Atasözü mü? Deyim mi? İster atasözü ister deyim olsun… Esas mesele meramını anlatmak… Ama benim favorim, atasözleri… Çünkü atasözleri kısa öz ve net… Zaman süzgecinden geçmiş, damıtılmış; doğruluğu test edilerek doğrulanmış ve en nihayetinde de günümüze kadar ulaşmış… Mesela “Şaşkın ördek suya kıçın kıçın dalarmış… Eşek şaşırınca da kar yermiş…” diye anlatılan şaşkınlık gerçeğini kırmadan dökmeden nazikçe başka nasıl anlatılabilir ki… Şimdi konuya bodoslama dalarsak, atasözlerindeki benzetmelerin birer teşbih olduğunu -bilirler de- bilmezden gelip alınganlık yaparlar mı diye düşündüm bir an ama… Söylemeden de bile bile de lades demek olmaz… Şehit cenazeleri sonrası ortaya çıkan toplumsal tepkiler sonrasında birçok gerçek gün yüzüne çıkmaya başlayınca ve halk eski numaraları yemediği için iyice paniklediler… Dağdaki teröristlerin sırtını sıvazlayıp, ovadaki ve şehirdekilerin oyları için kanlı ellerini sıkıp sonrada şehit cenazelerinde arzı endam etmek bardağı taşıran son damlalar oldu… Şehit cenazelerinde protesto edildiler… Çelenkleri parçalandı… Al takke ver külah ve suni gündemler ile günü kurtarıp idare etmeye alışanlardan kimisi ağız dolusu küfürler savurdu, kimisi de şehidin babasına “Kimsin lan kimsin… Şehit babası olunca her istediğini söyleme hakkın mı var?” diye racon kesmeye kalktı… Yeşilçam yapımı filmlere şapka çıkartacak kumpas senaryoları tutmayan, kurguladıkları her türlü tezgâh deşifre olduğu için boşa çıkan ve attıkları taş ile üç beş kuş vurmaya alışmış olanlar attıkları taş kendilerine dönenmeye başlayınca “Çevir kazı yanmasın” diye gündemi değiştirmek için son çare top yekûn Suudi Arabistan'ın Başkenti Riyad'da Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanması planlanan karşılaşma sonrası çıkarılan arbede sonucu istedikleri sonucu alamadıkları gibi birde Gazze'deki insanlık dışı vahşet nedeniyle her geçen gün İsrail'e toplumsal tepki büyüyünce iyice şaşırdılar afalladılar ve dağıldılar… Bunun içinde saçmalamaya başladılar… Açık açık “İsrail'e tepki göstermeyin…” diyemedikleri için bu defa İsrail'i lanet mitinginde “Hilafet Bayrağı” açıldı iddiası ile konuyu mecrasından saptırma ve sulandırma gayretine giriştiler… Senaryo icabı birisi çıktı, Ankara'da Anıtkabir'in önünde “Hilafet isteriz” diye bağırdı… Kadrolu provokatörleri -Fadime olmadan beş para etmeyen- Müslüm Gündüz sosyal medya hesabından her zaman ki gibi inciler döktürdü… Ama artık her tarafları döküldüğü için dikiş tutmayan yamalı kumaş gibi bir tarafını kapatsalar da diğer tarafı sökülüyor… Birde umut bağladıkları geniş hülyalara daldıkları Ekrem İmamoğlu'nun ve Özgür Özel ikilisinin siyaseten zücaciyeci dükkânına girmiş fil misali her tarafı kırıp dökmeleri nedeniyle arkasını toplayıp, kırıp döktüklerini onarmaya çalışan senarist, eyyamcı; programcı ve destekçisi kim varsa hepsinin suratları mahkeme duvarına döndü… Biri ak derken öbürü siyah, biri elma derken öbürü armut diye koronun akordunu bozmaya başladılar… Üstüne üstlük birde bu ikilinin belediye başkan adaylarının belirlenmesi aşamasında kavga etmeleri işin tuzu biberi oldu… Yerel seçimler öncesi ülke genelindeki umumi manzaraya ve seçmen profillerine bakıldığı zaman bu defa muhalefet kanadında bilhassa Ana muhalefet cenahındaki seçmenler partilerine ayar çekecekler gibi duruyor… CHP ile birlikte görünmemek ve bu birlikteliğin kendilerine zarar verdiğini gören partiler gizli açık ortakları kalktıkları için masa dağıldı. Şimdiye kadar hiçbir CHP'liden duymaya alışık olmadığımız “CHP'liyim ama bu defa CHP adayını desteklemeyeceğim…” mahiyetindeki sözleri çokça duyar olduk… Partisine bağlı olduğu için, “Tıpış tıpış, gidip oyunuzu kullanacaksınız.” Diretmesine boyun eğmeyeceğini ve “WC terliğini aday gösterseler oy vereceğim…” sadakat ve bağlılığını göremiyorum. Kazandıkları İstanbul- Ankara gibi Büyükşehirlerde biraz olsun ısınacaklarını bekleyen seçmenler belediyelerin icratsizliği ve ayyuka çıkan iddialar nedeniyle duman altı oldukları için CHP siyasi tarihinde görülmedik bir seçmen itaatsizliği ile karşı karşıya… Bu nedenle de polemik siyaseti ile kitlelerini korkutup tekrar harekete geçirmek için çeşitli senaryoları temcit pilavı gibi pişirip pişirip önümüze koyuyorlar ama artık paydı… Milletin karnı da bu numaralara tok… Bunun için de mecburi istikamet “ Niğde…” gibi duruyor…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hasan Kaya
Mecburi istikamet Niğde…
Atasözü mü? Deyim mi?
