Gülen Efendi; bu ülke seni artık yok hükmünde hatırlıyor
Yazının Giriş Tarihi: 12.08.2015 10:10
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.08.2015 10:10
PKK cinayetlerini işlemeye ve sokağa kaosu hâkim kılmaya devam ettiği bir süreçte, Paralel Yapı'nın savcıları Zekeriya Öz ve Celal kara tebdili kıyafet yaparak, Gürcistan üzerinden Ermenistan'a kaçtılar. İki savcıyla ilgili tutuklama kararı vardı. 17 Aralık operasyonunun baş aktörleri ülkeyi terk ettiler. Çok mu şaşılacak şey, bence değil ve bu kimseyi de şaşırtmamalı. Savcıların ülkeden kaçışı, Paralel Yapı'nın bir terör örgütü yapılanması olduğunu da gösteriyor. Devlet içinde devlet olmak ve hükümeti akamete uğratmak, ülkeyi uluslararası kamuoyuna şikâyet etmek ve derin devlet yapısı gerçekleştirmek, bu organizasyonun yaptığı bazı işler. FETÖ, bölgeye bütün gücünü aktarmış durumda. Maalesef bu adamları bölgeye göndermek, cezalandırmak değil, onlara operasyon yapma fırsatı tanımaktır ve ödüllendirmektir. Bölgedeki Emniyet teşkilatları Paralel Yapı'nın kontrolünde ve oldukça güçlüler. PKK ile beraber poz veren Paralel Yapı bugün için son umudunu PKK'ya bağlamış durumda. Peki, bölgede nasıl güçlendiler ve güçleri nedir? Dershanelerin kapatılmak istenmesi ile su yüzüne çıkan Paralel Yapı aslında hep vardı ama kendini yıllarca kamufle etmeyi başarmıştı. 5 Haziran 2012'de Erzurum'da yapılan Türkçe Olimpiyatlarında, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bakın o günlerde Fethullah Gülen için ne demiş: “Bu muhteşem bir eser. Peki, bu eserin bir müessiri yok mu, teşvik eden, gayrete getiren, arkasında duran birisi yok mu? Elbette hayatını Kur'an hizmetine adamış, insanlığa yön göstermiş, hizmet denen işin sırını öğretmiş, büyük mütefekkire teşekkür borcumuz var. Hüzünlü gurbetten şimdi Bursa'yı seyreden muhterem Fethullah Gülen'e şükranlarımı gönderiyorum. Rabbim afiyetler versin, sağlık sıhhat versin. Türkiye denince dünyanın dört bir tarafında milyonlarca insan seni hatırlıyor ve hatırlatıyor." Devletin başındakiler bu ihanet çetesini o günlerde bilmeden övüyorlardı onlar övünce, Valiler, Kaymakamlar, Emniyet Müdürleri de bu harekete hizmet ediyor ve biat ediyorlardı. Ne de olsa bütün atamalarda, tayinlerde bu adamların istediği oluyordu. Bölgede Valinin biri makamını bu yapıya teslim etmekten çekinmiyordu. Bu hareket, maalesef bu siyasi iktidarın günahıdır ve bu günah bu ülkeye ağır faturalar ödetmiştir ve ödetmeye devam etmektedir. Çok muhterem Fethullah Gülen ve şürekâsının bu ülkeye verdiği zararı ancak PKK verebildi. Şimdi bu hareket ile PKK birlikte hareket ediyorlar. Başörtüsüne “teferruat” diyen, Mavi Marmara'ya İsrail'in yaptığı kalleşçe katliamını görmezden gelen, Ariel Şaron gibi bir katile “vefat etti” diyen bir yapının PKK ile hareket etmesi şaşırtıcı değildir. Aksi çok da normaldir. Paralel Yapı ile mücadele kararlılıkla sürdürülmeli ve Paralel Yapıyla mücadele Güneydoğu'ya inmelidir. Güneydoğu, Paralel Yapı organizmanın hücre evlerini geliştirdiği, ameliyatlar gerçekleştirdiği-gerçekleştirebileceği bir bölge haline gelmiştir. Valinin biri ağzından kaçırmış, bölgede bir kentle ilgili olarak, “Emniyetin yüzde 65'i Paralel Yapıdır.” Diyor. Bu büyük bir tehlike… O Vali bunu biliyorsa gereğini neden yapmıyor, böylesi bir teşkilat bu ülkeye ne kadar büyük zararlar verir, bu hesaplanmaz mı? Paralel yapıyla mücadele, DEAİŞ ve PKK ile yapılan mücadele kapsamında ele alınmalı ve bu terör örgütüyle devlet bütün gücüyle mücadele etmelidir ve gereğini yapmalıdır. Bugün Paralel Yapı'nın en güçlü olduğu bölge Güneydoğu'dur ve bu çok büyük bir risktir. Savcılar kaçtı, bir de bekleyenler ve ölü hücreler var, Muammer Akkaş gibi intihar saldırısı planlayanlar ve bunu yapmaktan hiç çekinmeyecekler var. Hâkimliklerini yakan Metin Özçelik ve Mustafa Başer gibi daha çok Paralel Yapı elemanı var. Türkiye denince dünyanın dört bir tarafında milyonlarca insan seni hatırlıyor ve hatırlatıyor ama nasıl artık nasıl hatırlıyor? Bedduacı hoca olarak, ihanetçi olarak, kasetçi olarak, provokasyoncu olarak ve artık bu ülke için hiçbir şey-yok hükmünde olarak hatırlanıyorsun.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Osmanoğlu
Gülen Efendi; bu ülke seni artık yok hükmünde hatırlıyor
PKK cinayetlerini işlemeye ve sokağa kaosu hâkim kılmaya devam ettiği bir süreçte, Paralel Yapı'nın savcıları Zekeriya Öz ve Celal kara tebdili kıyafet yaparak, Gürcistan üzerinden Ermenistan'a kaçtılar. İki savcıyla ilgili tutuklama kararı vardı.
