7 Haziran Milletvekili Genel Seçimleriyle oluşan Meclis aritmetiği hiçbir partinin tek başına hükümet kurmasına izin vermedi. Öncelikle bir koalisyon hükümeti kurulması için bir süreç işleyecek; kurulamaz ise tekrar seçime gidilecek. Teamüllere göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilk önce hükümeti kurma görevini AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na, Davutoğlu kuramaz ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'naverecek. Bu süreçte gerek hükümeti kurmakla yetkilendirilecek milletvekilinin seçimi, gerekse ülkenin erken seçime götürülmesi sürecinde kilit aktörün Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu görülmektedir.
Şimdilik erken seçim ihtimalini dışarıda bırakarak,olası koalisyon seçenekleri üzerinden bir analiz yapalım:
Ak Parti-CHP
Ak Parti CHP koalisyonu, uluslararası camia ve TUSİAD gibi çevrelerin öncelikli olarak istedikleri hükümet olarak görünüyor.
Duyumlarıma göre CHP'ye yakın ve Ak Parti yöneticileri ile de bir hukuku olan bazı işadamları, STK yöneticileri bu seçenek için yoğun bir çaba içerisindeler.
Bu seçeneğin gerçekleşmesi durumunda Hükümet, Mecliste 258 Ak Parti ve 132 CHP'li milletvekili ile toplamda 390 sandalyeye ulaşmış olacak. Oy oranı ise % 41 AK Parti ve % 25 CHP ile toplamda % 66'ya yükselmiş olacak. Çoğulculuk, demokrasi, iktidarın tüm kesimleri kucaklaması, çözüm sürecinin devam etmesi vb. kıstaslar açısından ilk bakışta makulbir koalisyon seçeneği olarak karşımıza çıkıyor. İş uygulamaya gelince oluşturulması, oluşturulsa bile 2019'a kadar devam etmesi ihtimali oldukça düşük bir hükümet seçeneği olduğu da bir gerecek. Nedenlerine gelince; her ne kadar tabanları farklı olan iki parti olarak birbirinden oy kayması ihtimali düşük olsa daAK Parti kendi tabanına CHP ile koalisyon kurmasını anlatamaz. Bu takdirde AK Parti bir sonraki seçimde taban oyu olan % 35'lere kadar düşer. Ayrıca, AK Parti'nin tabanını ikna etmesi en zor seçenek HDP'den sonra CHP ile birlikte hükümet kurma seçeneğidir.
AK Parti- CHP hükümeti olsa olsa kısa dönemli bir seçim hükümeti olur. İlk başta anlaşılsa herşey yolunda gözükse bile ortaklık esnasında ciddi problemler çıkar.
Bu seçenek gerçekleştiği ihtimalde CHP güçlenir, AK Parti zayıflar.
Ak Parti- MHP
Ak Parti'nin % 41 ve MHP'nin % 16'lık oy oranı ile toplamda % 57 oy oranına ulaşan bu seçenek, aynı zamanda 338 sandalyeden oluşan milletvekili desteğini de arkasına alacaktır.
Gerçekleşmesi durumunda ciddi problem çıkmadan 2019'u görme ihtimali en yüksek olan seçenektir. Tek problem tabanlarının birbirine yakın olması sebebi ile birbirine oy kaymaları olması olabilir. Bu geçmişte kurulmuş olan MC Hükümetlerini hatırlatabilir. Coğrafyamızda sınırların değişmesi planlarının yapıldığı; bu yönde çalışma ve çatışmaların yoğunlaştığı bir dönemde Türkiye'nin ihtiyacı MHP'nin içerisinde bulunduğu bir hükümettir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ikna edilir, bu koalisyon gerçekleşir vehükümet kurulabilirse; bu hükümet uzun soluklu olabilir ve 2019 çokta bir sorun yaşamadan görebilir. 2019'a kadar erken seçim ihtimalini ortadan kaldırır. Çözüm süreci vb. politikalar tekrar gözden geçirilir. Bunun aleni olarak ilan edilmesine bile gerek yoktur; MHP'nin içerisinde olacağı bir hükümette süreç farklı bir noktaya evrilir.
AK Parti- HDP
AK Parti- HDP seçeneği çözüm sürecinin devamı için yararlı görünse de AK Parti tabanı bu seçeneğe kesinlikle sıcak bakmayacaktır. Çözüm süreci olayı AK Parti'ye oy kazandırmamış aksine oy kaybetmesine sebep olmuştur. AK Parti, HDP'li seçeneği gündemine alırsa bile ciddi zarar görür.
