Milletlerin tarihlerinde vatanın bütünlüğünün sağlanması, bayrağının hür dalgalanması, milletinin huzur ve güven içinde yaşaması için, candan, tenden vazgeçip savaşan fedakar neferleri olmuştur. Kimilerinin cansız bedenleri muharebe meydanlarında kalırken, Kimilerine de ancak bir mezar nasip olabilmiştir. Kahramanlıklarla dolu, bir tarihe imza atmış Türk Milleti'nin, mazisinde yardan, serden, candan geçen kahraman vatan evlatları hep var olmuştur. Savaştığı her cepheye de mührünü kanla vurmuştur. Mührünü silinmez şekilde vurduğu cephelerimizden biri ve en çok şehit verdiğimiz, geçilmez dediğimiz Çanakkale Cephesi'nde yaşananlar insanı duygulandıran, kimi zamanda kanını donduran olaylara sahne olmuştur. Akif'in Çanakkale Şiirinde de dediği gibi;
"Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer, Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mi hakikat mahşer."
Çanakkale'de tam anlamıyla bir mahşer yaşanmış, bu mahşerden zaferle çıkan şanlı ecdadımız olmuştur. ... ★ Geçen hafta sonu, şehitleri anma haftası münasebetiyle, Çanakkale'ye bir gezimiz oldu. Bu gezi sırasında, ayak bastığımız her santiminde Mehmetçik kanı olan, mermilerin havada çarpıştığı, kutlu topraklarda yürürken, manevi atmosferi de en üst seviyede yaşadık. Burada ülkemizin dört bir yanından gelip şehadete ulaşan, şanlı şehitlerimizin adına dikilmiş anıtlarda, isimlerini ve memleketlerini okurken, duygulanmamak elde değil. Bu anıt mezarlar arasında göz gezdirirken, bir anıt mezarın ayrı yerde olduğu görülmekte. İşte bu ayrı yerde dikilen anıt mezar "meçhul asker" diye de bilinen o şehidimizin mezarıdır.
★ Meçhul askerin hikayesini kısaca anlatacak olursak:
1.Dünya Savaşı'nın en yoğun ve acımasız yaşandığı 1915 yılında, Gelibolu Yarımadası'nda Mehmetçik yedi düvelle savaşıyordu, o askerlerin içinde Anzak dediğimiz Avustralya-Yeni Zelenda askerleriyle de Arıburnu muharebe meydanında göğüs göğüse çarpışırken, Anzak kolordusundan bir asker, şehit ettiği askerimizin kafasını keserek yanına alıp saklamış, daha sonra mumyalama yöntemiyle çürümesini önleyerek ülkesi Avustralya'ya götürmüş, oradaki arkadaşlarına, eşine, dostuna, "işte bakın ben bir Türk'ü öldürdüm" diyerek bu canavarlığını bir övünç vesilesi olarak görmüş. Yıllar geçip yaşlandıkça bu hareketinden pişmanlık duymuş, daha sonraki yıllarda çocukları, Melbourne Başkonsolosluğu'na başvurarak, bunu bildirmeleri sonucunda Avustralya devleti, askeri bir tören düzenleyerek, şehidimizin kafasını 10 Mart 2003 yılında ülkemize göndermiş oldu. Ülkemiz ise şehidimizin kafatasını askeri ve dini tören düzenleyerek 18 Mart 2003 yılında, bugün bulunduğu Çanakkale Şehitleri anıt mezarlığındaki Meçhul Asker anıt mezarına defnetmiştir.
Türk Milleti'ne Çanakkale zaferini yaşatıp, geçilmez damgasını kanla vuran tüm sehitlerimizin, gazilerimizin ruhları şad, mekânları cennet olsun. Dua ile kalın...
Yavuz Yıldızbaş yildizbasyavuz@gmail.com
Yorum Ekle
Yorumlar
Muhsin Başkan
24.03.2019 16:54
▶ADAM ◀Bizde adamın;Uzunu, kısası,Şişmanı zayıfı,Siyahı, beyazı,Zengini fakiri, yoktur.Adamın doğru olanı vardır.Adamın dürüst olanı vardır.Adamın MUHSİN olanı vardır.
