Önceki gün Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi'nde yapılan Japon Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı'nın açılışına katıldım. Çevremizi kuşatan onca sıkıntılı siyasi sürece rağmen bu topraklarda nefes alacağımız, olup bitenleri anlamamızı sağlayacak iyi ve farklı şeyler de yapılıyor. Bu toprakları anlamlı ve zengin kılan Hacı Bektaş Veli felsefesini bugüne ve yarına aktarmak, dünyanın öbür ucundan yıllardır Kapadokya'ya akın eden Japonlar ve farklı halklarla buluşturmak için ciddi bir çaba harcanıyor. O çabalardan biri de Japon Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün açılması. O açılışa Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. MazharBağlı'nın daveti üzerine katılıyorum. Kapadokya, bir doğa harikası olarak dünyaca biliniyor ama ilginçtir en çok ilgiyi Japonlar gösteriyor. Açılışla ilgili görselleri gazeteci arkadaşım Hıdır Geviş, sosyal medyada paylaşınca ilginç bir merakla karşılaştık. Neden Japonlar Kapadokya'yı tercih ediyor? En ilgi çekici yorum dostumuz ErolGöka'dan geldi; "Japonlar, ziyaretettikleri ülkenin ortasını (ki o bizdeKapadokya) görmeden inançlarınagöre ziyaretleri eksik kalırmış"Bu yorumu, açılışa katılan ve Japonyaüzerine akademik çalışma yapanlarasordum. Onlar bu ilgiyi JaponlarınKapadokya'yı sevmelerine ve gönüllü tanıtımlarınabağlıyor. Benzer bir durum son dönemde sayısı giderek artan Güney Koreliler için de söyleniyor. Nedeni ne olursa olsun, Japonlar, en zor dönemlerde bile yılda en az 500 bin ziyaretçi ile Kapadokya'yı yalnız bırakmıyor. Geçmişte 3 milyona kadar çıktığı bile olmuş... Bu nedenle Japon Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün Nevşehir'de açılması yerinde bir karar. Şimdi sıra, bu ilgiyi bir adım ileri götürüp, üniversiteye adını veren Hacı Bektaş Veli felsefesiyle buluşturmakta... Bu konuda Rektör Prof. Bağlı bir hayli iddialı. Önce şöyle diyor: "Burası çok önemli bir turizm destinasyonu. Turizm sektörünün buradaçok büyük yatırımları var. Bu yatırımlarınbir katma değer üretmesi içinüniversitenin bu bölgeye katkı sağlamasıgerekiyor. Çünkü bilinçli birturist geliyor. Buranın kültürünü bilen,ilişki kuran ve gittikleri yerlerde bunuanlatan bir turist. Gönüllü elçimizbunlar. Bizim de onları anlayacak biryaklaşıma ihtiyacımız var." O anlayışın yolunu da şöyle gösteriyor: "Hacı Bektaş Veli felsefesi... Bugündünyadaki en önemli sorun farklılıklarınbarış içinde birlikte yaşatılmasıdır. Bunun ilk felsefesini oluşturan bir derviş,bir sufi olarak Hacı Bektaşi Veliçok önemli bir şahsiyet. Biz onun bizebıraktığı mirası, hem bir sonraki nesletaşımak hem de dünya halklarına ulaştırmakistiyoruz. Bunun için özel akademikçalışmalar yapacağız." Aslında bunu yapacak üniversite bünyesindeHacı Bektaş Veli Araştırma Enstitüsüde var. Ama ne yazık ki, bugüne kadar hiçbirçalışma yapılmamış... Durumu "maalesef"diye açıklayan Prof. Bağlı, yine deumutlu konuşuyor: "10 sene geçmiş. Enstitünün kadrosundabir araştırma görevlisi varama o da başka yerde görevli. Bizbunun çalışmalarını başlattık ve aşacağımızainanıyorum." Bu çalışmalar, sayıları giderek artan amayetersizlikleri nedeniyle eleştirilen üniversitelerinbölgelerine ne katacağının ilk işaretleri. Derin değişimi sonraki yıllarda göreceğiz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
Hacı Bektaş Veli ve Japonlar
Önceki gün Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi'nde yapılan Japon Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı'nın açılışına katıldım.