CHP-MHP-HDP veya CHP-MHP (CHP-HDP)
MHP hiçbir şartta HDP'nin içerisinde olacağı bir koalisyonun içinde olmayacağını baştan kati olarak ilan ettiği için bu seçenek baştan kadük kalmıştır. AK Parti'ye kesin çizgilerle en sert muhalefet eden ve tepki duyan çevrelerin gönlünden bu seçenek geçse de MHP ikna edilemeyeceği için hayata geçirilmesi mümkün görünmemektedir.
Netice olarak; seçim öncesinde uluslararası çevrelerin projelendirdiği AK Parti- CHP koalisyonunun bu şartlar altında hayata geçirilmesi ihtimalini çok da sağlıklı bulmuyorum. Eğer ileride bir AK Parti- CHP koalisyonu kurulacaksa, bunun tamamen yerli dinamiklerle oluşması ve bu memleketin siyasetçilerinin karar vermesigerektiğini düşünüyorum.
İdeolojik referanslar, taban yakınlığı ve sürdürülebilirlik nazara alındığında ülkemizin koalisyon kıskacından çıkışını AK Parti - MHP koalisyonuyla mümkün görüyorum. Eğer, bu süreçte MHP üzerine düşeni yapmaz, koalisyon ve hükümet kurmaktan kaçar ise sonraki ilk seçimde, AK Parti'yi CHP'ye ya da başka seçeneklere mecbur bıraktığı için oy kaybına uğraması hiçte sürpriz olmayacaktır. Türkiye'de siyasetin ana omurgasını oluşturan muhafazakar milliyetçi sağ seçmen kitlesi bunun faturasını MHP'ye kesecektir.
Yukarıdaki tüm seçenekler gösteriyor ki hükümet kurulması için kilit pozisyonda olan parti AK Parti'dir. Hükümet kurulamaz ve bir erken seçim olursa, seçmenin partiler arasında tek başına hükümet kurma ihtimalini en yüksek gördüğü partiye doğru bir eğilim göstermesi şaşırtıcı olmayacaktır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Hür Haber
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hilmi Daşdemir
Koalisyon Kıskacında Türkiye
7 Haziran Milletvekili Genel Seçimleriyle oluşan Meclis aritmetiği hiçbir partinin tek başına hükümet kurmasına izin vermedi. Öncelikle bir koalisyon hükümeti kurulması için bir süreç işleyecek; kurulamaz ise tekrar seçime gidilecek. Teamüllere göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilk önce hükümeti kurma görevini AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'na, Davutoğlu kuramaz ise CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'naverecek. Bu süreçte gerek hükümeti kurmakla yetkilendirilecek milletvekilinin seçimi, gerekse ülkenin erken seçime götürülmesi sürecinde kilit aktörün Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğu görülmektedir.
Şimdilik erken seçim ihtimalini dışarıda bırakarak,olası koalisyon seçenekleri üzerinden bir analiz yapalım:
Ak Parti-CHP
Ak Parti CHP koalisyonu, uluslararası camia ve TUSİAD gibi çevrelerin öncelikli olarak istedikleri hükümet olarak görünüyor.
Duyumlarıma göre CHP'ye yakın ve Ak Parti yöneticileri ile de bir hukuku olan bazı işadamları, STK yöneticileri bu seçenek için yoğun bir çaba içerisindeler.
Bu seçeneğin gerçekleşmesi durumunda Hükümet, Mecliste 258 Ak Parti ve 132 CHP'li milletvekili ile toplamda 390 sandalyeye ulaşmış olacak. Oy oranı ise % 41 AK Parti ve % 25 CHP ile toplamda % 66'ya yükselmiş olacak. Çoğulculuk, demokrasi, iktidarın tüm kesimleri kucaklaması, çözüm sürecinin devam etmesi vb. kıstaslar açısından ilk bakışta makulbir koalisyon seçeneği olarak karşımıza çıkıyor. İş uygulamaya gelince oluşturulması, oluşturulsa bile 2019'a kadar devam etmesi ihtimali oldukça düşük bir hükümet seçeneği olduğu da bir gerecek. Nedenlerine gelince; her ne kadar tabanları farklı olan iki parti olarak birbirinden oy kayması ihtimali düşük olsa daAK Parti kendi tabanına CHP ile koalisyon kurmasını anlatamaz. Bu takdirde AK Parti bir sonraki seçimde taban oyu olan % 35'lere kadar düşer. Ayrıca, AK Parti'nin tabanını ikna etmesi en zor seçenek HDP'den sonra CHP ile birlikte hükümet kurma seçeneğidir.
