FETÖ terör Örgütü Üyelerinin en iyi bildiği şey, algı operasyonu yapmak ve algı operasyonunu yönetmektir. Bakın, algı yaratmak bir durumdur ama o durumu yönetmek ustalıktır.
FETÖ, algı operasyonlarını yönetmekte mahirdir. Şimdiden kafa karışıklıkları yarattılar bile. FETÖ üyeleri, açığa çıkmamak adına toplumun merhamet ve adalet duygularını kullanmaya başladılar. FETÖ için söylenecek birçok adlandırma var ama en net ve doğrusu; münafıklıktır. Bu adamlar İbni Selül'ün soyundan. Münafık, her role girer ve herkesin yanında saf tutar, kendini hep saklar ama kötülükten de geri kalmaz. Bu FETÖ Terör Örgütü üyelerinin de ruh halleri İbni Selül'ü yansıtır. Bu münafıklar ülkeyi emperyalizmin kucağına oturtmak istediler ve 15 Temmuz'da karanlık yüzlerini gösterdiler. Darbe girişimi başarısız olunca da bukalemun misali renk değiştirdiler. Şimdi ne yapıyorlar; Ankara'da tanıdıkları AK Partili Bakan, Milletvekili, MKYK, MYK, üyelerini kullanarak tekrar inlerine saklanmaya çalışıyorlar. Çok net bir şey söyleyeyim: 17-25 Aralık darbe girişimleri sonrası bile bu vahşi-vandal terör örgütü üyeleriyle hareket eden AK Partililer vardı. Hiç kimse Sayın cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan gibi bu adamları tanımadı ve bu adamlarla mücadele etmedi. “Bir adam gerçek, gerisi teferruat” dediğimiz şey budur işte. Eğer Recep Tayip Erdoğan olmasaydı, o Pennsylvania Papazı çoktan Türkiye'de Humeyni benzeri girişiyle bu ülkenin sahibi olmuştu. Zaten bu Papazın Reis'e duyduğu öfkede budur. Bu ülkeyi yönetememesinin önündeki tek ve en büyük engel Recep Tayip Erdoğan'dır. Dikkat buyurun; Eğer Erdoğan 15 Temmuz günü milleti sokağa davet etmeseydi. Bu memleket ne durumda olurdu. Sahneye iyi bakın, 15 Temmuz günü meydanlarda mücadele eden, gerçekten kararlılık gösteren kaç Bakan-milletvekili var. Gelelim algı operasyonlarına: Neymiş efendim, “kurunun içinde yaş yanıyor,” neymiş efendim “ihraçlar doğru değil,” neymiş efendim, “her şey demokratik ve hukuk düzeninde olmalıymış.” Neymiş efendim, “İnsan haklarına riayet edilmeli, darbe yapan askerlerin onurları rencide edilmemeliymiş.” Yahu bu adamlar darbeyi gerçekleştirse ve başarıyla bu işi sonuçlandırsa ne olurdu, biliyor musunuz? Yassıada'yı ne çabuk uttunuz. 12 Eylül sonrası, Diyarbakır, Ankara Ulucanlar cezaevlerini ne çabuk unuttunuz. Darbe girişiminde bulunurken insanların üstüne tankları süren, G3 silahıyla elinde bayrak olan millete kurşun sıkan, F 16'larla meclisi bombalayan, külliyedeki camiyi bombalayan bu katil güruh, darbe sonrası ne yapardı bir düşünün. Çok net söylüyorum, bugün merhamet duygularımızla hareket edeceğimiz günler değil. Bu ibni Selül çocukları her türlü yalanı atarlar, çocuklarının başına yemin ederler, namus-onur derler ama bunlarda ne onur var, ne şeref var, ne de ar var. Bir insan bir defa aldatmaya başladı mı artık sonu gelmez. Bu Terör Örgütü 17 Aralık, 25 Aralık ve daha sayamayacağım kaç tarih de en son silahlı darbe girişimini de eklersek onlarca defa aldattı. Bu münafık kavme güvenilmez ve inanılmaz. Bir Müslüman bir deliğe elini koyduğunda eğer yılan tarafından ısırılıyorsa, bilin ki o deliğe bir daha güven olmaz ve Müslüman o deliğe bir daha elini sokmaz. Yoksa maazallah Müslümanlığından kuşku duyulur. Devlet, bu adamların gölgesine dahi acımamalı, yoksa bunlar tekrar uğursuz otlar misali yeşerirler ki, maazallah bu ülkenin bunu kaldıracak midesi yoktur.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Osmanoğlu
İbni Selül'ün çocukları
FETÖ terör Örgütü Üyelerinin en iyi bildiği şey, algı operasyonu yapmak ve algı operasyonunu yönetmektir. Bakın, algı yaratmak bir durumdur ama o durumu yönetmek ustalıktır.
