığımız istikrarımızı korur.
Habire istikrar diyorum ve bu kelimenin altını kırmızıçizgiyle çiziyorum. AK Parti 13 yıldır vatandaşı fena şekilde refah ve huzura alıştırdı. Cebine giren ve cebinden çıkanın hesabı da ortada…
Muhalefetin seçim öncesi emekliye ve asgari ücretliye vermeyi vaat ettiği bütün uçuk rakamlara rağmen AK Parti yüzde 41'de kaldı ki, bu diğer partiler tarafından garipçe bir şekilde başarısızlık olarak gösterildi.
Hatta Kemal Bey çıktı partisinin aldığı yüzde 25 oyu unutarak yüzde 60'lık bir bloktan söz etti. Demek ki, 3 parti bir üst akıl tarafından donatılarak blok halinde seçimlere hazırlanılmış.
Tüh ki tüh bu üst akla ki, bütün blokları çatırdadı ve bu bloktan kimse birinci parti olmayı başaramadı.
Neden gelişmekte olan ülke hastalıkları dediğimi şimdi anladınız mı? Parti önüne yüzde 35'i koymuş ve yüzde 25'de kalmış ama o partinin genel başkanı kızarmadan bozarmadan hükümette olmak istiyor, hatta beyefendi Başbakanlık dağıtıyor.
Yine gelişmekte olan ülke hastalığıdır seçimden yenilgiyle çıkan Genel Başkan koltuğa daha fazla kuruluyor, daha sıkı sarılıyor. Kimse demiyor ki, “be adam başarısızsın bunun bedeli istifa etmektir” ama nerde o adam.
Ne de olsa gelişmekte olan ülkeyiz. Böyle muhalefet liderleri bize bir gömlek fazla, diyecek başkada bir şey yok.
Yorum Ekle
Yorumlar
Seçim, gerilim filmi kategorisinde geçti
14.06.2015 18:08
Türkiye'de her seçime bir özellik kazandırmak modanın bir parçası oldu. 7 Haziran seçimlerine bu moda kapsamında yine çok özellik kazandırıldı. Film kategorisinde 7 Haziran seçimleri ‘Gerilim Filmleri' kategorisine girdi.
Seçimin tartışıldığı 1 yıl boyunca toplum mühendisliği yapılmaya
“Sabahleyin uyandınız ve bahçede kafası ezilmiş bir yılan gördünüz. Bu sizi mutlu etti, nasıl olsa sizin için tehdit olabilecek bir yılanın kafası ezilmişti ama şunu düşünemediniz; bu yılanın kafasını kim ezdi?”Hikâye aslında tam olarak böyle başladı. Ergenekon soruşturması y
Türkiye gerçekten gelişmekte olan bir ülke; Neden mi? Çünkü tartışma kültürümüz, olaylara bakış açımız ve varoluşçuluğu tartışılır bir yapı anlayışımız mevcut.Koalisyonu tartışıyorduk ve o kadar seviyesi yerlerde bir tartışmayla yürüyor ki, vatandaş bunlara bakarak, “şimdi bunlar ortak mı olac
Türkiye'de Kürt sorunu, PKK sorununu yarattı. Bu sorun sonraki yıllarda koruculuğu, daha sonraki yıllarda Hizbullah'ı yarattı. En önemlisi bu sorun Derin devleti yarattı ve o derin devlet, PKK'nın dallanıp budaklanmasını sağladı.
Her gelen hükümet sorunu tarif ve tahrif etmeye çalıştı. Türkiye'de g
HDP Milletvekilleri meclisin açılışında İstiklal Marşı'nı okumadı ve bu Türkiye'de tartışmalara neden oldu. Partinin Eş Başkanı Selhattin Demirtaş, HDP Milletvekillerinin İstiklal Marşı'nı okumamalarıyla ilgili olarak; "İstiklal Marşı'nın maneviyatını bilmiyor değiliz, kaynağını bilmiyor değiliz. He
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Haberyazilimi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Osmanoğlu
Gelişmekte olan ülke hastalıkları
Türkiye gerçekten gelişmekte olan bir ülke; Neden mi? Çünkü tartışma kültürümüz, olaylara bakış açımız ve varoluşçuluğu tartışılır bir yapı anlayışımız mevcut.
Koalisyonu tartışıyorduk ve o kadar seviyesi yerlerde bir tartışmayla yürüyor ki, vatandaş bunlara bakarak, “şimdi bunlar ortak mı olacaklar” şaşkınlığını yaşıyor.
Herkesin dik ve keskin çizgileri var, bazılarının resmen paralel. Samimiyetten uzak, sadece salt kendi fikirlerini, herkese yedirme-yedirtme anlayışı var ki, bunu kabullenmek mümkün değil.
“Sana Başbakanlık” verelim tarzı tedarikçi bir mantalitenin arkasında AK Parti hükümete girmesin de ne olursa olsun yaklaşımı da tutmadı.
Devlet Bahçeli, ilk defa belki de bahçesinden ağır bir devlet lafı etti. Böyle eyyamcı bir yaklaşım mı olur.
İş dünyası AK Parti CHP koalisyonu istiyormuş, niye ki acaba? Hedefleri güçlü bir Türkiye mi, yoksa ipi dışarda, ziller içerde çalan eski Türkiye şarkılarını söyletmek mi?
Sandıktan demokrasi galip çıktı ama istikrar çıkmadı ve inanın bu sandığa gitmeyen ve ya gidip de emanet oy verenleri bir hayli derinden üzdü.
Nasıl üzmesin ki?
