Geride bıraktığımız yıl oldukça hareketli geçti. Türkiye hem ulusal siyasette hem uluslararası siyasette oldukça önemli gelişmelere tanık oldu.
2017 sonunda ABD Başkanı Donald Trump'a Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımaktan vazgeçme çağrısı yapan karar tasarısı için 21 Aralık tarihinde gerçekleşen oylamada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ekibinin yoğun diplomasisi ile 128 ülke aleyhte oy kullanırken sadece 9 küçük ülke lehte oy kullandı. Bu uluslararası başarı ile 2018 yılına girmiştik. 2018 sonlarında da ABD askerinin Suriye'den çekilme kararı ortaya çıktı.
Türk Silahlı Kuvvetleri PKK/PYD varlığına son vermek üzere Afrin'e Zeytin Dalı Operasyonu yaparak, Afrin'i kontrol altına aldı. Başta İHA ve SİHA'lar olmak üzere yerli ve milli silah silahlarının etkisini ve FETÖ'den temizlenmiş TSK'nın gücünü dost düşman herkese göstermiş olduk.
ABD ile FETÖ ve Suriye'de PKK/PYD ile ortak hareket etmesinin sorunlarını yaşarken, Halkbank davasından dolayı tutuklanan Halkbank Genel Müdür yardımcısı Hakan Atilla'nın tutuklanması olayı ve sonrasında da Brunson, ABD ile en büyük krizimiz oldu. Brunson olayından mütevellit olarak para piyasaları, başta yükselen ABD Doları olmak üzere, döviz kurları artışı ve buna bağlı zamlarla –şu anda da bir hareketlenme gördüğümüz- altüst oldu. Sonraki süreçte ise Ekonomi ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve ekibi tarafından alınan önlemlerle toparlandı. Kuşkusuz 16 Nisan 2017'de geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk seçimleri olması hasebiyle 24 Haziran seçimleri yılın en önemli olaylarından birisi idi. Nitekim geçmiş seçim sonuçları ve Optimar Araştırma ekibi ile yaptığımız araştırma sonuçlarına dayanarak ‘'Erdoğan'ın şahsi oyunun % 51-% 53 arasındadır. ‘' demiştik. Seçim sonuçlarında Erdoğan'ın oyu % 52,6 olarak gerçekleşti. Seçim sonuçları ile ilgili yaptığımız araştırmalarda AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçilmesi ile ilgili bir risk görmezken, ‘'asıl risk yerel seçimlerde Ankara ya da İstanbul'un kaybedilmesiyle ortaya çıkabilir. Zira AK Parti'nin hikayesi 1994 yerel seçimlerinde Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesiyle ve burada gösterdiği başarı ile başlamıştır. Yerel seçimlerdeki oy kaybı büyük risk oluşturabilir.'' demiştik. Şu an İstanbul seçimi Binali Yıldırım'ın aday gösterilmesiyle rahat gözükse de Ankara için Mansur Yavaş ve Mehmet Özhaseki arasındaki yarışta AK Parti açısından bir risk söz konusudur.
24 Haziran seçimlerine geri dönecek olursak; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile hayatımızda birçok yenilik oldu. Bunların başında ise, yürütmenin başına Cumhurbaşkanı'nın geçmesi ve Bakanlar Kurulu'nun dışardan atanması geliyor. Kabine'de siyasetten sadece başarılı dört isim yer aldı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı İçişleri Bakanı olan, başta PKK ve FETÖ terör örgütü ile mücadele olmak üzere, uyuşturucu ile mücadele ve trafik terörü konusunda da etkin çalışmalara liderlik eden Süleyman Soylu, Enerji Bakanlığı döneminde başta Yenilenebilir Enerji olmak üzere, enerjide dışa bağımlılığı belli ölçüde azaltan Berat Albayrak Ekonomi ve Maliye Bakanı olarak, FETÖ ile mücadelede etkin çalışan Abdülhamit Gül ve Türkiye'nin en zor döneminde Dışişleri Bakanı olan ve bu görevi oldukça başarılı bir şekilde yapan Mevlüt Çavuşoğlu milletvekilliğinden istifa edip bakan olarak kabinede yer aldılar. Aradan geçen süre de bu isimlerin icraatları ile kabinede doğru seçim olduklarını gösterdi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sonucu olarak, Cumhurbaşkanlığı için %50 üzerinde oy alma zorunluluğu partiler arasında ittifakları da zorunlu hale getirdi. AK Parti ile MHP Cumhur İttifakını oluşturdu. CHP, İYİ Parti, SP ve dışarıdan gizli destekle de HDP Millet İttifakını oluşturdu. Tam burada izninizle küçük bir reklam yapacağım; ittifak sonuçlarını da en iyi bulan firma benim de başında bulunduğum Optimar Araştırma ekibi oldu.
İttifakların devamına karar verildi. 24 Haziran'da kendilerini Millet İttifakı olarak tanımlayan CHP, İYİ Parti ve HDP ile olan ortaklığını ‘işbirliği' olarak tanımladı. AK Parti ve MHP ise Cumhur İttifakı olarak yollarına devam ediyorlar.
Bir sonraki yazımda 2019'da başta seçimlerin kodları olmak üzere, 2019'da öne çıkmasını beklediğim konuları yazacağım.
Bu vesileyle, başta Yemen, Arakan ve Suriyeli çocukların insanca yaşayacakları barış ve huzur ortamının oluşmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Cenab-ı Allah bizlere de sağlık ve huzur nasip eylesin inşallah.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Hür Haber
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Hilmi Daşdemir
Öne Çıkan Olaylarla Türkiye’nin 2018’i
Geride bıraktığımız yıl oldukça hareketli geçti. Türkiye hem ulusal siyasette hem uluslararası siyasette oldukça önemli gelişmelere tanık oldu.
