Türkiye'nin siyasi tarihine baktığımızda darbe ve muhtıraların gelenekselleştiğini görürüz.Türkiye'de darbe yaşamayan hiçbir siyasal iktidar olmamıştır.Darbe sadece silahla yapılmaz,zaman ilerledikçe,ülkeler geliştikçe darbe yöntemlerinin çeşitliliği de artmıştır.Tanzimat sonrası askeri bürokrasi siyaset kurumunun tepesine binmiş 1876 ve 1908'de padişahı bile işlevsiz hale getirmek için her baskıyı uygulamıştır.23 Ocak 1913'te Enver Bey,Talat Bey ve bunların destekçileri olan İttihat ve Terakki üyeleri askerlerle birlikte hükümet binası olan Babı-ali'yi basmış Harbiye Nazırı Nazım Paşa'yı öldürmüş, Sadrazam(Başbakan) Kamil Paşa'nın silah zoruyla istifasını almış yönetime el koymuştur.Bu gelenek Cumhuriyet döneminde de tüm şiddetiyle devam etmiştir. 27 Mayıs 1960 kanlı darbesi Türkiye'de filizlenmeye başlayan demokrasi kültürüne vurulan en ağır darbedir.Cumhuriyet döneminde askeri vesayetçilere ve darbecilere karşı cılız kısırlaştırma operasyonları yapılmış ancak her seferinde darbeciler bu süreçlerden güçlenerek çıkmıştır.Darbenin demokrasiye ve aynı zamanda milletin kursağındaki ekmeğe bir saldırı olduğu bu kadar aşikarken nasıl oluyor da darbeciler her defasında başarıya ulaşıp demokrasimizi sakatlayabiliyorlar ?

İşte üzerinde durmamız gereken nokta burasıdır.Darbeciler için darbe hazırlığının başlayacağı en uygun zaman ve zemin siyasal iktidarın demokrasiyi tüm kurumlarıyla işletmesidir,çünkü demokrasi tesis edilirse darbecilerin saltanatı bitecek,sürdürmeye alıştıkları gelenekleri son bulacaktır.Darbeciler ve darbe seviciler zamanın gelişen ve değişen şartlarına göre pozisyon alıp, siyaset kurumuna da girmişlerdir.Böylece yapacakları kanlı veya kansız darbelerine bir nebze olsun meşruiyet kazandırabileceklerini düşünmüşler ve ne yazık ki siyaset kurumunda belli bir kesimi de buna inandırmışlardır.Siyaset kurumu içerisinde darbecilere ve darbe sevicilere kim inanmaz ? Bir defa bu işten hemen iktidarı ayırmak gerekiyor çünkü hiçbir iktidar milletin kendisine verdiği meşru hakkı,gücü götürüp de milletin düşmanlarına vermez zaten böyle bir mantık olamaz, o zaman geriye kim kalıyor muhalefet partileri elbette bütün muhalefet partilerini kastetmiyorum çünkü binde 0,1 yada binde bilmem 3 alan partilerle zaten darbecinin de işi olmaz daha güçlü partiler gerekir.Peki kim darbecilerle iş tutar?

Bugünün siyasi tablosuna baktığımızda AK Parti hala birinci parti ve hala güçlü karşısında böyle bir Anamuhalefet partisi varken iktidarı kaybetmesi çok uzak bir ihtimal, hal böyleyken AK Parti'yi meşru yolla iktidardan indirmek çok zor öyleyse geriye birtek darbecilerle iş tutarak devirmek kalıyor.CHP bunu yapar mı ? CHP'nin geleneğinde bu var mı ? Evet var. CHP'nin eski Genelbaşkanı ve Milli Şefi İsmet İnönü 27 Mayıs 1960 kanlı askeri darbesinin bizzat emrini vermiş,Başbakan Adnan Menderes ve bakanları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan'ı astırmıştır.Darbeyi yapan Cemal Gürsel piyondur, İnönü'yü arayıp tekmil vermiştir.CHP'nin bugün ki yönetimi bu gerçeklerle yüzleşmeli ve darbeleri lanetlemelidir işte o zaman millet kendilerine emin olsunlar gerekli desteği verecektir.Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa bir Cumhurbaşkanı darbecilere karşı açık ve net bir tavır koymuştur.

Türkiye Cumhuriyeti devletini Tayyip Erdoğan kurtarmıştır eğer O, olmasaydı bugün Türkiye diye bir devlet olmayacaktı, olsa bile parçalanmış ve bölünmüş olacaktı.Yanlışları,hataları vardır hiç kimse Peygamber değildir ancak bu gerçeği görmek ve kabullenmek zorundayız.Bu gerçeği darbeciler ve darbe seviciler herkesten iyi biliyor bu sebepten dolayı Başkan Erdoğan'ı savunduğunu düşünen ne kadar çapsız, yetersiz,defolu,ahlak erozyonuna uğramış ne konuştuğunu bilmeyen isim varsa onları öne çıkarıp Başkan Erdoğan nefretini topluma pompalıyor bu konudaki başarılarına sözümüz yok, zaten bu ahlaksız,şerefsiz,zır cahil takımı olmasa Başkan Erdoğan itin köpeğin sosyal medya üzerinden haksız küfürlerine maruz kalmaz.Biri çıkar 'komşumu keseceğim' öbürü çıkar ' karılarınızı kızlarınızı öldüreceğim' beri ki çıkar 'kanlarınızda duş alacağım' diğeri çıkar '15 Temmuz darbesi kursağımızda kaldı bi daha olursa katliam' der.Bu devleti ve Başkan Erdoğan'ı savunmak bu sıfatlı ve sıfatsız palyaçolara kaldıysa zaten Türkiye bitmiş demektir.