Anglosakson hâkimiyetin de ki PKK

Ortadoğu'da ki hâkim pozisyonumuz Cerablus'ta ki olaya el koymamızla iyi bir konuma geldi diyebilirim. Türkiye FIRAT KALKANI operasyonu ile Suriye'nin kuzeyinde yer alacak ABD'nin desteklediği PYD ve YPG uzantılı bir koridorda Kürt Devleti projesi ayağını bozdu.

Her ne kadar Ypg'nin küstahça çıkışları olsada ve de Salih Müslim'in Suriye'yi bataklık olarak lanse etmesi onlarında o bataklıkta zor durumda olduğunun resmidir. Türkiye olarak ÖSO'ya destek vererek DAEŞ'i yok etme harekâtında gerçekten Suriye'de geç kalınmış bir harekâta imza atıyoruz. SURİYE ve DAEŞ konusu Türkiye'nin Ortadoğu'da ki geleceği açısından çok önemli odak konu. Ve bu iki konuyu Türkiye defalarca gündeme getirmesine rağmen AB NATO BM ve ULUSAL tüm kanallara duyarsızlıklarını yüzlerine vurmasına rağmen en sonunda Koalisyon güçleri ile gerekli ortak karar ile yapılacak olanı yaptı. DAEŞ örgütünün hangi ülkeler tarafından kurgulanıp beslenip büyütüldüğünü burada yazmama gerek yok. Çünkü artık herkes iyi biliyor.

Ancak Türkiye dışarda ki tehlikeleri bertaraf etmeye çalışırken içeride PKK terör örgütü ile 30 yılı aşkın sürede mücadelesini sürdürüyor. Burada enteresan noktalara gelmek istiyorum. Bu konudan konuk olduğum TV programlarında da bahsettim arada size yazdığım köşe yazılarında da PKK'nın yeni bir görev üstlendiğini dile getirmiştim. Nedir bu MİSYON açıklayayım!
Dostlarım Mavi Marmara olayı ile Akdeniz havzasında hâkimiyet alanımız daraldı, ‘Güney koridoru' ile de ki bunu Fırat'ın doğusu ve batısı olarak bizi tam bir kuşatma altına alacakları nokta da. FIRAT KALKANI operasyonunu devreye soktuk. MİT'in üstün çalışmaları bölge de ki istihbarı açıdan stratejik önem arz eden stratejik konumumuzu
belirlememize yol açtı. Fırat'ın Doğusu için pek iyimser olamam ama Fırat'ın batısı bizim kontrolümüz ve sınırlarımız müdahilinde diyebilirim…

Peki, Cerablus ile bitti mi? Hayır ne yazık ki bitmedi! Suriye'nin kuzeyin de ki bölgede enerji kaynaklarını hedef alan Kürt koridoruna müsaade etmedik. Diğeri ne Peki?

Sıra Karadeniz havzasındaki Büyük Ermenistan projesine gelecek. Ermenistan Karadeniz'e açılacak. Orada da yine PKK ve DAEŞ üzerinden böyle bir çalışmanın olacağı gözüküyor. Çünkü PKK Karadeniz de nabız yokluyor. Yani DAEŞ ve PKK terör örgütleri Orta Doğu'da, Hazar havzasında, Kafkasya'da her alanda kullanılabilecek bir yapıya dönüşmüş vaziyetteler. Bu örgütlerin silah, araç, gereç, teknoloji ve eğitim gibi bütün ihtiyaçlarını Batılı istihbarat servisleri sağlıyor. Bu konuda sürekli bilgiler geliyor. Peki, ne yapmak gerek? Bu örgütleri ortadan kaldırmanız lazım. Başka yapacak hiç bir şey yok. Operasyon elbette diplomasi yoluyla yapılır. Ancak benim ulusal güvenliğimi tehlike altına alacak bir durum söz konusu ise o zaman bu örgütlere kökten çözüm şart. Şimdi PKK'ya yeni bir görev yüklenmiş bu açıkça belli. PKK Karadeniz'de taşeron olarak kullanılacak. Başta da dediğim gibi Kafkasya üst akıl için önemli Doğu Akdeniz'deki enerji kaynaklarını elde etme adına yürütülen büyük çaplı planın ikinci ayağı Büyük Ermenistan projesi ile pekiştirilmek istenmektedir. Bunu da şuan PKK ve DAEŞ gibi terör örgütlerini o bölge de eylemler yaptırarak gerçekleştirmek isteyeceklerdir. FIRAT KALKANI ile Cerablus'a girildi. Ve burada ki hâkimiyetimiz sağlandı. Aynı şekilde Pkk terör örgütü de sınırlar arası operasyon olarak Karadeniz'de tehdit unsuru oluşturuyor. PKK'ya Operasyon şarttır. Bu da PKK'nın yuvalandığı Kandil'e girmek ile olur. Anglosakson hâkimiyetin de ki PKK örgütünü ortadan kaldırmadan bu sorunları çözemeyiz…