SON DAKİKA
Hava Durumu

Merkel, CHP’nin talebini mi seslendiriyor?

Yazının Giriş Tarihi: 22.08.2017 06:56
Yazının Güncellenme Tarihi: 22.08.2017 06:56

Almanya'da Hıristiyan Demokratlardan, Sosyal Demokratlara, Yeşillerden ırkçı Pediga'vari partilere, hepsinin ortak bir dille Türkiye'ye saldırmasında -hadi eleştirmesi diyelim- bir gariplik yok mu? Hıristiyan Demokrat Merkel de Sosyal Demokrat Schultz da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve Türkiye'yi eleştirmekte sınır tanımıyor. Yeşiller'i ve faşist partileri saymıyorum bile...
Basın, daha da vahim durumda. Solcusu, sağcısı, demokratı arasında fark kalmamış. Almanya'da eleştiri sınırlarını aşan, iç siyasi rekabetle de pek ilgisi olmayan bir Türkiye karşıtlığı hatta düşmanlığı var. Hem de 2011'den beri... Gazete ve dergi manşetleri ortada. Peki, onları ortak bir noktada buluşturan Türkiye'nin yanlışları ve demokrasi eksikliği mi yoksa Almanya'nın bölgesel ve küresel çıkarları mı?
Ne yazık ki Türkiye'nin bazı muhalefet partileri ve medyası bu gerçeği görmek istemiyor. Bu da doğal olarak Alman siyasi aktörlerinin elini güçlendiriyor. Öyle güçlendiriyor ki, hızını alamayan Almanya Başbakanı Merkel şu açıklamayı yapabiliyor: "Türkiye, sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetten ibaret değil. Neredeyse yüzde 50'si anayasa referandumuna 'Hayır' dedi. Onların da bizden beklentisi var."
Bu Alman iç siyasetini çok aşan bir yaklaşım. Merkel, adeta sömürge şansölyesi gibi davranıyor. Amaçları da Türkiye'yi ekonomik olarak çökertmek. Ekonomisi çöken bir Türkiye'nin yüzde 50'ye nasıl yararı olur, o da ayrı bir sorun. Alman Dışişleri Bakanı Gabriel BBC'ye verdiği demeçte bu hedefi açıkça söylüyor. "Federal hükümetin Türkiye'ye takındığı tavrı sertleştirmesinin ve ekonomikbaskının etkisini görüldü." 
Ne ilginç değil mi? İç siyasette hiç de yabancısı olmadığımız bir yaklaşım bu... CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Focus dergisine ne demişti: "Türkiye'de can ve mal güvenliği yok."
CHP'li Selin Sayek Böke daha da ileri gitmiş şöyle demişti: "Türkiye'ye ekonomik ambargo uygulanmalı..." 
Nasıl da Merkel veya Dışişleri Bakanı Gabriel'in söyledikleri örtüşüyor. Acaba buörtüşme yüzünden mi şu ana kadar CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve çevresinden bir ses çıkmıyor? FETÖ'cülerin, PKK'lıların memnun olmaları şaşırtıcı değil ama CHP yöneticilerinin susması manidar.

Merkel'in Erdoğan kıskançlığı

Almanya'nın siyasi aktörleriyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilişkisinde öfke ve kıskançlık iç içe geçmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "eşit ilişki" istemesi öfkelendiriyor, onca darbeye kumpasa karşı ayakta kalması ve halkın gönlünü kazanması da kıskandırıyor.
Bunu en iyi bilenlerden biri de SPD Başkanı Martin Schultz... Schultz, Almanya- Türkiye ilişkilerinin bahar havası yaşadığı 2000'lerin ortasından sonra sık sık Türkiye'ye geliyor özel görüşmeler yapıyordu. Sonra Avrupa Parlamentosu başkanı oldu. O yıllarda tam bir Türkiye hayranıydı. Hatta ilginçtir lise mezunu Schultz, Bilgi Üniversitesi'nden fahri doktorasını bile bu dostluk sayesinde aldı.
O samimiyet yıllarında sosyalist Schultz, sık sık rakibi olacak Merkel'le ilgili şeyler söylüyordu. Birine de dönemin AB Bakanı Egemen Bağış'la gittiğim Brüksel'de ben tanık olmuştum. Schultz, gülerek Türk heyetine şöyle diyordu: "Merkel, en çok sizin başbakanınızı kıskanıyor. Almanya'da kendisi kalabalık toplayamıyor ama Başbakan Erdoğan, 40-50 bin kişiyle miting yapıyor. Bu da Merkel'i çıldırtıyor." Şimdi merak ediyorum, parti başkanı olan Schultz'un saldırganlığının arka planında da Erdoğan kıskançlığı mı var?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.