Seçimlerden önce,seçim sendromunu atlatmalıyız diye bir yazı yazmıştım. Görünen o ki seçim sendromunu atlatamamışız. Koalisyon için siyasi partiler "Kırmızı Çizgilerinden " söz ediyorlar.
Türkiye halkları seçimini yaptı. Seçime giren siyasi partilere, vermesi gereken mesajını verdi. 13 yıldır ülkeyi yöneten AK Partiyi 1. parti yaptı ama tek başına iktidar iznini vermedi. Başkanlık sistemine hayır diyen, bir yapıyı meclise taşıdı.Siyasilere parlamenter sistem ve demokrasi dedi. Tabi ortaya çıkan bu sonuçtan, hem çözüm çıkarmak mümkün, hem de çatışma, kaos ve yeni bir seçim.
Demokrasi bir arada yaşamanın altyapısını oluşturma gücü ve bir arada yaşama kültürüdür. Bu kültürün en önemli ilkelerinden biride uzlaşma kültürüdür. Parlamenter sistemin uzlaşma kültürünün temelinde de koalisyon yönetimleri vardır. Şimdi denilebilirki bu dediğiniz çağdaş demokrasilerin ürünü olan bir durumdur. Çağdaş demokrasi ile yönetilen ülkelerde, koalisyon sorun olmaz ama bizde olur. Peki soruyorum bizim ülkemizde çağdaş demokrasiyi oturtmak çok mu zor? Aslında değil. Bu kültürü oturtmak bizim halkımızdan çok, ülkenin yönetimine talip olan siyasal partilerin görevidir. Bunu yerleştirmek için çaba harcamaları gerekir. Biri diğerini ötekileştirmeden, ülkenin ortak paydasında bir araya gelmeleri, gerekçelerini halka anlatmaları gerekir. Bu özveriyi gösterdikleri taktirde, ülkemizde de bir uzlaşı kültürü yerleşecektir. Biz şu parti ile bir araya gelmeyiz onlar ülkeyi bölmek istiyorlar, bu parti ile bir araya gelmeyiz onlar ülkenin rejimini değiştirmek istiyorlar vs. gibi söylemler, uzlaşı kültürüne katkı sunmaktan çok ülkeyi kutuplaşmaya götüren söylemlerdir. Parlamentoya giren tüm partiler, demokrasilerde olmayan bizim "Kırmızı Çizgimiz" şudur ondan vazgeçmeyiz söyleminden vazgeçmelidir.
21. yüzyılda bütün siyasi partilerimizin, insanlarımızın yüzünü döndüğü, üyesi olmak için büyük çaba harcadığı Avrupa Ülkelerine baktığımızda; yönetim sistemlerini oluşturmuş, kurumlarını demokratik bir şekilde örgütlemiş, yasalar karşısında ülkede yaşayan her bireyin kimliğine,konumuna ve gücüne bakılmaksızın eşit vatandaş sayıldığı, partizanca davranılmadığı bir kültür oluşturduğunu görürüz. Bu kültürün sonucunda da yüzümüzü döndüğümüz Avrupa da koalisyonlar kendi ülkelerine istikrar ve güven getirmiştir. Şu anda Avrupa Birliği üyelerinin 24 tanesinde koalisyon hükümetleri vardır. Komşumuz Yunanistan da ki Radikal Sol Koalisyonu yaklaşık 13 parti ve gruptan oluşmaktadır. (Bizde de HDP de aynı tür bir koalisyon mevcut.)Koalisyonla yönetilen 24 ülkede siyasi ve ekonomik sorunlar üst düzeyde yaşanmamaktadır. Öncelikle bu ülkelerin siyasi partilerinin "Kırmızı çizgileri" yoktur. Onların "kırmızı çizgileri" yönettikleri ülkenin insanlarıdır.
Ülkemizdeki seçim sonuçlarına ve sürdürülen tartışmalara baktığımızda, mevcut tartışmaların aynı şekilde sürdürülmesi durumunda, ülkede hükümetin kurulması ufukta görülmüyor.
Daha demokratik bir ülke için, tüm siyasi partilerimizin "KIRMIZI ÇİZGİSİ İNSAN " olmalıdır. Bu olduğunda zaten uzlaşı kültürü de kendiliğinden yaşam biçimimizin içerisine girecektir.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Diclegül Menekşe
Kırmızı çizgimiz 'insan' olmalı
Seçimlerden önce,seçim sendromunu atlatmalıyız diye bir yazı yazmıştım. Görünen o ki seçim sendromunu atlatamamışız. Koalisyon için siyasi partiler "Kırmızı Çizgilerinden " söz ediyorlar.
