Türkiye önemli bir eşiği geçti, öyle bir eşik ki bu ülkeyi uçurumun kenarından aldı. 7 Haziran seçimlerinin sonuçları koalisyonu işaret ederken, kaosa da merhaba diyordu ve kaos seçimler biter bitmez başladı.
PKK'nın silahlı, mayınlı, Hendekli bombalı saldırılarına İŞİD'in bomba ve saldırıları eklenince, iç savaş çığırtkanlığı yapanların iştahları iyice kabardı. Türkiye dahili ve harici düşmanlarla karşı karşıyaydı ve milli mücadele vermenin zamanı gelmişti.
İnsanların kafası karışık değildi, sadece kafaları karışıkmış gibi bir algı yaratmak isteyen dış güdümlü bir medya vardı. FETÖ tipi ihanet çeteleri vardı ve kaostan beslenen PKK vardı.
Millet 1 Kasım günü normal bir seçime gitmedi, Türkiye'nin istiklali ve istikbalini oyladı. Millet egemenliğin kayıtsız şartsız kendisinde olduğunu sandıkta dosta-düşmana gösterdi.
AK Parti bir Türkiye gerçeğidir ve bir özgürlük hikayesidir. Başrollerinde Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve AK parti kadroları vardır. 13 Yıl önce Türkiye'yi kaos ve karanlıklardan alıp, özgür ve bağımsız, ekonomisi güçlü bir ülke yaratmak için mücadele ettiler ve etmeye de devam edecekler.
Bugün Türkiye için yeni bir gün ve çalışmak, üretmek için, ülkeye değer katmak için, 2023'e doğru tekrar revan olmak kutsal bir gün. Bu ülke ve bu millet hiç kimseye müstemleke olmayacağını yine gösterdi ve bu gücün kendisinde olduğunu herkese haykırdı.
AK Parti 13 yıl sonra yapılan genel seçimde eğer yüzde 50'yi buluyorsa muhalefet partilerinin şapkalarını önlerine koymaları gerekiyor. Hatta o Genel Başkanlık koltuklarında birilerinin artık durmaması gerekiyor ki ama nerede o adamlarda o asil duruş.
Bir TV kanalında İsmail Küçükkaya diye bir gazeteci AK Parti'nin aldığı yüzde 5o oyun şokunu hala üstünden atamamış ki, çıkıp diyor ki, ”Bu ülkenin yarısı sevinç yaşıyor, yarısı matem. Bu ülke kamplaştı ama biz mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. “
Siyasi parti lideri gibi açıklamalar yapıyor. Neyin mücadelesini ve kime karşı yapıyorsun. Bu ülke kamplaştı diyen beyefendi Amerika'dan haberi yok. Amerika'da yüzyıldır iki parti var. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar. Demek ki Amerika son yüzyıldır kamplaşmış durumda. Oysa Türkiye'de ileri demokrasi var. Kaç parti seçimde mücadele ediyor. Sandık güvenliği var. Her partinin hakkı korunuyor. Türkiye'de 4 parti var. İki kamp yok.
Bu adamı seyrederken bu seçimler Uganda da mı yapıldı, bu adam hangi ülkede yaşıyor diye düşündüm. Yazık hala milletin özgür iradesini içine sindiremeyenler var.
Gazetenin biri adını dahi zikretmiyorum ki, reklamını yapmayayım, değer vermeyeyim. Birinci sayfasına beyin fotoğrafı koymuş, millete hakaret ediyor, “sandığa giderken beyninizi yanınıza alın” diyor.
Aslında o gazete o sayfada kendi beyinsizliğini de göstermiş oluyor. Bu millet işte o zihniyetlere tokadını bastı. Hadlerini sandıkta bildirdi. Seçimin en komik anı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından bir paraftı. Ne diyor Kılıçdaroğlu, “Oyumuzu arttırdık ama sevinmiyoruz.” Güler misin, ağlar mısın bir Türkiye manzarası.
Lakin Kemal Beye de saygı duyuyorum, iktidarı hayalinde bile göremeyecek bir partinin Genel Başkanı daha nasıl kendini mutlu edecek. Bırakalım Kemal Bey oyunu arttırdığına sevinsin. İyi ki bu ülkede CHP var, iyi ki Kemal Kılıçdaroğlu var, yoksa nece olurdu bu ülkenin hali.
Muhalefeti bile çekilmeyen bir partinin iktidarda olduğunu düşünsenize ama düşünemiyorsunuz, çünkü bu sadece bir hayal ve fantezi. MHP'ye bir şey demiyorum, Devlet sayesinde AK Parti tek başına yine iktidar. Bizim Devlet Bahçeli'ye ihtiyacımız hep olacak. Yoksa bu ülke nasıl düzlüğe çıksın değil mi ama...
