İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında iki patlama meydana geldi. İki patlamada 2'si sivil, biri emniyet müdürü, biri emniyet amiri olmak üzere 27 polis şehit oldu, 166 kişi yaralandı. Şehitlerimize Allah'tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum tüm yakınlarının ve aziz milletimizin başısağolsun.

Abdülkadir Selvi'nin tepki çeken şu sözleri “Evet canımız acıyor ama bir süre terörle yaşamaya alışmamız gerekiyor” diyerek hepimizi rahatsız etmişti. Selvi'nin dediği gibi terörle yaşamaya alışacaksak devletimiz bu konuda açıklama yapmalıdır ki herkes bilgilensin, korkak bir kalleş teröristin bombalarıyla şahadete yürürken en azından haberimiz olsun. Kırsalda verilen teröristlerle mücadelede üstün bir başarı olduğu gerçektir. Eğer teröristler şehirlerimizde bomba patlatarak korkuyu egemen kılmak istiyorlarsa emin olsunlar bu millet ölmekten hiç korkmuyor korkmaz. Ancak terörle mücadele konusunda artık bir karar vermeliyiz.

Türkiye'de terör konusunda çok şey yazıldı çizildi, çok farklı düşünceler seslendirildi. Televizyonlarda her kanalda farklı bir terör uzmanından ipe sapa gelmez birçok analiz dinledik. Terör uzmanı olarak karşımıza çıkanlar papağan gibi aynı şeyleri tekrar edip durdular. Tekerleme gibi soyut konuları tekrarlamanın hiçbir faydası yoktur.

Türkiye coğrafyası nedeniyle bazı bedeller ödemek durumunda kalıyor elbette sadece bu değil tarihin gördüğü son imparatorluğun mirasçısı olması, Batı ülkelerinin kavgalı olduğu tüm sorunlu ülkelerle komşu olması Türkiye üzerinde planlanan kirli tezgahların eksik olmamasının en büyük sebeplerindendir.

Türkiye Batı dünyası için vazgeçilmezdir ancak bu vazgeçilmezliğin koşullarını bugüne kadar sürekli Batı belirlemiştir. Batı dünyasının Türkiye'ye bakış açısı mutlak surette elde tutulması gerekli bir ülke ama elde tutulurken güçsüz bırakılması gereken bir ülkedir. Batı Türkiye'nin zayıf noktalarını iyi analiz etmiş ve bu zayıf noktalardan sürekli kan kaybetmesi için ellerinden gelen herşeyi yapmışlardır. Geçmişte yaşadığımız askeri darbeler, sağ-sol çatışmaları, mezhep aykırılıkları körüklenirken, 1980 sonrasında terör kartını devreye sokmuşlardır. Batı ve terör örgütlerinin bu kadar gizli karanlık planı varken, Türkiye olarak biz ne yapmışız bu planları tersine çevirmek için adımlar atmışmıyız ? Asıl sorgulanması gereken nokta burasıdır.

Küresel güçler, bölgede kendi kontrollerinde olmasını istediği Türkiye'nin güçlü bir devlet olmasını engellemektedirler. Bunun sonunda da demokrasisi kesintiye uğratılan, ekonomisi kontrol edilen ve terörle beli bükülmüş bir ülke istemektedirler. Türkiye 40 yıldır terörle mücadele ediyor ancak Türkiye, terörle mücadelede sonuç almaya dönük bir strateji geliştirememiştir. Sadece güvenlikçi tedbirlerle çözüm olmayacağı onlarca kez denenmiştir. Terörün ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel ve psikolojik nedenleri bir arada düşünülmelidir ,alınacak önlemler ayrı ayrı değil bütünsel olarak sert ve kararlı bir şekilde uygulamaya koyulmalıdır.

Türkiye yeni bir kurtuluş savaşının içerisindedir. Bir yandan terör örgütleri, diğer yandan küresel güçler saldırmaktadır çok hızlı bir şekilde normalleşme adımları atmalıyız. Dün gece ki kalleş terör saldırısından sonra sosyal medya üzerinden olayı siyasileştirenlerin, Hükümeti suçlayanların bu teröristlerden ne farkı var. Gün ayrışma, kavga etme günü değildir. Birkez daha aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet yararlılarımıza acil şifalar dilerim.