CHP'de ve sol aydınlardaki din takıntısının değişmeyeceğinin son örneğini Özgür Özel verdi. Oysa CHP'yi yönetenler, son dönemde çok değiştiklerini, dine, mütedeyyin insanlara daha farklı baktıklarını söylüyor, hatta KemalKılıçdaroğlu, ikide bir doğru olmadığı hâlde "Başörtüsünü biz serbest bıraktık" diye övünüyordu. Ne yazık ki yeni yönetim, CHP'nin genetiğini bozdu ama özünü değiştirmedi. Her an o öz ortaya çıkıyor ve kinini kusuyor. Bu konuda en başarılı isim hiç kuşkusuz CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel... Ayrıntısına girmeyeceğim ama Özel'in Diyanet İşleri Başkanlığı'nın okul öncesi Kuran kurslarıyla ilgili açıklaması tam da böyle bir açıklama. Şöyle diyordu: "Çocukları bütün dünya nasılyetiştiriyorsa öyle yetiştirmek varkenbir Ortaçağ zihniyetine yönelmenin,bunu kurumsallaştırmaya çalışmanınne bu Cumhuriyet'e, ne bu milletefaydası var, ne de Anayasa'ya uygunluğuvar." Bir siyasetçi Diyanet'i, uygulamalarınıeleştirebilir ama İslam dinini bir "Ortaçağzihniyeti" olarak niteliyorsa bu bambaşkabir şey. Bir anlamda bilinçaltına işlenmişdüşmanlık açığa çıkıyor. Bu da, Batıemperyalizminin bazı kesimlerin beynininasıl iğfal ettiğinin işareti... Çünkü Batı,kendi Ortaçağ karanlığının, bilime düşmanlığınınüstünü örtmek için İslam'ı o"Karanlık Ortaçağ"ın ürünü olarak gösterdive göstermeye devam ediyor. Tesadüf bu ya, küçük oğlumun geçirdiği kaza nedeniyle Ankara Şehir Hastanesi'nde kalırken birçok dost ziyarete geldi. Onlardan biri gelirken birkaç da kitap getirdi. İlginçtir o kitaplardan biri, ThomasBauer'in "Neden İslam'ın Ortaçağ'ıYoktu?" isimli kitabıydı. Gündemdeki tartışmayla bire bir örtüşüyor. Okuyunca "Keşke bu kitabı Özel'e de gönderse" diye düşündüm. Ama okumayacağından eminim. Çünkü onun tezlerini altüst eden bir kitap. Batı, Ortaçağ karanlığında Galileo gibi bilim adamlarını yargılarken aynı zaman diliminde İslam dünyasında bambaşka bir rüzgâr esiyordu. Farabi'den Ahi Evran'a, İbni Sina'dan İbn Rüşd'e İslam filozofları müthiş eserler veriyordu. Batı'da engizisyon mahkemeleri kurulurken, Doğu'da okul kuruluyordu. Peki, Hegel dahil Batılı aydınlar, siyasetçiler neden İslam'la Ortaçağ'ı bütünleştiriyor? Kendi dışındakileri "Ortaçağ"ürünü görerek aslında vahşi emperyalistdüzeni koruyorlar. Bakın bunu yukarıdasözünü ettiğim kitabın yazarı Bauer şöyleanlatıyor: "Buna karşın modernitenin, totaliterideolojileri, sömürgeciliği vesoykırımı beraberinde getirmesi ve20. yüzyılı dünya tarihinin en kanlıyüzyılı yapması da saklanmaktadır. Böylece dünyanın geri kalanınınOrtaçağlaştırılmasının, küreselmodernite üzerinde Batı'nın yorumegemenliğini sürdürmek için emperyalistbir strateji olduğu ortaya çıkmaktadır."Sözünü ettiğim yazar buyaklaşımın sadece üzücü önyargılar olmadığını,somut siyasi sonuçlara da yol açtığınısöylüyor. Bunu da en net biçimdeTürkiye'nin 2004 yılında AB'ye alınmamasındagörüyor ve Alman siyasetçi HelmutSchmidt'in şu makalesine atıf yapıyor: "Türkler Avrupalı mı? Hayır, bunauygun değiller." Bu tür kitaplar okunsa, Özgür Özelgibi kendi dinine, kültürüne Batılı emperyalistleringözüyle bakıp hakaret eden çıkarmıydı?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
Özgür Özel’in Ortaçağ zihniyeti
CHP'de ve sol aydınlardaki din takıntısının değişmeyeceğinin son örneğini Özgür Özel verdi. Oysa CHP'yi yönetenler, son dönemde çok değiştiklerini, dine, mütedeyyin insanlara daha farklı baktıklarını söylüyor, hatta Kemal Kılıçdaroğlu, ikide bir doğru olmadığı hâlde "Başörtüsünü biz serbest bıraktık" diye övünüyordu.