17 Aralık operasyonunun baş aktörleri ülkeyi terk ettiler. Çok mu şaşılacak şey, bence değil ve bu kimseyi de şaşırtmamalı. Savcıların ülkeden kaçışı, Paralel Yapı'nın bir terör örgütü yapılanması olduğunu da gösteriyor.
Devlet içinde devlet olmak ve hükümeti akamete uğratmak, ülkeyi uluslararası kamuoyuna şikâyet etmek ve derin devlet yapısı gerçekleştirmek, bu organizasyonun yaptığı bazı işler.
FETÖ, bölgeye bütün gücünü aktarmış durumda. Maalesef bu adamları bölgeye göndermek, cezalandırmak değil, onlara operasyon yapma fırsatı tanımaktır ve ödüllendirmektir.
Bölgedeki Emniyet teşkilatları Paralel Yapı'nın kontrolünde ve oldukça güçlüler. PKK ile beraber poz veren Paralel Yapı bugün için son umudunu PKK'ya bağlamış durumda.
Peki, bölgede nasıl güçlendiler ve güçleri nedir?
Dershanelerin kapatılmak istenmesi ile su yüzüne çıkan Paralel Yapı aslında hep vardı ama kendini yıllarca kamufle etmeyi başarmıştı.
5 Haziran 2012'de Erzurum'da yapılan Türkçe Olimpiyatlarında, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bakın o günlerde Fethullah Gülen için ne demiş: “Bu muhteşem bir eser. Peki, bu eserin bir müessiri yok mu, teşvik eden, gayrete getiren, arkasında duran birisi yok mu? Elbette hayatını Kur'an hizmetine adamış, insanlığa yön göstermiş, hizmet denen işin sırını öğretmiş, büyük mütefekkire teşekkür borcumuz var. Hüzünlü gurbetten şimdi Bursa'yı seyreden muhterem Fethullah Gülen'e şükranlarımı gönderiyorum. Rabbim afiyetler versin, sağlık sıhhat versin. Türkiye denince dünyanın dört bir tarafında milyonlarca insan seni hatırlıyor ve hatırlatıyor."
Devletin başındakiler bu ihanet çetesini o günlerde bilmeden övüyorlardı onlar övünce, Valiler, Kaymakamlar, Emniyet Müdürleri de bu harekete hizmet ediyor ve biat ediyorlardı. Ne de olsa bütün atamalarda, tayinlerde bu adamların istediği oluyordu.
Bölgede Valinin biri makamını bu yapıya teslim etmekten çekinmiyordu. Bu hareket, maalesef bu siyasi iktidarın günahıdır ve bu günah bu ülkeye ağır faturalar ödetmiştir ve ödetmeye devam etmektedir.
Çok muhterem Fethullah Gülen ve şürekâsının bu ülkeye verdiği zararı ancak PKK verebildi. Şimdi bu hareket ile PKK birlikte hareket ediyorlar. Başörtüsüne “teferruat” diyen, Mavi Marmara'ya İsrail'in yaptığı kalleşçe katliamını görmezden gelen, Ariel Şaron gibi bir katile “vefat etti” diyen bir yapının PKK ile hareket etmesi şaşırtıcı değildir. Aksi çok da normaldir.
Paralel Yapı ile mücadele kararlılıkla sürdürülmeli ve Paralel Yapıyla mücadele Güneydoğu'ya inmelidir. Güneydoğu, Paralel Yapı organizmanın hücre evlerini geliştirdiği, ameliyatlar gerçekleştirdiği-gerçekleştirebileceği bir bölge haline gelmiştir.
Valinin biri ağzından kaçırmış, bölgede bir kentle ilgili olarak, “Emniyetin yüzde 65'i Paralel Yapıdır.” Diyor. Bu büyük bir tehlike… O Vali bunu biliyorsa gereğini neden yapmıyor, böylesi bir teşkilat bu ülkeye ne kadar büyük zararlar verir, bu hesaplanmaz mı?
Paralel yapıyla mücadele, DEAİŞ ve PKK ile yapılan mücadele kapsamında ele alınmalı ve bu terör örgütüyle devlet bütün gücüyle mücadele etmelidir ve gereğini yapmalıdır. Bugün Paralel Yapı'nın en güçlü olduğu bölge Güneydoğu'dur ve bu çok büyük bir risktir.
Savcılar kaçtı, bir de bekleyenler ve ölü hücreler var, Muammer Akkaş gibi intihar saldırısı planlayanlar ve bunu yapmaktan hiç çekinmeyecekler var. Hâkimliklerini yakan Metin Özçelik ve Mustafa Başer gibi daha çok Paralel Yapı elemanı var.
Türkiye denince dünyanın dört bir tarafında milyonlarca insan seni hatırlıyor ve hatırlatıyor ama nasıl artık nasıl hatırlıyor? Bedduacı hoca olarak, ihanetçi olarak, kasetçi olarak, provokasyoncu olarak ve artık bu ülke için hiçbir şey-yok hükmünde olarak hatırlanıyorsun.