Seçim mi, bir daha ki gelsin nasıl olsa yenilen güreşçiler güreşe doymuyorlar.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Osmanoğlu
Herkese rağmen yine yeniden AK Parti
Türkiye önemli bir eşiği geçti, öyle bir eşik ki bu ülkeyi uçurumun kenarından aldı. 7 Haziran seçimlerinin sonuçları koalisyonu işaret ederken, kaosa da merhaba diyordu ve kaos seçimler biter bitmez başladı.
PKK'nın silahlı, mayınlı, Hendekli bombalı saldırılarına İŞİD'in bomba ve saldırıları eklenince, iç savaş çığırtkanlığı yapanların iştahları iyice kabardı. Türkiye dahili ve harici düşmanlarla karşı karşıyaydı ve milli mücadele vermenin zamanı gelmişti.
İnsanların kafası karışık değildi, sadece kafaları karışıkmış gibi bir algı yaratmak isteyen dış güdümlü bir medya vardı. FETÖ tipi ihanet çeteleri vardı ve kaostan beslenen PKK vardı.
Millet 1 Kasım günü normal bir seçime gitmedi, Türkiye'nin istiklali ve istikbalini oyladı. Millet egemenliğin kayıtsız şartsız kendisinde olduğunu sandıkta dosta-düşmana gösterdi.
AK Parti bir Türkiye gerçeğidir ve bir özgürlük hikayesidir. Başrollerinde Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve AK parti kadroları vardır. 13 Yıl önce Türkiye'yi kaos ve karanlıklardan alıp, özgür ve bağımsız, ekonomisi güçlü bir ülke yaratmak için mücadele ettiler ve etmeye de devam edecekler.
Bugün Türkiye için yeni bir gün ve çalışmak, üretmek için, ülkeye değer katmak için, 2023'e doğru tekrar revan olmak kutsal bir gün. Bu ülke ve bu millet hiç kimseye müstemleke olmayacağını yine gösterdi ve bu gücün kendisinde olduğunu herkese haykırdı.
AK Parti 13 yıl sonra yapılan genel seçimde eğer yüzde 50'yi buluyorsa muhalefet partilerinin şapkalarını önlerine koymaları gerekiyor. Hatta o Genel Başkanlık koltuklarında birilerinin artık durmaması gerekiyor ki ama nerede o adamlarda o asil duruş.
Bir TV kanalında İsmail Küçükkaya diye bir gazeteci AK Parti'nin aldığı yüzde 5o oyun şokunu hala üstünden atamamış ki, çıkıp diyor ki, ”Bu ülkenin yarısı sevinç yaşıyor, yarısı matem. Bu ülke kamplaştı ama biz mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. “
Siyasi parti lideri gibi açıklamalar yapıyor. Neyin mücadelesini ve kime karşı yapıyorsun. Bu ülke kamplaştı diyen beyefendi Amerika'dan haberi yok. Amerika'da yüzyıldır iki parti var. Cumhuriyetçiler ve Demokratlar. Demek ki Amerika son yüzyıldır kamplaşmış durumda.
Oysa Türkiye'de ileri demokrasi var. Kaç parti seçimde mücadele ediyor. Sandık güvenliği var. Her partinin hakkı korunuyor. Türkiye'de 4 parti var. İki kamp yok.
Bu adamı seyrederken bu seçimler Uganda da mı yapıldı, bu adam hangi ülkede yaşıyor diye düşündüm. Yazık hala milletin özgür iradesini içine sindiremeyenler var.
Gazetenin biri adını dahi zikretmiyorum ki, reklamını yapmayayım, değer vermeyeyim. Birinci sayfasına beyin fotoğrafı koymuş, millete hakaret ediyor, “sandığa giderken beyninizi yanınıza alın” diyor.
Aslında o gazete o sayfada kendi beyinsizliğini de göstermiş oluyor. Bu millet işte o zihniyetlere tokadını bastı. Hadlerini sandıkta bildirdi.
Seçimin en komik anı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından bir paraftı. Ne diyor Kılıçdaroğlu, “Oyumuzu arttırdık ama sevinmiyoruz.” Güler misin, ağlar mısın bir Türkiye manzarası.
Lakin Kemal Beye de saygı duyuyorum, iktidarı hayalinde bile göremeyecek bir partinin Genel Başkanı daha nasıl kendini mutlu edecek. Bırakalım Kemal Bey oyunu arttırdığına sevinsin. İyi ki bu ülkede CHP var, iyi ki Kemal Kılıçdaroğlu var, yoksa nece olurdu bu ülkenin hali.
Muhalefeti bile çekilmeyen bir partinin iktidarda olduğunu düşünsenize ama düşünemiyorsunuz, çünkü bu sadece bir hayal ve fantezi.
MHP'ye bir şey demiyorum, Devlet sayesinde AK Parti tek başına yine iktidar. Bizim Devlet Bahçeli'ye ihtiyacımız hep olacak. Yoksa bu ülke nasıl düzlüğe çıksın değil mi ama...
Seçim mi, bir daha ki gelsin nasıl olsa yenilen güreşçiler güreşe doymuyorlar.