2017 sonunda ABD Başkanı Donald Trump'a Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanımaktan vazgeçme çağrısı yapan karar tasarısı için 21 Aralık tarihinde gerçekleşen oylamada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ekibinin yoğun diplomasisi ile 128 ülke aleyhte oy kullanırken sadece 9 küçük ülke lehte oy kullandı. Bu uluslararası başarı ile 2018 yılına girmiştik. 2018 sonlarında da ABD askerinin Suriye'den çekilme kararı ortaya çıktı.
Türk Silahlı Kuvvetleri PKK/PYD varlığına son vermek üzere Afrin'e Zeytin Dalı Operasyonu yaparak, Afrin'i kontrol altına aldı. Başta İHA ve SİHA'lar olmak üzere yerli ve milli silah silahlarının etkisini ve FETÖ'den temizlenmiş TSK'nın gücünü dost düşman herkese göstermiş olduk.
ABD ile FETÖ ve Suriye'de PKK/PYD ile ortak hareket etmesinin sorunlarını yaşarken, Halkbank davasından dolayı tutuklanan Halkbank Genel Müdür yardımcısı Hakan Atilla'nın tutuklanması olayı ve sonrasında da Brunson, ABD ile en büyük krizimiz oldu. Brunson olayından mütevellit olarak para piyasaları, başta yükselen ABD Doları olmak üzere, döviz kurları artışı ve buna bağlı zamlarla –şu anda da bir hareketlenme gördüğümüz- altüst oldu. Sonraki süreçte ise Ekonomi ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve ekibi tarafından alınan önlemlerle toparlandı.
Kuşkusuz 16 Nisan 2017'de geçilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk seçimleri olması hasebiyle 24 Haziran seçimleri yılın en önemli olaylarından birisi idi. Nitekim geçmiş seçim sonuçları ve Optimar Araştırma ekibi ile yaptığımız araştırma sonuçlarına dayanarak ‘'Erdoğan'ın şahsi oyunun % 51-% 53 arasındadır. ‘' demiştik. Seçim sonuçlarında Erdoğan'ın oyu % 52,6 olarak gerçekleşti. Seçim sonuçları ile ilgili yaptığımız araştırmalarda AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçilmesi ile ilgili bir risk görmezken, ‘'asıl risk yerel seçimlerde Ankara ya da İstanbul'un kaybedilmesiyle ortaya çıkabilir. Zira AK Parti'nin hikayesi 1994 yerel seçimlerinde Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesiyle ve burada gösterdiği başarı ile başlamıştır. Yerel seçimlerdeki oy kaybı büyük risk oluşturabilir.'' demiştik. Şu an İstanbul seçimi Binali Yıldırım'ın aday gösterilmesiyle rahat gözükse de Ankara için Mansur Yavaş ve Mehmet Özhaseki arasındaki yarışta AK Parti açısından bir risk söz konusudur.
24 Haziran seçimlerine geri dönecek olursak; Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile hayatımızda birçok yenilik oldu. Bunların başında ise, yürütmenin başına Cumhurbaşkanı'nın geçmesi ve Bakanlar Kurulu'nun dışardan atanması geliyor. Kabine'de siyasetten sadece başarılı dört isim yer aldı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin gelmiş geçmiş en başarılı İçişleri Bakanı olan, başta PKK ve FETÖ terör örgütü ile mücadele olmak üzere, uyuşturucu ile mücadele ve trafik terörü konusunda da etkin çalışmalara liderlik eden Süleyman Soylu, Enerji Bakanlığı döneminde başta Yenilenebilir Enerji olmak üzere, enerjide dışa bağımlılığı belli ölçüde azaltan Berat Albayrak Ekonomi ve Maliye Bakanı olarak, FETÖ ile mücadelede etkin çalışan Abdülhamit Gül ve Türkiye'nin en zor döneminde Dışişleri Bakanı olan ve bu görevi oldukça başarılı bir şekilde yapan Mevlüt Çavuşoğlu milletvekilliğinden istifa edip bakan olarak kabinede yer aldılar. Aradan geçen süre de bu isimlerin icraatları ile kabinede doğru seçim olduklarını gösterdi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sonucu olarak, Cumhurbaşkanlığı için %50 üzerinde oy alma zorunluluğu partiler arasında ittifakları da zorunlu hale getirdi. AK Parti ile MHP Cumhur İttifakını oluşturdu. CHP, İYİ Parti, SP ve dışarıdan gizli destekle de HDP Millet İttifakını oluşturdu. Tam burada izninizle küçük bir reklam yapacağım; ittifak sonuçlarını da en iyi bulan firma benim de başında bulunduğum Optimar Araştırma ekibi oldu.
İttifakların devamına karar verildi. 24 Haziran'da kendilerini Millet İttifakı olarak tanımlayan CHP, İYİ Parti ve HDP ile olan ortaklığını ‘işbirliği' olarak tanımladı. AK Parti ve MHP ise Cumhur İttifakı olarak yollarına devam ediyorlar.
Bir sonraki yazımda 2019'da başta seçimlerin kodları olmak üzere, 2019'da öne çıkmasını beklediğim konuları yazacağım.
Bu vesileyle, başta Yemen, Arakan ve Suriyeli çocukların insanca yaşayacakları barış ve huzur ortamının oluşmasını Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Cenab-ı Allah bizlere de sağlık ve huzur nasip eylesin inşallah.