Kendimi bildim bileli bu ülkede hep bu milletin zekâsıyla ve iradesiyle dalga geçildi. İnsanların düşüncelerine ve fikirlerine, siyasi görüşlerine asla saygı gösterilmedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı diktatörlükle suçlayanlar kendi mazilerini unuttular.

Bin yıl sürecek denen 28 Şubat sürecini destekleyen politikacılar, sözde aydınlar, sözde gazeteciler, kurmak istedikleri ve kısmen kurdukları diktatör yapıyı unutmuşa benziyorlar.

Türkiye'de diktatörlük vardı ama o yılları bugünlerde arayanlar hastalıklı bir beyne sahipler. Bu ülke kurulurken, kurucuları çok mu demokrattı.

Bu ülke 1950'ye kadar geçen zaman içinde demir yumrukla, tek seslilikle yönetilmedi mi?

Diktatörlüğün ne olduğunu en iyi CHP'liler bilir. Dönün ve bakın mazinize, kendinize tuttuğunuz o ayna size, sizlerin kim olduğunu hatırlatacaktır.

Türkiye tarihinde hiçbir zaman bu kadar özgür bir basınla karşılaşmadı.

Medya bu ülkenin başkomutanına ve hatta Başkomutanın ailesine etmedik hakaret bırakmıyor ama tutuklanan yok, tehdit edilen yok.

Herkes özgürce istediği her şeyi yazıyor, hatta özgürlük sınırlarını dahi zorlayarak tenkidi hakarete dönüştürecek şekilde kalem sallıyor.

Eğer bu ülke denildiği gibi diktatörün ülkesi olsaydı, hiç kimse böyle fütursuzca yazı yazamazdı, haber yapamazdı, konuşamazdı.

Dünyada diktatör mü arıyorsunuz, Kuzey Kore liderine bakın, ülkesini kan gölüne çeviren, halkını acımasızca katleden Beşar Esed'e bakın.

Recep Tayyip Erdoğan'a büyük haksızlık yapılıyor ve artık bu pir-i fani insana yapılanlar vicdanları yaralıyor.

Hedef aslında Recep Tayyip Erdoğan gibi gösterilirken aslında uluslararası güçlerin ve içerdeki uşaklarının hedefi güçlü Türkiye'dir.

Coğrafyasında, dünyada, İslam alemine payitahtlık yapacak güçlü bir Türkiye istemiyorlar.

Güçlü bir Türkiye İslam ülkeleri için modeldir ve o güçlü Türkiye İslam aleminin payitahtıdır, gözdesidir. Eğer Türkiye düşerse İslam ülkelerinin tamamının umudu kırılır. Bu yüzden Türkiye'yi hedef alıyorlar.

Türkiye'nin Ortadoğu'da güçlenmesi ,bu coğrafyada en çok İran'ı huzursuz ediyor. Emperyalist İran, yayılımcı politikasını asırlardır sürdürüyor.

Osmanlı'nın bu bölgede Şah Tahmasp'a kök söktürdüğünü Perslerin Osmanlıya boyun eğmek sorunda kaldığını tarih anlatıyor.

İran bu bölgeyi Şia bölgesine dönüştürmek istiyor. Suriye'de bu yüzden Baasçı zalim Esed'in yanında saf tutuyor. Baasçı da olsa Şia olsun mantığı İran'ın gerçek yüzünü gösteriyor.

Türkiye bugün sadece İran'la değil, ikiyüzlü Avrupa'nın şımarık çocukları ve riyakar Amerika'yla ve tabi ki içerdeki uşaklarla mücadele ediyor.

Mason hareket FETÖ bu işin taşeronluğunu üstlenmiş durumda. İhanet içerde olunca, dışarıya yeterince dönemiyorsunuz, Paralel yapı denen örgütlenmenin ipini elinde tutanların da hedefi bu değil midir?

Ortada çok büyük ve acımasız, ihanetlerle dolu, paralelciklerle dolu bir senaryo var. Tek hedefleri de Türkiye'yi güçsüzleştirmek.

Bu paralel yapıların unuttukları bir tek şey var, onlar ne kadar şeytanla ortaklık edip, kahpece planlar yapsalar da karşıların da zekâsıyla dalga geçtikleri bu kahraman millet var ve bu millet 1 Kasım'da bütün şer ortaklarının planlarını cehenneme gömecektir.