Hayatının en verimli çağında hüküm giymeden, 1 gün bile ceza almadan tutuklu olarak 8 yılını hapiste geçiren ve bu 8 yıl hapis haya
"Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" der ünlü filozof Herakleitos.
İnsan ne kadar da değişmedim dese de maalesef değişir ve değişiyorda.Nasıl mı?Okuyunca eminim ki hak vereceksiniz.
Eskiden haksızlığa uğrayan birini gördüğümüzde, bir nebzede olsa tepkimizi koyup, dilsiz şeytan olmaktan korkan
Kelime anlamı olarak dinin yasak ettiği şeylerden kaçınıp emrettiği şeyleri yapmak anlamına gelen takva; cennet mertebesine yükselmenin yoludur bir anlamda...
Elbette ki bir din alimi kadar derinlere inmeyeceğim, lakin tarihte ve günümüzde yaşanan durumlar üzerinden değerlendirme yapıp, neler olmuş
Toplum olarak bu terime çok alışık değiliz maalesef.
Belki de hatalarımızla, yanlışlarımızla yüzleşmeyi sevmediğimizden olsa gerek.Malum 31Mart 2019 Yerel Seçimleri yapıldı. Bu seçimde Türk siyasi tarihinde belki de eşine pek rastlanmayan ittifaklarla girildi. Bir anlamda mecbur kalındı da denilebi
At izinin it izine, tozun dumana karıştığı bir dönemde, çakalların köşe başlarında hain emellerini gerçekleştirmek için beklediği, nefret tohumlarının atıldığı bir zamanda, en iyisi derin bir nefes alarak, toz duman çekilince, binilenin at mı eşek mi olduğunu tasavvur için, olayları teşhis edebilmek
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Hür Haber
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Yavuz Yıldızbaş
Meçhul Asker
Milletlerin tarihlerinde vatanın bütünlüğünün sağlanması, bayrağının hür dalgalanması, milletinin huzur ve güven içinde yaşaması için, candan, tenden vazgeçip savaşan fedakar neferleri olmuştur.
Kimilerinin cansız bedenleri muharebe meydanlarında kalırken,
Kimilerine de ancak bir mezar nasip olabilmiştir.
Kahramanlıklarla dolu, bir tarihe imza atmış Türk Milleti'nin, mazisinde yardan, serden, candan geçen kahraman vatan evlatları hep var olmuştur.
Savaştığı her cepheye de mührünü kanla vurmuştur.
Mührünü silinmez şekilde vurduğu cephelerimizden biri ve en çok şehit verdiğimiz, geçilmez dediğimiz Çanakkale Cephesi'nde yaşananlar insanı duygulandıran, kimi zamanda kanını donduran olaylara sahne olmuştur.
Akif'in Çanakkale Şiirinde de dediği gibi;
"Eski Dünyâ, Yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mi hakikat mahşer."
Çanakkale'de tam anlamıyla bir mahşer yaşanmış, bu mahşerden zaferle çıkan şanlı ecdadımız olmuştur.
...
★
Geçen hafta sonu, şehitleri anma haftası münasebetiyle, Çanakkale'ye bir gezimiz oldu.
Bu gezi sırasında, ayak bastığımız her santiminde Mehmetçik kanı olan, mermilerin havada çarpıştığı, kutlu topraklarda yürürken, manevi atmosferi de en üst seviyede yaşadık.
Burada ülkemizin dört bir yanından gelip şehadete ulaşan, şanlı şehitlerimizin adına dikilmiş anıtlarda, isimlerini ve memleketlerini okurken, duygulanmamak elde değil.
Bu anıt mezarlar arasında göz gezdirirken, bir anıt mezarın ayrı yerde olduğu görülmekte. İşte bu ayrı yerde dikilen anıt mezar "meçhul asker" diye de bilinen o şehidimizin mezarıdır.
