Başkan Erdoğan'ın 3 günlük New York gezisi, manifesto gibi BM konuşmasıyla, Türkevi'nin açılmasıyla, İngiltere Başbakanı Boris Johnson dahil çok sayıda ülke devlet başkanı ve sivil toplum örgütüyle görüşmesiyle tarihe BM çıkarması olarak geçecek. Bu gezinin tamamlayıcısı ve "yazmasamolmaz" dediğim küresel bir cephesidaha var: First Lady Emine Erdoğan'ınetkinlikleri... O etkinliklerden ilki Turkuvaz yayınlarından çıkan Emine Erdoğan'ın "AfrikaSeyahatlerim" isimli kitabının tanıtım toplantısıydı. Dünyada başka bir örneği var mı bilmiyorum, bir First Lady olarak EmineErdoğan, Kara Afrika'nın son yüz-yüz elli yılında Batı sömürgeciliğinin yol açtığı derin yarayı küresel dünyanın gündemine taşıdı. Bu çaba da durduk yerde ortaya çıkmadı, arka planında Türkiye'nin 2005 yılında başlattığı "Afrika açılım" siyaseti var. Afrikalı kadınların da katıldığı tanıtım toplantısında Erdoğan o çabayı şöyle özetledi: "Bildiğiniz gibi, eşimCumhurbaşkanı Recep TayyipErdoğan'a birçok Afrika ziyaretindeeşlik ettim. Bende ayrı ayrı hatıralarıolan her bir yolculukta, endişenin,neşenin, gözyaşının, dünyanınher yerinde aynı olduğuna yakındanşahit oldum. İnsanlığın bütün duygularınınevrensel olduğunu içselleştirdim. Anne kalbinin evrensel ritminiişittim."
'O YARA HER SIZLADIĞINDA...' Kitap, Cezayir'den Senegal'e çok sayıdayoksul bırakılan Afrika ülkesinde çocukların,kadınların nasıl bir çaresizliğe mahkûmedildiğini anlatıyor. Her satırı insanıniçini acıtan bu izlenimleri, Somali örneğindedaha derinden hissediyorsunuz. Buderin sızıyı Emine Erdoğan'ın kitabındanokuyalım: "Somali'ye gitmezseniz oradayaşananlar, TV kumandasının birdüğmesine basarak kurtulabildiğinizanlık görüntüler haline geliyor. Bizzat gidip gördüğünüzde ise, birömür boyu kalbinizde iyileşmeyecekbir yaraya dönüşüyor. O yara hersızladığında kendinizi bir muhasebeiçinde buluyorsunuz: Ben ne yapabilirim?" İşte bu soruyla 2011 yılında ünlüsanatçılar Ajda Pekkan, Sertab Erenerve Muazzez Ersoy'la yola çıkan ve ilk kezSomali'ye giden Erdoğan gördüğü manzarakarşısında dehşete düşer: "İnsanlığın bu denli vahim birtablonun konusu olabilmesi, hepimizinvicdanını tel tel etti. Belkide o gün ağladığım kadar bir dahahiç ağlamadım. First Lady, 'BirFirst Lady'nin ağladığını ilk kez gördüm'dedi. Nasıl ağlamazdık. Eti kemiğineyapışmış çocuklar gördük. Kuraklıktan iki çocuğunu kaybetmişbir annenin karşısında söyleyecekbir söz bulamadım."
TÜRKİYE'NİN MERHAMET ELİ Bu tablodan çok değil 5 yıl sonra 3Haziran 2016'da Emine Erdoğan üçüncükez Somali'deydi. Türkiye'nin el uzattığıSomali'de çok şey değişmişti: "Somali'de Türkiye'nin vicdanidesteği ve iyi niyetiyle çok şeydeğişti. Türkiye 2011'den bugüneSomali'ye 1 milyar doları aşan insanive kalkınma yatırımı yaptı. Bugünbu yatırımların meyvesini topluyoruz. Somali'nin 2011'deki çaresizliğiinşallah uzak bir hatıra olarak kalacak." Aslında Somali örneği Türkiye'nin 1milyarlık Afrika'ya nasıl baktığının ve nelerideğiştirdiğinin de örneğiydi. Sadece şu rakamlar bile değişimi anlatmaya yetiyor: 2002 yılında Afrika'da sadece 12 büyükelçiliğimiz varken, bugün 43 büyükelçiliğimiz var. Aynı şekilde Ankara'da 10 olan Afrika büyükelçiliklerinin sayısı da bugün 37'ye yükselmiş. Türk Hava Yolları ise Afrika'da 40ülkeye, 60 noktaya sefer düzenliyor. İhracat rakamları da en az üç katına çıkmış durumda. Siyasi ilişkiler de geçmişle kıyaslanmayacak kadar ileri düzeyde... Karabağ'dan Libya'ya, Somali'den Myanmar'a mazlum halklara sahip çıkan Türkiye yalnızlaştı diye "sevinerek siyaset" yapanlara duyurulur...