Ne yazık ki yeni yönetim, CHP'nin genetiğini bozdu ama özünü değiştirmedi. Her an o öz ortaya çıkıyor ve kinini kusuyor. Bu konuda en başarılı isim hiç kuşkusuz CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel... Ayrıntısına girmeyeceğim ama Özel'in Diyanet İşleri Başkanlığı'nın okul öncesi Kuran kurslarıyla ilgili açıklaması tam da böyle bir açıklama. Şöyle diyordu:
"Çocukları bütün dünya nasıl yetiştiriyorsa öyle yetiştirmek varken bir Ortaçağ zihniyetine yönelmenin, bunu kurumsallaştırmaya çalışmanın ne bu Cumhuriyet'e, ne bu millete faydası var, ne de Anayasa'ya uygunluğu var."
Bir siyasetçi Diyanet'i, uygulamalarını eleştirebilir ama İslam dinini bir "Ortaçağ zihniyeti" olarak niteliyorsa bu bambaşka bir şey. Bir anlamda bilinçaltına işlenmiş düşmanlık açığa çıkıyor. Bu da, Batı emperyalizminin bazı kesimlerin beynini nasıl iğfal ettiğinin işareti... Çünkü Batı, kendi Ortaçağ karanlığının, bilime düşmanlığının üstünü örtmek için İslam'ı o "Karanlık Ortaçağ"ın ürünü olarak gösterdi ve göstermeye devam ediyor.
Tesadüf bu ya, küçük oğlumun geçirdiği kaza nedeniyle Ankara Şehir Hastanesi'nde kalırken birçok dost ziyarete geldi. Onlardan biri gelirken birkaç da kitap getirdi. İlginçtir o kitaplardan biri, Thomas Bauer'in "Neden İslam'ın Ortaçağ'ı Yoktu?" isimli kitabıydı. Gündemdeki tartışmayla bire bir örtüşüyor.
Okuyunca "Keşke bu kitabı Özel'e de gönderse" diye düşündüm. Ama okumayacağından eminim. Çünkü onun tezlerini altüst eden bir kitap. Batı, Ortaçağ karanlığında Galileo gibi bilim adamlarını yargılarken aynı zaman diliminde İslam dünyasında bambaşka bir rüzgâr esiyordu. Farabi'den Ahi Evran'a, İbni Sina'dan İbn Rüşd'e İslam filozofları müthiş eserler veriyordu.
Batı'da engizisyon mahkemeleri kurulurken, Doğu'da okul kuruluyordu.
Peki, Hegel dahil Batılı aydınlar, siyasetçiler neden İslam'la Ortaçağ'ı bütünleştiriyor? Kendi dışındakileri "Ortaçağ" ürünü görerek aslında vahşi emperyalist düzeni koruyorlar. Bakın bunu yukarıda sözünü ettiğim kitabın yazarı Bauer şöyle anlatıyor:
"Buna karşın modernitenin, totaliter ideolojileri, sömürgeciliği ve soykırımı beraberinde getirmesi ve 20. yüzyılı dünya tarihinin en kanlı yüzyılı yapması da saklanmaktadır. Böylece dünyanın geri kalanının Ortaçağlaştırılmasının, küresel modernite üzerinde Batı'nın yorum egemenliğini sürdürmek için emperyalist bir strateji olduğu ortaya çıkmaktadır." Sözünü ettiğim yazar bu yaklaşımın sadece üzücü önyargılar olmadığını, somut siyasi sonuçlara da yol açtığını söylüyor. Bunu da en net biçimde Türkiye'nin 2004 yılında AB'ye alınmamasında görüyor ve Alman siyasetçi Helmut Schmidt'in şu makalesine atıf yapıyor: "Türkler Avrupalı mı? Hayır, buna uygun değiller."
Bu tür kitaplar okunsa, Özgür Özel gibi kendi dinine, kültürüne Batılı emperyalistlerin gözüyle bakıp hakaret eden çıkar mıydı?