★
Meçhul askerin hikayesini kısaca anlatacak olursak:
1.Dünya Savaşı'nın en yoğun ve acımasız yaşandığı 1915 yılında, Gelibolu Yarımadası'nda Mehmetçik yedi düvelle savaşıyordu, o askerlerin içinde Anzak dediğimiz Avustralya-Yeni Zelenda askerleriyle de Arıburnu muharebe meydanında göğüs göğüse çarpışırken, Anzak kolordusundan bir asker, şehit ettiği askerimizin kafasını keserek yanına alıp saklamış, daha sonra mumyalama yöntemiyle çürümesini önleyerek ülkesi Avustralya'ya götürmüş, oradaki arkadaşlarına, eşine, dostuna, "işte bakın ben bir Türk'ü öldürdüm" diyerek bu canavarlığını bir övünç vesilesi olarak görmüş.
Yıllar geçip yaşlandıkça bu hareketinden pişmanlık duymuş, daha sonraki yıllarda çocukları, Melbourne Başkonsolosluğu'na başvurarak, bunu bildirmeleri sonucunda Avustralya devleti, askeri bir tören düzenleyerek, şehidimizin kafasını 10 Mart 2003 yılında ülkemize göndermiş oldu.
Ülkemiz ise şehidimizin kafatasını askeri ve dini tören düzenleyerek 18 Mart 2003 yılında, bugün bulunduğu Çanakkale Şehitleri anıt mezarlığındaki Meçhul Asker anıt mezarına defnetmiştir.
Türk Milleti'ne Çanakkale zaferini yaşatıp, geçilmez damgasını kanla vuran tüm sehitlerimizin, gazilerimizin ruhları şad, mekânları cennet olsun.
Dua ile kalın...
Yavuz Yıldızbaş
yildizbasyavuz@gmail.com
Muhsin Başkan
24.03.2019 16:54▶ADAM ◀Bizde adamın;Uzunu, kısası,Şişmanı zayıfı,Siyahı, beyazı,Zengini fakiri, yoktur.Adamın doğru olanı vardır.Adamın dürüst olanı vardır.Adamın MUHSİN olanı vardır. Hayatının en verimli çağında hüküm giymeden, 1 gün bile ceza almadan tutuklu olarak 8 yılını hapiste geçiren ve bu 8 yıl hapis haya
Yalan mı?
27.03.2019 19:50"Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" der ünlü filozof Herakleitos. İnsan ne kadar da değişmedim dese de maalesef değişir ve değişiyorda.Nasıl mı?Okuyunca eminim ki hak vereceksiniz. Eskiden haksızlığa uğrayan birini gördüğümüzde, bir nebzede olsa tepkimizi koyup, dilsiz şeytan olmaktan korkan
Takva
04.04.2019 16:50Kelime anlamı olarak dinin yasak ettiği şeylerden kaçınıp emrettiği şeyleri yapmak anlamına gelen takva; cennet mertebesine yükselmenin yoludur bir anlamda... Elbette ki bir din alimi kadar derinlere inmeyeceğim, lakin tarihte ve günümüzde yaşanan durumlar üzerinden değerlendirme yapıp, neler olmuş
Öz eleştiri yapabiliyor muyuz? (Seçim 2019)
05.04.2019 17:42Toplum olarak bu terime çok alışık değiliz maalesef. Belki de hatalarımızla, yanlışlarımızla yüzleşmeyi sevmediğimizden olsa gerek.Malum 31Mart 2019 Yerel Seçimleri yapıldı. Bu seçimde Türk siyasi tarihinde belki de eşine pek rastlanmayan ittifaklarla girildi. Bir anlamda mecbur kalındı da denilebi
Bir Düşün!
09.04.2019 11:46At izinin it izine, tozun dumana karıştığı bir dönemde, çakalların köşe başlarında hain emellerini gerçekleştirmek için beklediği, nefret tohumlarının atıldığı bir zamanda, en iyisi derin bir nefes alarak, toz duman çekilince, binilenin at mı eşek mi olduğunu tasavvur için, olayları teşhis edebilmek