Türkiye halkları seçimini yaptı. Seçime giren siyasi partilere, vermesi gereken mesajını verdi. 13 yıldır ülkeyi yöneten AK Partiyi 1. parti yaptı ama tek başına iktidar iznini vermedi. Başkanlık sistemine hayır diyen, bir yapıyı meclise taşıdı.Siyasilere parlamenter sistem ve demokrasi dedi. Tabi ortaya çıkan bu sonuçtan, hem çözüm çıkarmak mümkün, hem de çatışma, kaos ve yeni bir seçim.
Demokrasi bir arada yaşamanın altyapısını oluşturma gücü ve bir arada yaşama kültürüdür. Bu kültürün en önemli ilkelerinden biride uzlaşma kültürüdür. Parlamenter sistemin uzlaşma kültürünün temelinde de koalisyon yönetimleri vardır. Şimdi denilebilirki bu dediğiniz çağdaş demokrasilerin ürünü olan bir durumdur. Çağdaş demokrasi ile yönetilen ülkelerde, koalisyon sorun olmaz ama bizde olur. Peki soruyorum bizim ülkemizde çağdaş demokrasiyi oturtmak çok mu zor? Aslında değil. Bu kültürü oturtmak bizim halkımızdan çok, ülkenin yönetimine talip olan siyasal partilerin görevidir. Bunu yerleştirmek için çaba harcamaları gerekir. Biri diğerini ötekileştirmeden, ülkenin ortak paydasında bir araya gelmeleri, gerekçelerini halka anlatmaları gerekir. Bu özveriyi gösterdikleri taktirde, ülkemizde de bir uzlaşı kültürü yerleşecektir. Biz şu parti ile bir araya gelmeyiz onlar ülkeyi bölmek istiyorlar, bu parti ile bir araya gelmeyiz onlar ülkenin rejimini değiştirmek istiyorlar vs. gibi söylemler, uzlaşı kültürüne katkı sunmaktan çok ülkeyi kutuplaşmaya götüren söylemlerdir. Parlamentoya giren tüm partiler, demokrasilerde olmayan bizim "Kırmızı Çizgimiz" şudur ondan vazgeçmeyiz söyleminden vazgeçmelidir.
21. yüzyılda bütün siyasi partilerimizin, insanlarımızın yüzünü döndüğü, üyesi olmak için büyük çaba harcadığı Avrupa Ülkelerine baktığımızda; yönetim sistemlerini oluşturmuş, kurumlarını demokratik bir şekilde örgütlemiş, yasalar karşısında ülkede yaşayan her bireyin kimliğine,konumuna ve gücüne bakılmaksızın eşit vatandaş sayıldığı, partizanca davranılmadığı bir kültür oluşturduğunu görürüz. Bu kültürün sonucunda da yüzümüzü döndüğümüz Avrupa da koalisyonlar kendi ülkelerine istikrar ve güven getirmiştir. Şu anda Avrupa Birliği üyelerinin 24 tanesinde koalisyon hükümetleri vardır. Komşumuz Yunanistan da ki Radikal Sol Koalisyonu yaklaşık 13 parti ve gruptan oluşmaktadır. (Bizde de HDP de aynı tür bir koalisyon mevcut.)Koalisyonla yönetilen 24 ülkede siyasi ve ekonomik sorunlar üst düzeyde yaşanmamaktadır. Öncelikle bu ülkelerin siyasi partilerinin "Kırmızı çizgileri" yoktur. Onların "kırmızı çizgileri" yönettikleri ülkenin insanlarıdır.
Ülkemizdeki seçim sonuçlarına ve sürdürülen tartışmalara baktığımızda, mevcut tartışmaların aynı şekilde sürdürülmesi durumunda, ülkede hükümetin kurulması ufukta görülmüyor.
Daha demokratik bir ülke için, tüm siyasi partilerimizin "KIRMIZI ÇİZGİSİ İNSAN " olmalıdır. Bu olduğunda zaten uzlaşı kültürü de kendiliğinden yaşam biçimimizin içerisine girecektir.