PKK’dan muhtıracı amirallere selam ve ABD’ye mesaj
Yazının Giriş Tarihi: 20.04.2021 06:21
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.04.2021 06:21
ABD Başkanı Biden'ın, BaşkanErdoğan'a karşı muhalefet partilerinedestek vereceği açıklaması çok tartışılmıştı. Bu kirli projenin nasıl hayata geçirileceği merak edilirken, ABD'nin kapsama alanına giren kesimlerin harekete geçmeleri çok sürmedi. Kimi "Montrö"yü gerekçe yaptı, kimi "irtica" kılıfıyla eski Türkiye özlemini dile getirdi. Hepsinin ortak derdi, Başkan Erdoğan hükümetinin yürüttüğü "milli ve yerli" siyasetti. Bu siyasi kuşatmanın terör ayağında ise bu kez FETÖ'den daha çok PKK vardı. PKK demek, aynı zamanda HDP ve Suriye'deki ayağı PYD demekti. Bir anlamda "darbedinamiği" dahil siyasi kuşatmanın kitlesel ayağında onlar vardı ve onlara "büyük iş" düşüyordu. Peki, ne karşılığında? PKK'nın terör örgütü listesinden çıkarılması karşılığında... Yani PKK silahı bırakmayacak ama "terör örgütü" listesinden çıkarılacaktı. Bu talebi de PKK'nin Kandil'deki baronu Cemil Bayık açıkladı: "Gerillalarımız olmasaydı DAİŞ'in başkenti Rakka özgürleşmezdi. PKK'ye teşekkür edilmesi gerekirken yük olarak görülmesi hangi hakkaniyetle bağdaşır. ABD'nin PKK'yi terör örgütü listesine koyması tamamen siyasi nedenlerledir. NATO üyesi olan Türkiye ile ilişkiler böyle bir kararı aldırmıştır. Bu karar Türkiye'yi memnun etmek için alınmıştır. Türkiye de böyle bir dayatma içinde olmuştur."
'PKK İÇİNDEKİ ROJAVALIARKADAŞLARIMIZ' Ama daha vahim olan, 40 yıldır Türkiye'ye terörle saldıran, binlerce insanı katleden ve antiemperyalist olduğunu söyleyen bu Stalinist örgütün başınzdaki adamın, ABD emperyalizmi karşısında "günah" çıkarmasıydı: "Gerillanın, örgütümüzün ABD'yeyönelik dolaylı ya da dolaysız tek bireylemi yoktur. ABD bizi ödülle arananlarlistesine almış. Bu büyük bir haksızlık..." Bayık o açıklamalarının devamında bir gerçeği de itiraf ediyor. Yıllardır Türkiye'nin, ABD ve tüm dünyaya hatta içerideki CHP'ye anlatmaya çalıştığı, "PYD, PKK'nınSuriye'deki siyasi koludur" gerçeğini bakın ne kadar açık ve net anlatıyor: "Ferhad Abdi Şahin ve İlham Ahmedon yıllarca PKK içinde kalmışlar, yöneticilikyapmışlardı. Bunu ABD de, Avrupada, Türkiye de, tüm dünya da biliyor.PKK içindeki Rojavalı arkadaşlarımızdı." Biden siyasetinin farklı yansımalarını göreceğimiz başka hareketlenmeler de var. Mesela amirallerin muhtıra gibi bildirisine sadece CHP değil PKK da sahip çıktı. Bu konuda Nevruz kutlamaları dahil kitlesel eylemlere atıf yapan Kandil sakinlerinden Sabri Ok şöyle diyor: "AK Parti ve MHP iktidarı dışında'Bu devlet benim devletimdir' diyenve ses çıkaran belli kesimler de var. Buaçıklamayı yapan amiraller de öyle birkesimdir. Bu amirallerin dışında devletçi olarak tanımlanacak başka kesimler de vardır. Devletçi Kemalist kesimler, kendini tarikatlar veya cemaatlerin etkisinde süründüren ve tekrar eden bir devlet istemiyorlar." Ok, bu talebini biraz daha ileri götürüyor ve "devletin eski haliyle kalmasını" isteyenlerden söz ediyor: "(Bunlar da) Sadece emekli amirallerdeğil, ordu içinde de bu anlayışı temsiledenler vardır." Bu siyasi yaklaşımların HDP hatta CHP içinde bir karşılığı olmadığını kim söyleyebilir?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Mahmut Övür
PKK’dan muhtıracı amirallere selam ve ABD’ye mesaj
ABD Başkanı Biden'ın, Başkan Erdoğan'a karşı muhalefet partilerine destek vereceği açıklaması çok tartışılmıştı.
