Türkiye tarihinin millet olarak sağduyuya,ortak akla en fazla ihtiyacımız olan dönemini yaşıyoruz.Kutuplaştırma,ötekileştirme dili toplumda ciddi travmalar oluşturuyor.Yüreği yanan aynı acıyı hissedenlerin bir kısmı siyasetin gerçek tarafına bir kısmı hissi tarafına sıkı sıkı tutunmuş iletişimi kesmişler.Aynı gemide olduğunun farkında olmayanların sayısının artması ileride sonuçları ağır bedeller ödenmesine sebebiyet verecektir.15 Temmuz hain darbe girişimi, yüzlerce şehit binlerce gazi olmasına rağmen anamuhalefet partisi lideri tarafından 'kontrollü darbe' olarak nitelendirilebiliyorsa durumun vahameti çok açıktır.Adı ister 'Yenikapı' olsun, ister 'Milli ruh' olsun yeni bir ruha ihtiyacımız var. Afrin'de kahraman ordumuz savaşırken,şehitler verirken siyasi muhalefet liderlerinin bu noktada asla hiçbir soru işaretine yol açacak açıklamalar yapmaması gerekirken açıklamalar havalarda uçuşuyor.Yarım ağızla 'Afrin operasyonlarını destekliyoruz ama 'girilmeseydi daha doğru olurdu' dediğiniz anda Mehmetçiğin moralini bozarsınız.Elbette söylemeniz gerekenleri ilgili yerlere söylemelisiniz ancak kutuplaşan kitlelerin alıcı olduğunu bilerek hissiyatlara yönelik açıklamalar yapmak doğru değildir.Birlik olmak zorundayız.İktidar muhalefeti,muhalefet iktidarı kitlelerini kutuplaştırmakla suçluyor.Sonucuna bakıyorsunuz suçlama yapan hiç kimse adım atmıyor.Herkes yerinden memnun.Toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren çıkarların veya zararın ortak olduğu tüm olaylarda verilmesi gereken ortak tepki veya tek ses bile ayrıştırılıyor ise herkesin düşünmesi gereken zaman geçiyor demektir.
Çocuk istismarcısı veya tecavüzcüsü muhafazakar mahalledense kendi kitlesini geride tutmak,laik mahalleden gelecek yoğun tepkiler karşında savunmaya geçmek nasıl ki yapılabilecek en büyük yanlışsa aynı suçu işlemiş kendisini laik veya solcu olarak tanımlayan mahalleden olanı da savunmak tepki koymamak aynı şekilde yanlıştır ve ahlaksızlıktır.
Yapılması gereken ahlaksızlık nereden gelirse gelsin bir ve beraber olup ortak tepki vermektir.İşte o
zaman aradaki engeller kalkar ve kutuplaşan kitleler birbirini anlamaya çalışır.
Siyasi liderlerimiz mutlu değil çok yorgunlar birbirlerini de çok yordular ağza alınmayacak kavgada bile söylenmeyecek küfürleri birbirlerine söylediler.Yönettikleri kitlelerin yaptıkları bu konuşmalardan etkilenebileceğini düşünmemiş olamazlar.Siyaseti profesyonelce yapan, bu işi meslek olarak gören,geçimini siyasetten kazananları kastetmiyorum sade vatandaştan bahsediyorum. İşte o kitlelerde çok yoruldu.Sürekli birbirinin açığını arayan,müsamahasız birbirini yargılayan,en küçük bir anlayış göstermeyen,mağduriyeti siyasi bir kazanım olarak gören,sokaklarda,sosyal medyada sürekli birbirini acımasızca eleştiren bir topluma verilen birlik ve beraberlik mesajları ne kadar başarılı olabilir ? İşte üzerinde durmamız gereken nokta burasıdır.
Liderlerimiz yeni bir dil bulmalıdırlar.Toplumdaki bu kutuplaşmayı bitirecek yeni bir dil.
Türkiye'nin ayrışmaya değil normalleşmeye ihtiyacı var.'Vatan haini' sözünü çok sık duymaya başladık bu söz bu kadar basit söylenmemeli bu bir algıda olabilir bu kadar sık kullanılırsa kim hain kim değil anlamakta zorlaşır.Kaldı ki yasalarımız var kimin vatan haini olduğuna karar verecek.Simitçi,çaycıya,çaycı,çorbacıya 'vatan haini' diyorsa bir değil binkez düşünmenin zamanı gelmiş demektir.
Bu siyaset yöntemi günü kurtarma adına başarılı olabilir ancak taşıma suyla dönen değirmen gibi mutlaka bir yerde durur toplumun kavgaya değil sevgiye huzura ihtiyacı var.Bunun başlangıcını Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı sayın Kılıçdaroğlu devamını getirebilir.Bu diğer partilere de örnek olabilir.Aksi olursa her parti gittiği yere kadar gider.
En son yaşanılan Sayın Bahçeli'nin 'Cümbüş ittifakı kurun' açıklaması ile Sayın Akşener'in 'Sayın Bahçeli Sarayın memuru konumunda' sözü dileriz kitlelerin hislerine yönelik son duygusal dokunuşlar olur ve artık gerçeklere dönülür.Bu yöntemin uzun vadede faydası yoktur.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Barış Aydın
Kitleleri kutuplaştırmak kime fayda sağlıyor?