Çevremizi kuşatan onca sıkıntılı siyasi sürece rağmen bu topraklarda nefes alacağımız, olup bitenleri anlamamızı sağlayacak iyi ve farklı şeyler de yapılıyor.
Bu toprakları anlamlı ve zengin kılan Hacı Bektaş Veli felsefesini bugüne ve yarına aktarmak, dünyanın öbür ucundan yıllardır Kapadokya'ya akın eden Japonlar ve farklı halklarla buluşturmak için ciddi bir çaba harcanıyor.
O çabalardan biri de Japon Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün açılması.
O açılışa Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. MazharBağlı'nın daveti üzerine katılıyorum.
Kapadokya, bir doğa harikası olarak dünyaca biliniyor ama ilginçtir en çok ilgiyi Japonlar gösteriyor. Açılışla ilgili görselleri gazeteci arkadaşım Hıdır Geviş, sosyal medyada paylaşınca ilginç bir merakla karşılaştık.
Neden Japonlar Kapadokya'yı tercih ediyor?
En ilgi çekici yorum dostumuz Erol Göka'dan geldi; "Japonlar, ziyaret ettikleri ülkenin ortasını (ki o bizde Kapadokya) görmeden inançlarına göre ziyaretleri eksik kalırmış" Bu yorumu, açılışa katılan ve Japonya üzerine akademik çalışma yapanlara sordum. Onlar bu ilgiyi Japonların Kapadokya'yı sevmelerine ve gönüllü tanıtımlarına bağlıyor.
Benzer bir durum son dönemde sayısı giderek artan Güney Koreliler için de söyleniyor.
Nedeni ne olursa olsun, Japonlar, en zor dönemlerde bile yılda en az 500 bin ziyaretçi ile Kapadokya'yı yalnız bırakmıyor.
Geçmişte 3 milyona kadar çıktığı bile olmuş...
Bu nedenle Japon Dili ve Edebiyatı Bölümü'nün Nevşehir'de açılması yerinde bir karar.
Şimdi sıra, bu ilgiyi bir adım ileri götürüp, üniversiteye adını veren Hacı Bektaş Veli felsefesiyle buluşturmakta...
Bu konuda Rektör Prof. Bağlı bir hayli iddialı. Önce şöyle diyor:
"Burası çok önemli bir turizm destinasyonu.
Turizm sektörünün burada çok büyük yatırımları var. Bu yatırımların bir katma değer üretmesi için üniversitenin bu bölgeye katkı sağlamasıgerekiyor. Çünkü bilinçli bir turist geliyor. Buranın kültürünü bilen, ilişki kuran ve gittikleri yerlerde bunu anlatan bir turist. Gönüllü elçimiz bunlar. Bizim de onları anlayacak bir yaklaşıma ihtiyacımız var."
O anlayışın yolunu da şöyle gösteriyor:
"Hacı Bektaş Veli felsefesi... Bugün dünyadaki en önemli sorun farklılıklarınbarış içinde birlikte yaşatılmasıdır.
Bunun ilk felsefesini oluşturan bir derviş, bir sufi olarak Hacı Bektaşi Veliçok önemli bir şahsiyet. Biz onun bize bıraktığı mirası, hem bir sonraki nesletaşımak hem de dünya halklarına ulaştırmak istiyoruz. Bunun için özel akademik çalışmalar yapacağız."
Aslında bunu yapacak üniversite bünyesinde Hacı Bektaş Veli Araştırma Enstitüsüde var. Ama ne yazık ki, bugüne kadar hiçbir çalışma yapılmamış... Durumu "maalesef" diye açıklayan Prof. Bağlı, yine de umutlu konuşuyor:
"10 sene geçmiş. Enstitünün kadrosunda bir araştırma görevlisi var ama o da başka yerde görevli. Biz bunun çalışmalarını başlattık ve aşacağımızainanıyorum."
Bu çalışmalar, sayıları giderek artan ama yetersizlikleri nedeniyle eleştirilen üniversitelerin bölgelerine ne katacağının ilk işaretleri.
Derin değişimi sonraki yıllarda göreceğiz.