Bırakın istikrarı, ülkenin bugüne kadar elde ettiği fiyakası treninin arka vagonlarına takıldı gidiyor. Buna sevinen avucunu ovuşturanlar da var ama yakındır o avuçlarını yalayacaklar.
Mamafih neden?
1- Bu çok başlı parlamentodan CHP-MHP ve HDP koalisyonu çıkmaz. MHP ve HDP asla bir araya gelmez(gelmemelerinin nedeni, tabanlarına verecek cevapları olmayışıdır)
2- CHP, hükümeti Almanya'dan SDP ile yapamayacağına göre tek çaresi AK Partidir.
3- MHP kendine en yakın tabanı AK Partiyi görür.
4- Hatta HDP tabanı dahi “seçim öncesi biz barajı aşalım ama AK Parti iktidar olsun” demiyor muydu?
Son tahlilde ortaya çıktı ki, AK Partisiz bir hükümet(koalisyon)olmaz.
Her şeye rağmen bu dörtlemeden bir koalisyon muhalefete karşın çıkar ama uzun soluklu olur mu? Olmaz. Mantık diyor ki, “kardeşim yine vatandaşa gelin, bu vatandaş ince ayar yapmayı sever ve istikrardan yana tavrını ortaya koyar ki, bu da hatadan dönülme olur ve AK Parti yine tek başına alıştığımız istikrarımızı korur.
Habire istikrar diyorum ve bu kelimenin altını kırmızıçizgiyle çiziyorum. AK Parti 13 yıldır vatandaşı fena şekilde refah ve huzura alıştırdı. Cebine giren ve cebinden çıkanın hesabı da ortada…
Muhalefetin seçim öncesi emekliye ve asgari ücretliye vermeyi vaat ettiği bütün uçuk rakamlara rağmen AK Parti yüzde 41'de kaldı ki, bu diğer partiler tarafından garipçe bir şekilde başarısızlık olarak gösterildi.
Hatta Kemal Bey çıktı partisinin aldığı yüzde 25 oyu unutarak yüzde 60'lık bir bloktan söz etti. Demek ki, 3 parti bir üst akıl tarafından donatılarak blok halinde seçimlere hazırlanılmış.
Tüh ki tüh bu üst akla ki, bütün blokları çatırdadı ve bu bloktan kimse birinci parti olmayı başaramadı.
Neden gelişmekte olan ülke hastalıkları dediğimi şimdi anladınız mı? Parti önüne yüzde 35'i koymuş ve yüzde 25'de kalmış ama o partinin genel başkanı kızarmadan bozarmadan hükümette olmak istiyor, hatta beyefendi Başbakanlık dağıtıyor.
Yine gelişmekte olan ülke hastalığıdır seçimden yenilgiyle çıkan Genel Başkan koltuğa daha fazla kuruluyor, daha sıkı sarılıyor. Kimse demiyor ki, “be adam başarısızsın bunun bedeli istifa etmektir” ama nerde o adam.
Ne de olsa gelişmekte olan ülkeyiz. Böyle muhalefet liderleri bize bir gömlek fazla, diyecek başkada bir şey yok.
Seçim, gerilim filmi kategorisinde geçti
14.06.2015 18:08Türkiye'de her seçime bir özellik kazandırmak modanın bir parçası oldu. 7 Haziran seçimlerine bu moda kapsamında yine çok özellik kazandırıldı. Film kategorisinde 7 Haziran seçimleri ‘Gerilim Filmleri' kategorisine girdi. Seçimin tartışıldığı 1 yıl boyunca toplum mühendisliği yapılmaya
Paralel yapıyla mücadele Güneydoğu’ya inmedi
18.06.2015 08:31“Sabahleyin uyandınız ve bahçede kafası ezilmiş bir yılan gördünüz. Bu sizi mutlu etti, nasıl olsa sizin için tehdit olabilecek bir yılanın kafası ezilmişti ama şunu düşünemediniz; bu yılanın kafasını kim ezdi?”Hikâye aslında tam olarak böyle başladı. Ergenekon soruşturması y
Gelişmekte olan ülke hastalıkları
22.06.2015 13:36Türkiye gerçekten gelişmekte olan bir ülke; Neden mi? Çünkü tartışma kültürümüz, olaylara bakış açımız ve varoluşçuluğu tartışılır bir yapı anlayışımız mevcut.Koalisyonu tartışıyorduk ve o kadar seviyesi yerlerde bir tartışmayla yürüyor ki, vatandaş bunlara bakarak, “şimdi bunlar ortak mı olac
Seni anlama kılavuzu
29.06.2015 16:39Türkiye'de Kürt sorunu, PKK sorununu yarattı. Bu sorun sonraki yıllarda koruculuğu, daha sonraki yıllarda Hizbullah'ı yarattı. En önemlisi bu sorun Derin devleti yarattı ve o derin devlet, PKK'nın dallanıp budaklanmasını sağladı. Her gelen hükümet sorunu tarif ve tahrif etmeye çalıştı. Türkiye'de g
İstiklal Marşı hangi ‘Irk’ için yazıldı?
30.06.2015 07:29HDP Milletvekilleri meclisin açılışında İstiklal Marşı'nı okumadı ve bu Türkiye'de tartışmalara neden oldu. Partinin Eş Başkanı Selhattin Demirtaş, HDP Milletvekillerinin İstiklal Marşı'nı okumamalarıyla ilgili olarak; "İstiklal Marşı'nın maneviyatını bilmiyor değiliz, kaynağını bilmiyor değiliz. He