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
New York’ta Afrika dostu bir First Lady
Başkan Erdoğan'ın 3 günlük New York gezisi, manifesto gibi BM konuşmasıyla, Türkevi'nin açılmasıyla, İngiltere Başbakanı Boris Johnson dahil çok sayıda ülke devlet başkanı ve sivil toplum örgütüyle görüşmesiyle tarihe BM çıkarması olarak geçecek.
Bu gezinin tamamlayıcısı ve "yazmasam olmaz" dediğim küresel bir cephesi daha var: First Lady Emine Erdoğan'ın etkinlikleri...
O etkinliklerden ilki Turkuvaz yayınlarından çıkan Emine Erdoğan'ın "Afrika Seyahatlerim" isimli kitabının tanıtım toplantısıydı.
Dünyada başka bir örneği var mı bilmiyorum, bir First Lady olarak Emine Erdoğan, Kara Afrika'nın son yüz-yüz elli yılında Batı sömürgeciliğinin yol açtığı derin yarayı küresel dünyanın gündemine taşıdı. Bu çaba da durduk yerde ortaya çıkmadı, arka planında Türkiye'nin 2005 yılında başlattığı "Afrika açılım" siyaseti var.
Afrikalı kadınların da katıldığı tanıtım toplantısında Erdoğan o çabayı şöyle özetledi:
"Bildiğiniz gibi, eşim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a birçok Afrika ziyaretinde eşlik ettim. Bende ayrı ayrı hatıraları olan her bir yolculukta, endişenin, neşenin, gözyaşının, dünyanın her yerinde aynı olduğuna yakından şahit oldum. İnsanlığın bütün duygularının evrensel olduğunu içselleştirdim. Anne kalbinin evrensel ritmini işittim."
'O YARA HER SIZLADIĞINDA...'
Kitap, Cezayir'den Senegal'e çok sayıda yoksul bırakılan Afrika ülkesinde çocukların, kadınların nasıl bir çaresizliğe mahkûm edildiğini anlatıyor. Her satırı insanın içini acıtan bu izlenimleri, Somali örneğinde daha derinden hissediyorsunuz. Bu derin sızıyı Emine Erdoğan'ın kitabından okuyalım:
"Somali'ye gitmezseniz orada yaşananlar, TV kumandasının bir düğmesine basarak kurtulabildiğiniz anlık görüntüler haline geliyor. Bizzat gidip gördüğünüzde ise, bir ömür boyu kalbinizde iyileşmeyecek bir yaraya dönüşüyor. O yara her sızladığında kendinizi bir muhasebe içinde buluyorsunuz: Ben ne yapabilirim?"
İşte bu soruyla 2011 yılında ünlü sanatçılar Ajda Pekkan, Sertab Erener ve Muazzez Ersoy'la yola çıkan ve ilk kez Somali'ye giden Erdoğan gördüğü manzara karşısında dehşete düşer:
"İnsanlığın bu denli vahim bir tablonun konusu olabilmesi, hepimizin vicdanını tel tel etti. Belki de o gün ağladığım kadar bir daha hiç ağlamadım. First Lady, 'Bir First Lady'nin ağladığını ilk kez gördüm' dedi. Nasıl ağlamazdık. Eti kemiğine yapışmış çocuklar gördük. Kuraklıktan iki çocuğunu kaybetmiş bir annenin karşısında söyleyecek bir söz bulamadım."
TÜRKİYE'NİN MERHAMET ELİ
Bu tablodan çok değil 5 yıl sonra 3 Haziran 2016'da Emine Erdoğan üçüncü kez Somali'deydi. Türkiye'nin el uzattığı Somali'de çok şey değişmişti:
"Somali'de Türkiye'nin vicdani desteği ve iyi niyetiyle çok şey değişti. Türkiye 2011'den bugüne Somali'ye 1 milyar doları aşan insani ve kalkınma yatırımı yaptı. Bugün bu yatırımların meyvesini topluyoruz. Somali'nin 2011'deki çaresizliği inşallah uzak bir hatıra olarak kalacak."
Aslında Somali örneği Türkiye'nin 1 milyarlık Afrika'ya nasıl baktığının ve neleri değiştirdiğinin de örneğiydi.
Sadece şu rakamlar bile değişimi anlatmaya yetiyor: 2002 yılında Afrika'da sadece 12 büyükelçiliğimiz varken, bugün 43 büyükelçiliğimiz var. Aynı şekilde Ankara'da 10 olan Afrika büyükelçiliklerinin sayısı da bugün 37'ye yükselmiş. Türk Hava Yolları ise Afrika'da 40 ülkeye, 60 noktaya sefer düzenliyor. İhracat rakamları da en az üç katına çıkmış durumda. Siyasi ilişkiler de geçmişle kıyaslanmayacak kadar ileri düzeyde...
Karabağ'dan Libya'ya, Somali'den Myanmar'a mazlum halklara sahip çıkan Türkiye yalnızlaştı diye "sevinerek siyaset" yapanlara duyurulur...