Bu kirli projenin nasıl hayata geçirileceği merak edilirken, ABD'nin kapsama alanına giren kesimlerin harekete geçmeleri çok sürmedi. Kimi "Montrö"yü gerekçe yaptı, kimi "irtica" kılıfıyla eski Türkiye özlemini dile getirdi. Hepsinin ortak derdi, Başkan Erdoğan hükümetinin yürüttüğü "milli ve yerli" siyasetti.
Bu siyasi kuşatmanın terör ayağında ise bu kez FETÖ'den daha çok PKK vardı. PKK demek, aynı zamanda HDP ve Suriye'deki ayağı PYD demekti. Bir anlamda "darbe dinamiği" dahil siyasi kuşatmanın kitlesel ayağında onlar vardı ve onlara "büyük iş" düşüyordu.
Peki, ne karşılığında?
PKK'nın terör örgütü listesinden çıkarılması karşılığında... Yani PKK silahı bırakmayacak ama "terör örgütü" listesinden çıkarılacaktı. Bu talebi de PKK'nin Kandil'deki baronu Cemil Bayık açıkladı:
"Gerillalarımız olmasaydı DAİŞ'in başkenti Rakka özgürleşmezdi. PKK'ye teşekkür edilmesi gerekirken yük olarak görülmesi hangi hakkaniyetle bağdaşır. ABD'nin PKK'yi terör örgütü listesine koyması tamamen siyasi nedenlerledir. NATO üyesi olan Türkiye ile ilişkiler böyle bir kararı aldırmıştır. Bu karar Türkiye'yi memnun etmek için alınmıştır. Türkiye de böyle bir dayatma içinde olmuştur."
'PKK İÇİNDEKİ ROJAVALI ARKADAŞLARIMIZ'
Ama daha vahim olan, 40 yıldır Türkiye'ye terörle saldıran, binlerce insanı katleden ve antiemperyalist olduğunu söyleyen bu Stalinist örgütün başınzdaki adamın, ABD emperyalizmi karşısında "günah" çıkarmasıydı:
"Gerillanın, örgütümüzün ABD'ye yönelik dolaylı ya da dolaysız tek bir eylemi yoktur. ABD bizi ödülle arananlar listesine almış. Bu büyük bir haksızlık..."
Bayık o açıklamalarının devamında bir gerçeği de itiraf ediyor. Yıllardır Türkiye'nin, ABD ve tüm dünyaya hatta içerideki CHP'ye anlatmaya çalıştığı, "PYD, PKK'nın Suriye'deki siyasi koludur" gerçeğini bakın ne kadar açık ve net anlatıyor:
"Ferhad Abdi Şahin ve İlham Ahmed on yıllarca PKK içinde kalmışlar, yöneticilik yapmışlardı. Bunu ABD de, Avrupa da, Türkiye de, tüm dünya da biliyor. PKK içindeki Rojavalı arkadaşlarımızdı."
Biden siyasetinin farklı yansımalarını göreceğimiz başka hareketlenmeler de var. Mesela amirallerin muhtıra gibi bildirisine sadece CHP değil PKK da sahip çıktı. Bu konuda Nevruz kutlamaları dahil kitlesel eylemlere atıf yapan Kandil sakinlerinden Sabri Ok şöyle diyor:
"AK Parti ve MHP iktidarı dışında 'Bu devlet benim devletimdir' diyen ve ses çıkaran belli kesimler de var. Bu açıklamayı yapan amiraller de öyle bir kesimdir.
Bu amirallerin dışında devletçi olarak tanımlanacak başka kesimler de vardır. Devletçi Kemalist kesimler, kendini tarikatlar veya cemaatlerin etkisinde süründüren ve tekrar eden bir devlet istemiyorlar."
Ok, bu talebini biraz daha ileri götürüyor ve "devletin eski haliyle kalmasını" isteyenlerden söz ediyor:
"(Bunlar da) Sadece emekli amiraller değil, ordu içinde de bu anlayışı temsil edenler vardır."
Bu siyasi yaklaşımların HDP hatta CHP içinde bir karşılığı olmadığını kim söyleyebilir?