CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “10 Ağustos 2014 sonrası Türkiye'de yönetim sistemi bir anlamda değişmiştir. Yapılması gereken bu fiili durumun anayasal olarak kesinleştirilmesidir” sözlerini ‘açık darbe' olarak değerlendirdi. E Günaydın kardeşim ama bir farkla, o dediğin darbe değil; değişimdir. Sistem değişti zaten. Ne zaman mı? Halk Cumhur Reisi kendi seçtiği zaman, sistem de kendiliğinden değişti. Hani şu senin “Ekmeleddin” vardı ya, seçimi kaybeden. “İnsanoğlu balık hafızalıdır” derler, bizim Kemal Kılıçdaroğlu'da öyle. Sadece bu balığın bir tek farkı var. İstediğini hatırlıyor, istemediğini hatırlamıyor. SSK Genel Müdürüyken işe aldığı akrabalarını hatırlamıyor, bu ülkeye ne kadar zarar ettirdiğini de hatırlamıyor, hatta Genel müdürlük yaptığını hayal meyal hatırlıyor ama Bay Kemal, halkın Cumhurbaşkanını seçtiğini hatırlamıyor. Böylelikle sistemin değiştiğini de hatırlamıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimini ezkaza Ekmelledin kazansaydı, bugün Kemal Kılıçdaroğlu ne derdi? Eğer tek başına iktidarda olsaydı, bugün duruşu nasıl olurdu? İktidara tek başına gelmeyi rüyasında dahi görse, alnından boncuk boncuk ter atardı. Kendisi dâhil, hiçbir CHP'li tek başına iktidar olmayı hayal bile edemez. Hayallerinin bile ötesinde Cumhurbaşkanlığı makamına erişemezler. Kedi ne demişti hatırlayın, “bu ciğer murdar.” Ulaşamadığın makamı murdar etmeye çalışırsın. Kılıçdaroğlu'da onu yapıyor. Türkiye yanmış, ekonomi çökmüş, terör azmış, sokaklar kan gölü olmuş, Kılıçdaroğu'nun umurunda mı? Nasıl olsa CHP, ebedi istirgahatı olan ana muhalefette yatıyor. Bu onlara yetiyor. Fazla bile. Muhalefet makamı onların bu ülkede gelebilecekleri en üst makam ve onlarda biliyorlar ki, onlar için bunun üstünde, milletin onlara tevdi edeceği bir makam da yok. Muhalefette olunca, sorumluluğunda yok. Parti binalarını hedef alan terör örgütü de yok. Hatta o örgütlere mesafende yok. Gezi'de gezici başını sen tutmadın mı? Bu ülkede sivil bir darbe yapmaya çalışmadın mı? Onu da beceremedin, eline yüzüne bulaştırmadın mı?. Neymiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylemi,” Açık darbeymiş.” Sizin Gezi'de yaptığınız neydi, “Kapalı darbe mi?” Kemal bey büyük ihtimalle, SSK Genel Müdürlüğü'ndeki icraatlarını unuttuğu gibi Gezi günlerini de unutmuştur. Evet, Kemal Bey, isteseniz de, istemeseniz de sistem değişti. Sen parlamentoya torpilli yerlerden seçilerek gidiyorsun ya, torpilli adamlarını o parlamentoya taşıyorsun ya ve buna parti içi demokrasi zırvaları adı altında masallar anlatıyorsun ya ve biz de safız ve inanıyoruz ya… Yine de senin bütün bu hikâyene saygı duyuyoruz da, Sen milletin seçtiği Cumhurbaşkanı makamına neden saygı göstermiyorsun. Bay Kemal çok şakacı, onu çocuklarımıza “masalcı dede” olarak izlettirelim ki, bu ülkede insanlar, “balık hafızası” nedir unutmasınlar ve sıra dışı bir balık hikâyesi izlesinler, masalcı dedenin anlattıklarına kahkahalarla gülsünler. Gülmeyi unuttuğumuz bugünlerde bizi güldürdüğü için, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na milletim adına teşekkürü bir borç biliyorum. İyi ki varsın Kemal Bey. Hep orda kal, hep bildiğimiz gibi muhalefette kal ve bizleri güldürmeye devam et.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Osmanoğlu
Hep orda kal!