İster atasözü ister deyim olsun…
Esas mesele meramını anlatmak…
Ama benim favorim, atasözleri…
Çünkü atasözleri kısa öz ve net… Zaman süzgecinden geçmiş, damıtılmış; doğruluğu test edilerek doğrulanmış ve en nihayetinde de günümüze kadar ulaşmış…
Mesela “Şaşkın ördek suya kıçın kıçın dalarmış… Eşek şaşırınca da kar yermiş…” diye anlatılan şaşkınlık gerçeğini kırmadan dökmeden nazikçe başka nasıl anlatılabilir ki…
Şimdi konuya bodoslama dalarsak, atasözlerindeki benzetmelerin birer teşbih olduğunu -bilirler de- bilmezden gelip alınganlık yaparlar mı diye düşündüm bir an ama… Söylemeden de bile bile de lades demek olmaz…
Şehit cenazeleri sonrası ortaya çıkan toplumsal tepkiler sonrasında birçok gerçek gün yüzüne çıkmaya başlayınca ve halk eski numaraları yemediği için iyice paniklediler…
Dağdaki teröristlerin sırtını sıvazlayıp, ovadaki ve şehirdekilerin oyları için kanlı ellerini sıkıp sonrada şehit cenazelerinde arzı endam etmek bardağı taşıran son damlalar oldu…
Şehit cenazelerinde protesto edildiler… Çelenkleri parçalandı…
Al takke ver külah ve suni gündemler ile günü kurtarıp idare etmeye alışanlardan kimisi ağız dolusu küfürler savurdu, kimisi de şehidin babasına “Kimsin lan kimsin… Şehit babası olunca her istediğini söyleme hakkın mı var?” diye racon kesmeye kalktı…
Yeşilçam yapımı filmlere şapka çıkartacak kumpas senaryoları tutmayan, kurguladıkları her türlü tezgâh deşifre olduğu için boşa çıkan ve attıkları taş ile üç beş kuş vurmaya alışmış olanlar attıkları taş kendilerine dönenmeye başlayınca “Çevir kazı yanmasın” diye gündemi değiştirmek için son çare top yekûn Suudi Arabistan'ın Başkenti Riyad'da Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanması planlanan karşılaşma sonrası çıkarılan arbede sonucu istedikleri sonucu alamadıkları gibi birde Gazze'deki insanlık dışı vahşet nedeniyle her geçen gün İsrail'e toplumsal tepki büyüyünce iyice şaşırdılar afalladılar ve dağıldılar… Bunun içinde saçmalamaya başladılar…
Açık açık “İsrail'e tepki göstermeyin…” diyemedikleri için bu defa İsrail'i lanet mitinginde “Hilafet Bayrağı” açıldı iddiası ile konuyu mecrasından saptırma ve sulandırma gayretine giriştiler…
Senaryo icabı birisi çıktı, Ankara'da Anıtkabir'in önünde “Hilafet isteriz” diye bağırdı… Kadrolu provokatörleri -Fadime olmadan beş para etmeyen- Müslüm Gündüz sosyal medya hesabından her zaman ki gibi inciler döktürdü…
Ama artık her tarafları döküldüğü için dikiş tutmayan yamalı kumaş gibi bir tarafını kapatsalar da diğer tarafı sökülüyor…
Birde umut bağladıkları geniş hülyalara daldıkları Ekrem İmamoğlu'nun ve Özgür Özel ikilisinin siyaseten zücaciyeci dükkânına girmiş fil misali her tarafı kırıp dökmeleri nedeniyle arkasını toplayıp, kırıp döktüklerini onarmaya çalışan senarist, eyyamcı; programcı ve destekçisi kim varsa hepsinin suratları mahkeme duvarına döndü… Biri ak derken öbürü siyah, biri elma derken öbürü armut diye koronun akordunu bozmaya başladılar…
Üstüne üstlük birde bu ikilinin belediye başkan adaylarının belirlenmesi aşamasında kavga etmeleri işin tuzu biberi oldu…
Yerel seçimler öncesi ülke genelindeki umumi manzaraya ve seçmen profillerine bakıldığı zaman bu defa muhalefet kanadında bilhassa Ana muhalefet cenahındaki seçmenler partilerine ayar çekecekler gibi duruyor…
CHP ile birlikte görünmemek ve bu birlikteliğin kendilerine zarar verdiğini gören partiler gizli açık ortakları kalktıkları için masa dağıldı.
Şimdiye kadar hiçbir CHP'liden duymaya alışık olmadığımız “CHP'liyim ama bu defa CHP adayını desteklemeyeceğim…” mahiyetindeki sözleri çokça duyar olduk…
Partisine bağlı olduğu için, “Tıpış tıpış, gidip oyunuzu kullanacaksınız.” Diretmesine boyun eğmeyeceğini ve “WC terliğini aday gösterseler oy vereceğim…” sadakat ve bağlılığını göremiyorum.
Kazandıkları İstanbul- Ankara gibi Büyükşehirlerde biraz olsun ısınacaklarını bekleyen seçmenler belediyelerin icratsizliği ve ayyuka çıkan iddialar nedeniyle duman altı oldukları için CHP siyasi tarihinde görülmedik bir seçmen itaatsizliği ile karşı karşıya…
Bu nedenle de polemik siyaseti ile kitlelerini korkutup tekrar harekete geçirmek için çeşitli senaryoları temcit pilavı gibi pişirip pişirip önümüze koyuyorlar ama artık paydı… Milletin karnı da bu numaralara tok…
Bunun için de mecburi istikamet “ Niğde…” gibi duruyor…