Türkiye tarihinin millet olarak sağduyuya,ortak akla en fazla ihtiyacımız olan dönemini yaşıyoruz.Kutuplaştırma,ötekileştirme dili toplumda ciddi travmalar oluşturuyor.Yüreği yanan aynı acıyı hissedenlerin bir kısmı siyasetin gerçek tarafına bir kısmı hissi tarafına sıkı sıkı tutunmuş iletişimi kesmişler.Aynı gemide olduğunun farkında olmayanların sayısının artması ileride sonuçları ağır bedeller ödenmesine sebebiyet verecektir.15 Temmuz hain darbe girişimi, yüzlerce şehit binlerce gazi olmasına rağmen anamuhalefet partisi lideri tarafından 'kontrollü darbe' olarak nitelendirilebiliyorsa durumun vahameti çok açıktır.Adı ister 'Yenikapı' olsun, ister 'Milli ruh' olsun yeni bir ruha ihtiyacımız var. Afrin'de kahraman ordumuz savaşırken,şehitler verirken siyasi muhalefet liderlerinin bu noktada asla hiçbir soru işaretine yol açacak açıklamalar yapmaması gerekirken açıklamalar havalarda uçuşuyor.Yarım ağızla 'Afrin operasyonlarını destekliyoruz ama 'girilmeseydi daha doğru olurdu' dediğiniz anda Mehmetçiğin moralini bozarsınız.Elbette söylemeniz gerekenleri ilgili yerlere söylemelisiniz ancak kutuplaşan kitlelerin alıcı olduğunu bilerek hissiyatlara yönelik açıklamalar yapmak doğru değildir.Birlik olmak zorundayız.İktidar muhalefeti,muhalefet iktidarı kitlelerini kutuplaştırmakla suçluyor.Sonucuna bakıyorsunuz suçlama yapan hiç kimse adım atmıyor.Herkes yerinden memnun.Toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren çıkarların veya zararın ortak olduğu tüm olaylarda verilmesi gereken ortak tepki veya tek ses bile ayrıştırılıyor ise herkesin düşünmesi gereken zaman geçiyor demektir.
Çocuk istismarcısı veya tecavüzcüsü muhafazakar mahalledense kendi kitlesini geride tutmak,laik mahalleden gelecek yoğun tepkiler karşında savunmaya geçmek nasıl ki yapılabilecek en büyük yanlışsa aynı suçu işlemiş kendisini laik veya solcu olarak tanımlayan mahalleden olanı da savunmak tepki koymamak aynı şekilde yanlıştır ve ahlaksızlıktır.
Yapılması gereken ahlaksızlık nereden gelirse gelsin bir ve beraber olup ortak tepki vermektir.İşte o
zaman aradaki engeller kalkar ve kutuplaşan kitleler birbirini anlamaya çalışır.
Siyasi liderlerimiz mutlu değil çok yorgunlar birbirlerini de çok yordular ağza alınmayacak kavgada bile söylenmeyecek küfürleri birbirlerine söylediler.Yönettikleri kitlelerin yaptıkları bu konuşmalardan etkilenebileceğini düşünmemiş olamazlar.Siyaseti profesyonelce yapan, bu işi meslek olarak gören,geçimini siyasetten kazananları kastetmiyorum sade vatandaştan bahsediyorum. İşte o kitlelerde çok yoruldu.Sürekli birbirinin açığını arayan,müsamahasız birbirini yargılayan,en küçük bir anlayış göstermeyen,mağduriyeti siyasi bir kazanım olarak gören,sokaklarda,sosyal medyada sürekli birbirini acımasızca eleştiren bir topluma verilen birlik ve beraberlik mesajları ne kadar başarılı olabilir ? İşte üzerinde durmamız gereken nokta burasıdır.
Liderlerimiz yeni bir dil bulmalıdırlar.Toplumdaki bu kutuplaşmayı bitirecek yeni bir dil.
Türkiye'nin ayrışmaya değil normalleşmeye ihtiyacı var.'Vatan haini' sözünü çok sık duymaya başladık bu söz bu kadar basit söylenmemeli bu bir algıda olabilir bu kadar sık kullanılırsa kim hain kim değil anlamakta zorlaşır.Kaldı ki yasalarımız var kimin vatan haini olduğuna karar verecek.Simitçi,çaycıya,çaycı,çorbacıya 'vatan haini' diyorsa bir değil binkez düşünmenin zamanı gelmiş demektir.
Bu siyaset yöntemi günü kurtarma adına başarılı olabilir ancak taşıma suyla dönen değirmen gibi mutlaka bir yerde durur toplumun kavgaya değil sevgiye huzura ihtiyacı var.Bunun başlangıcını Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı sayın Kılıçdaroğlu devamını getirebilir.Bu diğer partilere de örnek olabilir.Aksi olursa her parti gittiği yere kadar gider.
En son yaşanılan Sayın Bahçeli'nin 'Cümbüş ittifakı kurun' açıklaması ile Sayın Akşener'in 'Sayın Bahçeli Sarayın memuru konumunda' sözü dileriz kitlelerin hislerine yönelik son duygusal dokunuşlar olur ve artık gerçeklere dönülür.Bu yöntemin uzun vadede faydası yoktur.