AK Parti- CHP hükümeti olsa olsa kısa dönemli bir seçim hükümeti olur. İlk başta anlaşılsa herşey yolunda gözükse bile ortaklık esnasında ciddi problemler çıkar.
Bu seçenek gerçekleştiği ihtimalde CHP güçlenir, AK Parti zayıflar.
Ak Parti- MHP
Ak Parti'nin % 41 ve MHP'nin % 16'lık oy oranı ile toplamda % 57 oy oranına ulaşan bu seçenek, aynı zamanda 338 sandalyeden oluşan milletvekili desteğini de arkasına alacaktır.
Gerçekleşmesi durumunda ciddi problem çıkmadan 2019'u görme ihtimali en yüksek olan seçenektir. Tek problem tabanlarının birbirine yakın olması sebebi ile birbirine oy kaymaları olması olabilir. Bu geçmişte kurulmuş olan MC Hükümetlerini hatırlatabilir. Coğrafyamızda sınırların değişmesi planlarının yapıldığı; bu yönde çalışma ve çatışmaların yoğunlaştığı bir dönemde Türkiye'nin ihtiyacı MHP'nin içerisinde bulunduğu bir hükümettir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ikna edilir, bu koalisyon gerçekleşir vehükümet kurulabilirse; bu hükümet uzun soluklu olabilir ve 2019 çokta bir sorun yaşamadan görebilir. 2019'a kadar erken seçim ihtimalini ortadan kaldırır. Çözüm süreci vb. politikalar tekrar gözden geçirilir. Bunun aleni olarak ilan edilmesine bile gerek yoktur; MHP'nin içerisinde olacağı bir hükümette süreç farklı bir noktaya evrilir.
AK Parti- HDP
AK Parti- HDP seçeneği çözüm sürecinin devamı için yararlı görünse de AK Parti tabanı bu seçeneğe kesinlikle sıcak bakmayacaktır. Çözüm süreci olayı AK Parti'ye oy kazandırmamış aksine oy kaybetmesine sebep olmuştur. AK Parti, HDP'li seçeneği gündemine alırsa bile ciddi zarar görür.
CHP-MHP-HDP veya CHP-MHP (CHP-HDP)
MHP hiçbir şartta HDP'nin içerisinde olacağı bir koalisyonun içinde olmayacağını baştan kati olarak ilan ettiği için bu seçenek baştan kadük kalmıştır. AK Parti'ye kesin çizgilerle en sert muhalefet eden ve tepki duyan çevrelerin gönlünden bu seçenek geçse de MHP ikna edilemeyeceği için hayata geçirilmesi mümkün görünmemektedir.
Netice olarak; seçim öncesinde uluslararası çevrelerin projelendirdiği AK Parti- CHP koalisyonunun bu şartlar altında hayata geçirilmesi ihtimalini çok da sağlıklı bulmuyorum. Eğer ileride bir AK Parti- CHP koalisyonu kurulacaksa, bunun tamamen yerli dinamiklerle oluşması ve bu memleketin siyasetçilerinin karar vermesigerektiğini düşünüyorum.
İdeolojik referanslar, taban yakınlığı ve sürdürülebilirlik nazara alındığında ülkemizin koalisyon kıskacından çıkışını AK Parti - MHP koalisyonuyla mümkün görüyorum. Eğer, bu süreçte MHP üzerine düşeni yapmaz, koalisyon ve hükümet kurmaktan kaçar ise sonraki ilk seçimde, AK Parti'yi CHP'ye ya da başka seçeneklere mecbur bıraktığı için oy kaybına uğraması hiçte sürpriz olmayacaktır. Türkiye'de siyasetin ana omurgasını oluşturan muhafazakar milliyetçi sağ seçmen kitlesi bunun faturasını MHP'ye kesecektir.
Yukarıdaki tüm seçenekler gösteriyor ki hükümet kurulması için kilit pozisyonda olan parti AK Parti'dir. Hükümet kurulamaz ve bir erken seçim olursa, seçmenin partiler arasında tek başına hükümet kurma ihtimalini en yüksek gördüğü partiye doğru bir eğilim göstermesi şaşırtıcı olmayacaktır.