FETÖ, algı operasyonlarını yönetmekte mahirdir. Şimdiden kafa karışıklıkları yarattılar bile. FETÖ üyeleri, açığa çıkmamak adına toplumun merhamet ve adalet duygularını kullanmaya başladılar.
FETÖ için söylenecek birçok adlandırma var ama en net ve doğrusu; münafıklıktır. Bu adamlar İbni Selül'ün soyundan.
Münafık, her role girer ve herkesin yanında saf tutar, kendini hep saklar ama kötülükten de geri kalmaz. Bu FETÖ Terör Örgütü üyelerinin de ruh halleri İbni Selül'ü yansıtır. Bu münafıklar ülkeyi emperyalizmin kucağına oturtmak istediler ve 15 Temmuz'da karanlık yüzlerini gösterdiler.
Darbe girişimi başarısız olunca da bukalemun misali renk değiştirdiler.
Şimdi ne yapıyorlar;
Ankara'da tanıdıkları AK Partili Bakan, Milletvekili, MKYK, MYK, üyelerini kullanarak tekrar inlerine saklanmaya çalışıyorlar.
Çok net bir şey söyleyeyim: 17-25 Aralık darbe girişimleri sonrası bile bu vahşi-vandal terör örgütü üyeleriyle hareket eden AK Partililer vardı. Hiç kimse Sayın cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan gibi bu adamları tanımadı ve bu adamlarla mücadele etmedi.
“Bir adam gerçek, gerisi teferruat” dediğimiz şey budur işte. Eğer Recep Tayip Erdoğan olmasaydı, o Pennsylvania Papazı çoktan Türkiye'de Humeyni benzeri girişiyle bu ülkenin sahibi olmuştu.
Zaten bu Papazın Reis'e duyduğu öfkede budur. Bu ülkeyi yönetememesinin önündeki tek ve en büyük engel Recep Tayip Erdoğan'dır.
Dikkat buyurun; Eğer Erdoğan 15 Temmuz günü milleti sokağa davet etmeseydi. Bu memleket ne durumda olurdu. Sahneye iyi bakın, 15 Temmuz günü meydanlarda mücadele eden, gerçekten kararlılık gösteren kaç Bakan-milletvekili var.
Gelelim algı operasyonlarına:
Neymiş efendim, “kurunun içinde yaş yanıyor,” neymiş efendim “ihraçlar doğru değil,” neymiş efendim, “her şey demokratik ve hukuk düzeninde olmalıymış.” Neymiş efendim, “İnsan haklarına riayet edilmeli, darbe yapan askerlerin onurları rencide edilmemeliymiş.”
Yahu bu adamlar darbeyi gerçekleştirse ve başarıyla bu işi sonuçlandırsa ne olurdu, biliyor musunuz?
Yassıada'yı ne çabuk uttunuz. 12 Eylül sonrası, Diyarbakır, Ankara Ulucanlar cezaevlerini ne çabuk unuttunuz.
Darbe girişiminde bulunurken insanların üstüne tankları süren, G3 silahıyla elinde bayrak olan millete kurşun sıkan, F 16'larla meclisi bombalayan, külliyedeki camiyi bombalayan bu katil güruh, darbe sonrası ne yapardı bir düşünün.
Çok net söylüyorum, bugün merhamet duygularımızla hareket edeceğimiz günler değil. Bu ibni Selül çocukları her türlü yalanı atarlar, çocuklarının başına yemin ederler, namus-onur derler ama bunlarda ne onur var, ne şeref var, ne de ar var.
Bir insan bir defa aldatmaya başladı mı artık sonu gelmez. Bu Terör Örgütü 17 Aralık, 25 Aralık ve daha sayamayacağım kaç tarih de en son silahlı darbe girişimini de eklersek onlarca defa aldattı. Bu münafık kavme güvenilmez ve inanılmaz.
Bir Müslüman bir deliğe elini koyduğunda eğer yılan tarafından ısırılıyorsa, bilin ki o deliğe bir daha güven olmaz ve Müslüman o deliğe bir daha elini sokmaz. Yoksa maazallah Müslümanlığından kuşku duyulur.
Devlet, bu adamların gölgesine dahi acımamalı, yoksa bunlar tekrar uğursuz otlar misali yeşerirler ki, maazallah bu ülkenin bunu kaldıracak midesi yoktur.