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “10 Ağustos 2014 sonrası Türkiye'de yönetim sistemi bir anlamda değişmiştir. Yapılması gereken bu fiili durumun anayasal olarak kesinleştirilmesidir” sözlerini ‘açık darbe' olarak değerlendirdi.
E Günaydın kardeşim ama bir farkla, o dediğin darbe değil; değişimdir. Sistem değişti zaten. Ne zaman mı? Halk Cumhur Reisi kendi seçtiği zaman, sistem de kendiliğinden değişti. Hani şu senin “Ekmeleddin” vardı ya, seçimi kaybeden.
“İnsanoğlu balık hafızalıdır” derler, bizim Kemal Kılıçdaroğlu'da öyle. Sadece bu balığın bir tek farkı var. İstediğini hatırlıyor, istemediğini hatırlamıyor.
SSK Genel Müdürüyken işe aldığı akrabalarını hatırlamıyor, bu ülkeye ne kadar zarar ettirdiğini de hatırlamıyor, hatta Genel müdürlük yaptığını hayal meyal hatırlıyor ama Bay Kemal, halkın Cumhurbaşkanını seçtiğini hatırlamıyor. Böylelikle sistemin değiştiğini de hatırlamıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçimini ezkaza Ekmelledin kazansaydı, bugün Kemal Kılıçdaroğlu ne derdi? Eğer tek başına iktidarda olsaydı, bugün duruşu nasıl olurdu?
İktidara tek başına gelmeyi rüyasında dahi görse, alnından boncuk boncuk ter atardı. Kendisi dâhil, hiçbir CHP'li tek başına iktidar olmayı hayal bile edemez. Hayallerinin bile ötesinde Cumhurbaşkanlığı makamına erişemezler.
Kedi ne demişti hatırlayın, “bu ciğer murdar.” Ulaşamadığın makamı murdar etmeye çalışırsın. Kılıçdaroğlu'da onu yapıyor. Türkiye yanmış, ekonomi çökmüş, terör azmış, sokaklar kan gölü olmuş, Kılıçdaroğu'nun umurunda mı?
Nasıl olsa CHP, ebedi istirgahatı olan ana muhalefette yatıyor. Bu onlara yetiyor. Fazla bile. Muhalefet makamı onların bu ülkede gelebilecekleri en üst makam ve onlarda biliyorlar ki, onlar için bunun üstünde, milletin onlara tevdi edeceği bir makam da yok.
Muhalefette olunca, sorumluluğunda yok. Parti binalarını hedef alan terör örgütü de yok. Hatta o örgütlere mesafende yok. Gezi'de gezici başını sen tutmadın mı? Bu ülkede sivil bir darbe yapmaya çalışmadın mı? Onu da beceremedin, eline yüzüne bulaştırmadın mı?.
Neymiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın söylemi,” Açık darbeymiş.” Sizin Gezi'de yaptığınız neydi, “Kapalı darbe mi?” Kemal bey büyük ihtimalle, SSK Genel Müdürlüğü'ndeki icraatlarını unuttuğu gibi Gezi günlerini de unutmuştur.
Evet, Kemal Bey, isteseniz de, istemeseniz de sistem değişti. Sen parlamentoya torpilli yerlerden seçilerek gidiyorsun ya, torpilli adamlarını o parlamentoya taşıyorsun ya ve buna parti içi demokrasi zırvaları adı altında masallar anlatıyorsun ya ve biz de safız ve inanıyoruz ya…
Yine de senin bütün bu hikâyene saygı duyuyoruz da, Sen milletin seçtiği Cumhurbaşkanı makamına neden saygı göstermiyorsun.
Bay Kemal çok şakacı, onu çocuklarımıza “masalcı dede” olarak izlettirelim ki, bu ülkede insanlar, “balık hafızası” nedir unutmasınlar ve sıra dışı bir balık hikâyesi izlesinler, masalcı dedenin anlattıklarına kahkahalarla gülsünler.
Gülmeyi unuttuğumuz bugünlerde bizi güldürdüğü için, Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na milletim adına teşekkürü bir borç biliyorum. İyi ki varsın Kemal Bey. Hep orda kal, hep bildiğimiz gibi muhalefette kal ve bizleri güldürmeye devam et.