Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından İBB’ye kayyum atanacağı iddiaları gündemden düşmezken, CHP olası müdahalelere karşı olağanüstü kurultay kararıyla hamle yaptı. Star Gazetesi köşe yazarı Mehmet Yalçın Yılmaz’a göre bu süreç, partide derinleşen liderlik krizinin ve iç hesaplaşmanın habercisi.
Haber Giriş Tarihi: 26.03.2025 21:31
Haber Güncellenme Tarihi: 27.03.2025 18:33
Kaynak:
Haber Merkezi
hurhaber.com
İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından İBB’ye kayyum atanacağı iddiası siyaset gündeminde sıcaklığını korurken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel olağanüstü kurultay kararıyla dikkat çekti. Star Gazetesi köşe yazarı Mehmet Yalçın Yılmaz, Hürhaber’e değerlendirmede bulundu.
Kayyum iddiaları ve CHP'nin yanıtı
19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmesinin ardından, kamuoyunda İBB’ye kayyum atanacağı yönündeki iddialar artarak tartışmaya yol açmıitı. Bu süreçte yalnızca belediye yönetimi değil, ana muhalefet partisi CHP’nin de kayyum uygulamasıyla karşı karşıya kalabileceği öne sürüldü.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu ihtimale karşı partisinin olağanüstü kurultay kararı alacağını belirtti. Kurultay sürecinin, olası siyasi ve hukuki müdahalelere karşı partinin kendisini yeniden yapılandırma stratejisi olarak değerlendirildiği yorumları yapılıyor.
Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP’nin 6 Nisan 2025’te yapılacak 21. Olağanüstü Kurultayı’nın durdurulması talebini reddetti. Mahkemenin bu kararıyla kurultayın planlandığı gibi yapılmasının önünde hukuki bir engel kalmadı.
Star Gazetesi köşe yazarı Mehmet Yalçın Yılmaz, Hürhaber’e yaptığı açıklamada süreci Türkiye’nin son on yıllık güvenlik merkezli siyaset yapma biçimiyle ilişkilendirdi. Yılmaz, 15 Temmuz 2016 sonrası güvenlikçi paradigmanın ülke yönetimine hakim olduğunu, bu yaklaşımın kıyı kentlerde otoriterleşme algısını güçlendirdiğini ifade etti.
CHP’nin 2010’lu yıllarda yaşadığı dönüşüme de değinen Yılmaz, Kemal Kılıçdaroğlu döneminde merkez sağ seçmene yönelik açılım arayışlarının hızlandığını, bu çerçevede farklı siyasi aktörlerle kurulan temasların partinin söyleminde değişime neden olduğunu belirtti.
İmamoğlu figürü ve parti içi gerilim
Yılmaz’a göre, 2023 seçim sürecinde Ekrem İmamoğlu’nun medyada öne çıkarılması, CHP içinde yeni bir liderlik tartışmasını başlattı. Bazı uluslararası medya organları ve araştırma kuruluşlarının İmamoğlu’na yönelik ilgisi, parti içindeki dengeleri etkiledi. Bu gelişmelerin, CHP'nin sosyal demokrat köklerinden uzaklaşarak daha liberal bir çizgiye yönelmesi anlamına geldiği yorumunu yapan Yılmaz, İmamoğlu’nun profilinin CHP’nin geleneksel yapısıyla örtüşmediğini vurguladı.
Kurultay ve siyasetin finansmanı iddiaları
CHP’de son dönemde yaşanan değişimin merkezinde İstanbul örgütü olduğunu savunan Yılmaz, bu yapının siyasetin finansmanında etkin bir rol üstlendiğini belirtti. İddialara göre, kayıt dışı paraların parti il binası satın alımında kullanıldığı, delege transferleri ve tartışmalı kurultay süreçleri bu bağlamda gündeme geldi.
5 Kasım 2023’te gerçekleşen kurultayın ardından kamuoyuna yansıyan iddialar ve mahkemeye taşınan itirazlar partide yeni bir kırılmaya neden oldu. Yılmaz, bu gelişmeleri “taht kavgası” olarak nitelendirirken, asıl hesaplaşmanın yaklaşan kurultayda hukuki zeminde gerçekleşeceğini ifade etti.
Küresel ve yerel dengeler arasında CHP'nin yönü
CHP’nin önümüzdeki dönemde karşı karşıya kalabileceği siyasi gelişmelerin yalnızca iç dinamiklerle sınırlı olmadığını belirten Yılmaz, partinin bölgesel ve küresel gelişmeleri analiz edebilecek, Türkiye’nin mevcut koşullarına uygun politikalar üretebilecek bir kadro yapılanmasına ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.
Yılmaz sözlerine şu ifadeleri de ekledi:
“Mahkeme neticede hangi kararı verirse versin, yakında gerçekleşecek olağanüstü kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nun sırtındaki hançeri çıkartmak istediğini biliyoruz. Bu metafor, taht kavgalarının en üst düzeyde, en dar çerçevede yaşandığını bize gösterir. Belki de hançer geldiği yere çoktan gönderilmiştir ama bu hesaplaşma kurultayda hukuki bir zemine oturacak ve kayda geçecektir.”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Hür Haber
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
HÜRHABER Özel! CHP’de olağanüstü kurultay krizi çözmeye yeter mi?
Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından İBB’ye kayyum atanacağı iddiaları gündemden düşmezken, CHP olası müdahalelere karşı olağanüstü kurultay kararıyla hamle yaptı. Star Gazetesi köşe yazarı Mehmet Yalçın Yılmaz’a göre bu süreç, partide derinleşen liderlik krizinin ve iç hesaplaşmanın habercisi.
İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından İBB’ye kayyum atanacağı iddiası siyaset gündeminde sıcaklığını korurken, CHP Genel Başkanı Özgür Özel olağanüstü kurultay kararıyla dikkat çekti. Star Gazetesi köşe yazarı Mehmet Yalçın Yılmaz, Hürhaber’e değerlendirmede bulundu.
Kayyum iddiaları ve CHP'nin yanıtı
19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmesinin ardından, kamuoyunda İBB’ye kayyum atanacağı yönündeki iddialar artarak tartışmaya yol açmıitı. Bu süreçte yalnızca belediye yönetimi değil, ana muhalefet partisi CHP’nin de kayyum uygulamasıyla karşı karşıya kalabileceği öne sürüldü.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu ihtimale karşı partisinin olağanüstü kurultay kararı alacağını belirtti. Kurultay sürecinin, olası siyasi ve hukuki müdahalelere karşı partinin kendisini yeniden yapılandırma stratejisi olarak değerlendirildiği yorumları yapılıyor.
Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP’nin 6 Nisan 2025’te yapılacak 21. Olağanüstü Kurultayı’nın durdurulması talebini reddetti. Mahkemenin bu kararıyla kurultayın planlandığı gibi yapılmasının önünde hukuki bir engel kalmadı.
Yalçın Yılmaz: “Süreç güvenlikçi paradigmanın devamı”
Star Gazetesi köşe yazarı Mehmet Yalçın Yılmaz, Hürhaber’e yaptığı açıklamada süreci Türkiye’nin son on yıllık güvenlik merkezli siyaset yapma biçimiyle ilişkilendirdi. Yılmaz, 15 Temmuz 2016 sonrası güvenlikçi paradigmanın ülke yönetimine hakim olduğunu, bu yaklaşımın kıyı kentlerde otoriterleşme algısını güçlendirdiğini ifade etti.
CHP’nin 2010’lu yıllarda yaşadığı dönüşüme de değinen Yılmaz, Kemal Kılıçdaroğlu döneminde merkez sağ seçmene yönelik açılım arayışlarının hızlandığını, bu çerçevede farklı siyasi aktörlerle kurulan temasların partinin söyleminde değişime neden olduğunu belirtti.
İmamoğlu figürü ve parti içi gerilim
Yılmaz’a göre, 2023 seçim sürecinde Ekrem İmamoğlu’nun medyada öne çıkarılması, CHP içinde yeni bir liderlik tartışmasını başlattı. Bazı uluslararası medya organları ve araştırma kuruluşlarının İmamoğlu’na yönelik ilgisi, parti içindeki dengeleri etkiledi. Bu gelişmelerin, CHP'nin sosyal demokrat köklerinden uzaklaşarak daha liberal bir çizgiye yönelmesi anlamına geldiği yorumunu yapan Yılmaz, İmamoğlu’nun profilinin CHP’nin geleneksel yapısıyla örtüşmediğini vurguladı.
Kurultay ve siyasetin finansmanı iddiaları
CHP’de son dönemde yaşanan değişimin merkezinde İstanbul örgütü olduğunu savunan Yılmaz, bu yapının siyasetin finansmanında etkin bir rol üstlendiğini belirtti. İddialara göre, kayıt dışı paraların parti il binası satın alımında kullanıldığı, delege transferleri ve tartışmalı kurultay süreçleri bu bağlamda gündeme geldi.
5 Kasım 2023’te gerçekleşen kurultayın ardından kamuoyuna yansıyan iddialar ve mahkemeye taşınan itirazlar partide yeni bir kırılmaya neden oldu. Yılmaz, bu gelişmeleri “taht kavgası” olarak nitelendirirken, asıl hesaplaşmanın yaklaşan kurultayda hukuki zeminde gerçekleşeceğini ifade etti.
Küresel ve yerel dengeler arasında CHP'nin yönü
CHP’nin önümüzdeki dönemde karşı karşıya kalabileceği siyasi gelişmelerin yalnızca iç dinamiklerle sınırlı olmadığını belirten Yılmaz, partinin bölgesel ve küresel gelişmeleri analiz edebilecek, Türkiye’nin mevcut koşullarına uygun politikalar üretebilecek bir kadro yapılanmasına ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.
Yılmaz sözlerine şu ifadeleri de ekledi:
“Mahkeme neticede hangi kararı verirse versin, yakında gerçekleşecek olağanüstü kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nun sırtındaki hançeri çıkartmak istediğini biliyoruz. Bu metafor, taht kavgalarının en üst düzeyde, en dar çerçevede yaşandığını bize gösterir. Belki de hançer geldiği yere çoktan gönderilmiştir ama bu hesaplaşma kurultayda hukuki bir zemine oturacak ve kayda geçecektir.”
Çok Okunanlar